Merhabaa. Uzun bir süre sonra tekrar yazdım. Bu bölüm eskiyi anlatıyor. Umarım beğenirsiniz.
Brianna pisliğin kollarından ve alt tarafdaki baskısından kurtulmak için çırpınıyordu. Ama fayda etmiyordu. Lanet olsun ki sıska görüntüsünün altında güçlü kolları vardı. Adam onu duvara yapıştırmış yüzünü boynuna gömerken arkadan kükremeyi andıran bir ses duyuldu.
"Hey!"
İkiside yerinde sıçrayıp sesin geldiği yöne baktılar. An adamın dikkatinin dağılmasıni fırsat bilip kasıklarına tekmeyi geçirmeyi denedi fakat adam kıza tokat atıp yere düşmesini sağladı.
An hızla bulundukları tarafa yürüyen adama baktı. Karanlıkta yüzünü tam seçemiyordu ama bu James'di. Adamın yüzüne yumruğunu geçirmesi ile An çığlık attı. James umursamayıp yumruklarını adamın yüzüne sıralamaya devam etti.
An şokun etkisi ile yerden kalkamıyordu, sadece boş ama korku dolu gözlerle James'in adamı öldüresiye dövmesini izliyordu. Bir süre sonra kendine gelebilmeyi başardı ve güçlükle ayağa kalktı. James'in adama tekrar yumruk atmak için kalkmış kolunu kavradı ve"Yapma." dedi sakin bir sesle. Ama içinde hiçde sakin değildi.
Ölesiye korkuyordu.
James havadaki kolunu indirdi ve An'in bileğini yakalayıp hızla yürümeye başladı. An'in deli gibi titrediğini fark edince durdu ve yüzüne baktı. Sesizce ağlıyordu. Yüzünü ellerinin arasına alıp
" Ağlama."diye fısıldadı.
" Geçti. Ben burdayım."
An'in ağzından bir hıçkırık kaçtı. James ona sıkıca sarıldı.
Ağlaması azaldıktan sonra James saçlarına bir öpücük kondurup geri çekildi ve "Sana kimse zarar veremez, ben olduğum sürece asla buna izin vermem."
"T-teşekkür ederim beni kurtardığın için." Diye kekeledi ama yüzüne bakamıyordu.
"Gitsek iyi olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Sensin
Teen FictionKim demiş bir serseri sevmeyi bilmez diye ! ¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤ "Seni sevdiğimi biliyorsun." diye dudaklarımın üstüne doğru fısıldadı. "Beni korkutuyorsun ama garip bir şekilde senin yanında kendim güvende hissediyorum." diyebildi...