ah ne çok uyumuşum . fatih nerede? sabah sabah ve haftasonu neredeydi bu çocuk. evde de hiç ses yoktu. bizim ev olsa şuan uyanmış olurdu. ailemi özlemiştim. kavgalarımız , abimin takılmaları hepsini bir gün de özlemiştim.kısa bir süre acaba kaç gün sürecekti. ayaklarımı yere bastığımda bir üşüme hissetmiştim. aşağı inmeye başladığımda evin gündüz daha güzel göründüğünü farkettim. salona, sonra mutfağa, daha sonra banyolara baktım. fatih de dahil kimse yoktu. sadece çalışanlar evi ses çıkarmadan topluyordu ve biri de mutfakta bir şeyler hazırlıyordu. zaten evde sadece üç çalışan vardı gördüğüme göre diğer kısmı korumalardan oluşuyordu. sanırım bu evde beraber yemek yeme gibi bir alışkanlık yoktu ama olmalıydı hepsi kopuk yaşıyordu. onları ben alıştıracağım gibi bir şey sacmalamayacağım tabi ki. zaten bu evde uzun kalmayacağım için onların düzenini bozmak da istemiyordum. zaten uğraşmak kadar cesaret yok ben de yani şöyle desem daha doğru olacak: üşengeçlik
" Asya hanım açsanız hemen bir şey koyayım. ne istersiniz?" ne olduğunu bilmeden nasıl söyleyebilirim.
" sofra falan kurmuyormusunuz?'".
"hayır efendim. herkes acıkınca kendi gelir yer. ben de şaşırmıştım bir nevi otel gibi düşünün. ama fatih bey-"
" günaydın Asya. nasılsın?" fatihin annesi gelip çalışanın sözünü kesmişti. önce ona korkutucu bi bakış atıp mutfaktan çıkmasını söyledi. " iyiyim siz nasılsınız?"
" ben de iyiyim . şimdi sen yemeğini ye . fatih gelip alacakmış evden. ye sonra üstüne güzel birşey giy. " başta yapmacık olarak gülüyordu şimdi ise ciddileşmişti. benden hoşlandığı pek söylenemezdi. dün fatihin yanında yapmacık olarak gulmuslerdi. bu ailede sevgi denen şey kalmamıştı. of niye geldi şimdi bu kadın koyacaktı işte yemklerimi.zorla kalkıp tavaları açtım birinde omlet vardı hemen kapattım. birinde patates kızartması, köfte vardı. hemen onlardan çok çok alıp yemeye koyuldum. acaba fatih nereye götürecekti. hızla yemeği yiyip odaya çıktım ama hiçbir şey getirmemiştim ki kapı çalındığında " gel! " diyebilmiştim. içeri kısa etekli hizmetçilereden biri girip " efendim. bunu fatih bey çıkmadan önce asyaya verin diye tembihlemişti." bu kızın dün fatihe nasıl baktığını görmüştüm ve bana da ne kadar itici baktığını farkediyordum. o yüzden yumuşak davranmayı düşünmüyordum." tamam. şimdi git." çok bu kaba söylemiştim. ama umrumda değildi. kız sözümü anlamamış gibi dışarı çıkmamıştı. " çık dediğimi hatırlıyorum." bunu dediğimde bile yine çıkmamıştı. laftan anlamaz gerizekalının tekiydi." bana bak. burada çalıştığım için bir şey demedim ama fatihi elimden alamayacaksın bi ara onla çok güzel zamanlar geçiriyorduk. ah bence onu hemen bırakmalısın şu ana kadar kaç kişiyle çıktı haberin var mı?"
"o uzun dilini bir yerlerine sokmayı düşünüyorum şu an. bu dediklerinin hiç biri umrumda mı sanıyorsun?" bunu ona sorar bir şekilde söylemiştim. ama kız bunları söylediğinde kendimi kötü hissetmiştim. " şimdi çık! " kız benden başka bir tepki vereceğimi düşünmüştü sanırım. tipi bozulup çıkmıştı odadan. getirdiği elbiseleye baktığımda diz altında biten açık olmayan bir elbiseydi. fatih de biliyordu kıyafetimin olmadığını en azından dusünebiliyordu. hemen elbiseyi üstüme geçirip evden çıktım. fatih beni dışarıda bekliyordu. ona doğru ilerledigimde kendi üstünü giydigimi görünce yüzünde bir sırıtıs oluştu. " ooooo tatlı bela. daha tatlı olmuş."
" ne sanıyordun tabi öyle olacak." tamam ben de kendimi beğenmiştim. o hala önümde dikilirken hızla r anın içine atladım. o da yavaş yavaş kendi yerine geçiyordu. " hız yapsam korkmazsın sanırım. " soru muydu , yoksa yapacaktı sadece uyarı mı veriyordu. birden gaza bastığında az kalsın camda izim çıkacaktı. bu hız çok eğlenceliydi. arkamızdan bağıranlar mı dersin, arabaya hayranlıkla bakan erkek çocuklar mi dersin. hemen radyoya ilerleyip yabancı bir şarkı açtım. " fatih."
" söyle."
" çok mu kişiyle çıktın ve hala çıktığın biri var mı?"
" bu nasıl soru Asya? "
" cevap ver ya!"
"tamam. bir sürü kişiyle çıktım çünkü doğru kişiyi bulacaktim böyle. onlar dağın eteğindeki taşlardı. ben zirvedeki , kalbimin zirvesindeki kişiyi bulunca da onu hiç bırakmayacağım anlıyor musun Asya? "
" buldun mu peki?"
" emin değilim Asya hiç emin değilim." emin değilim bir cevap değildi. sonunda arabayı dur durduğunda camdan görebildiğim kadar dışarı baktım burası büyük bir avmydi. fatih gelmemi söyleyerek beni büyük bir elbise mağazasına sokmuştu. eteği artık poposuna gelecek derecede giyinmiş bir görevli yanımıza yaklaşıyordu. niye fatihe böyle bakıyordu. her yerde bu bakışlara mahzur mu kalıyordu ama rahatsız olan bendim. " ne istemiştiniz, yardımcı olayım." bi dakika ya kadınlar için şeyler olan bir mağaza ama fatihe soruyordu." ben istemiştim. " bana dudak büzerek bakıp fatihe döndü . "kardeşinize mi bir şey alçaksınız? " ah gerizekalı! önce fatihin elinden tuttum sonra da " sevgilisine uygun bir şeyiniz vardır umarım." ahahhahhahahhahah kızın tipi aşırı derecede bozulmuştu. " siz bakın bir şey bulmadıginizda da ben yardımcı olurum." mor bu kıza yakışmamıştı ." gel aşkım. "fatih bana sırıtarak bakıyordu kızın yanından ayrildigimizda elini bırakmıştım. " noldu Asya sevgili işi bi kızın yanında mı işliyor. " hala siritiyordu. "seni korudum salak!"
" beni mi korudun orada? bence orada hislerini tutamadın. "
" ya hadi bana bir sürü üst al." oha ne zaman bu kadar yüzsüz olmuştum. ama o kadar sevgiliye para harcayacağına bana harcasın. Haklıyım! hemen kısa bir eteğe yonlendigimde beni durdurdu ve kendi elindeki şeyi verdi. bu uzun ve kapalı bir elbiseydi. bu oglanda takıntı vardı. " bunu dene ve sakin itiraz etme güzel elbise. emin ol benim yanımda kısa giyemeyeceksin yavrum!" zevki güzeldi o yüzden itiraz etmemiştim. bunu gibi uzun bir sürü üst seçmişti ve hepsini alacağını söylemişti. dar pantolonlara yöneldiğimde beni yine durdurmuştu. " pantolon ya!"
" ama dar pantolon. şuradan seç." İspanyol paçalara yönlendirmisti. mecburen oradan bi tane siyah bi de kötü bir şey seçtim ben bunları seçerken o da üstüne biraz uzun gömlekler almıştı. tamam güzel şeyler almıştık ama sevgilin bile olmayan bir kızı neden korursun ki. arabaya oturduğumda ne kadar çok yorulduğumu anlamıştım. ikimizde yerimize oturduğumuzda fatih arabayı sürmeye başlamıştı ki telefonum çalmaya başladı. berk arıyordu ve fatih te görmüştü. ona baktığımda açmamı söyledi. fatih acaba nereden tanıyordu berki. "Alo. "
" Asya neredesin?"
" Niye? "
" hadi yanına gelicem yoksa yine o oğlanla misin? "
"berk-"
" tamam Asya anladım . ama tek bir şey söyleyeceğim gittiğimi sanma geri gelicem Asya seni de alıcam anladın mı? " daha cevabımı bile beklemeden kapatmıştı telefonu.
" ne dedi?"
" önemli bir şey degil gerçekten. "
" tamam Asya üstüne gelmeyeceğim ama kötü bir şey yapma olur mu? " kafamı onaylayarak guvenmesini sağladım. berk gerçekten gelecek miydi. gittikçe fatihe bağlanıyordum. onunla zaman geçirmek hoşuma gidiyordu.ama berk gelirse hangisini seçecektim. eve geldiğimizde ikimizde kimseyle konuşmadan odaya çıkmıştık. " fatih benim kanepede yatarım aşağıda yani ben bunu gerçekten uygun görmüyorum. "
"of tamam Asya. ben gidip oturma odasında yatıcam. "
" hayı-"
"Asya sus! " sinirlendimistim onu. ama ailem beni abimle bile aynı odada yatırmazken benim böyle yatmam hiç doğru değildi. fatih aşağıya inince ben de yattım. o tarafa şu tarafa derken hiç uyuyamıyordum. acaba fatih uyumuş muydu. yanına gitsem kızar mıydı?yavaş yavaş ses çıkarmadan odaya inmeye çalışıyordum. ev böyle gerçekten korkunçtu. oturma odasının önüne geldiğimde fatihin televizyon izlediğini görünce hemen yanına gittim. "Asya? "beni gördüğüne şasırmıstı. normalde olsa gelmezdim zaten ama uyuyamamıştım.
" ne o şaşırdın! "
" uyuyamadım ben de yalnız başıma sıkıldım. "
"tamam o zamn ben geldim.ama bir şeyler yapalım yani televizyon izlemeyelim.fikir üret."
" maç yapalım. " olamaz bilgisayar oyunlarını pek beceremezdim.
" tamam. " evet sıkılmamak için oynayabilirim.
" güzel! kazanana ödül olmalı."
" ne gibi? " korkmaya başlamıştım. kazanacağına çok emindi.
" istediği bir şeyi yaptıracak."
" tamam . bana uyar."
fatih oyunu televizyona kurup oyunu başlattı. şimdi nasıl oynayacaktım ki ben oyunu bile bilmiyordum. rastgele tuşlara basmaya başladım. "Asya! ne yapıyorsun? " bunu söylerken kahkahalarla gülüyordu. " ya bunu nasıl yapıyoruz. " istemsizce bağiriyordum. 9-0 bravo yani. " ahhahha Asya bu ne kızım tek oynadım gibi hissettim . " aaa çok komik. gülmesi niye hiç bitmiyordu. " hadi söyle ne yapayım?"
"yarın belirleyeceğim onu. şimdi film izleyelim. " hemen bir film açıp izlemeye başladık. romantik bir filmdi ve fatih gülüyordu. " fatih manyak mısın? "
" Niye güzelim. komik işte. "
" fatih kız öldü."
" ama olurken ki oyunculuğu görmedin mi? ben bile daha güzel oynardım be." o böyle gülerken benim gerçekten uykum gelmişti. bu kadar enerji nereden geliyodu ya.son olarak da başımın fatihin omzunun üstüne düştüğünü hatırlıyorum. yarı uyanık yarı uyuyor gibiydim.sanirim ben film izlerken uyuyakalmıştım. ama şuan odama çıkmaya üşendiğim için çıkmayacaktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIK AKLIMDAN
Novela Juvenil"bir uçurumdan düşüyormuş gibi hissediyorum ama uçurum hiç bitmiyor gibi ve ben de düşeceğim düşüncesiyle hep yere çakılmış gibi hissediyorum. elimden tutup beni kurtarmasını bekliyorum. ama elimi de uzatamıyorum ona. kalbim acıyor gibi ama bu acı h...