Yazardan talimatlar : Önce şarkıyı açın, biterse tekrar açın :))
Tanrım, yaklaşık 70 katlı bir binanın tepesinden aşağı atlamak için deli olmak gerekmez mi ? Yoksa ben mi yanlış düşünüyorum ? Arkama dönüp, filmin namı değer senaristine:
-Hey Chazz vazgeçmek için çok mu geç ? diye sordum. Gülümsedi. ''Üzgünüm Elynn anlaşma imzanalı yaklaşık 7 ay oldu, ayrıca bunlar son sahneler'' dedi. Elini omzuma koydu. ''Ürkütücü göründüğünü biliyorum ama merak etme bu esneyen ipler asla kopmaz. Yani güvendesin. Tek yapman gereken balıklama aşağı atlamak. Sonrasını kameramanlar hallederler. '' dedi. Ve ben derin derin nefes alırken O da kameramanlara hazır olun diye işaret çakıyordu. Tabi senin için yazması kolay 70 metreden saatte -bilmediğim ama baya hızlı olduğunu düşündüğüm- hızla aşağı uçan sen olcaktın sanki bok beyinli !
Yönetmenin hazır, 5,4... '' diye saymasını durunca 2 metre geriye geldim. Tamam kızım. . Çok az kaldı. Sen muhteşem, yaparsın, tamam, hazır.. Yönetmenin ''1'' demesiyle. Boşluğa bakıp ''Yaparsın ! '' diye bağırdım ve ''Motoor !'' sesiyle zaten 2 metre uzak olduğum binanın köşesine doğru koştum ve kollarımı iki yana açıp boşluğa atladım. Düşmeye başladığımda, artık o kadar emin değildim. Yer gittikce yaklaşıyordu. Aşağıdaki insanların farketmemesi garipti. Gözlerimi açık tutmak da zorlanıyordum. Hava yüzüme çarpıyordu. Bu yüzden havada bi takla atıp yüzümün yönünü değiştirdim. Bir kaç saniyeliğine binanın tepesine bakınca telaşlı yüzler gördüm. O an neye baktıklarını anladım. İp ! 3 kelepçe olmalıydı. Neden ben 2 görüyordum. Gözlerimi bir kaç kere kırpıp açtım. Tanrım ! Sol taraftaki kelepçe yoktu !!?? Ya kopmuştu ya da takmayı unutmuşlardı. Son hız yere düşerken yapabileceğim bir şey yoktu. Sağ tarafımdaki ve belime bağlı diğer kelepçe heralde beni taşırdı. Heralde ? O an ip bitti ve yaklaşık 50 metreden sonra yavaşladı , hava da yukarı ve aşağı bir kaç tur gittikten sonra ip durdu. Yönetmene iyiyim işareti çaktıktan sonra iplerin bağlı olduğu makine çalışıp, beni yukarı çekmeye başladı. Derin bir nefes aldım. Yukarı bakıp, gülümsedim. Herkesin gevşemeye başladığı belli oluyordu. Cam binadan içerisine bakınca çoğu katta stüdyo olduğunu farkettim. Bi katta neredeyse -birbirinin içie girmiş- kişiler poz verirken. Diğer katlarda daha normaldi genellikle kapak ve giyim ürünlerinin reklamı yapılıyordu. Tıpkı Victoria Secretdaki gibi kızların olduğu katta açık pencereden içeriye ''Güzel iç çamaşırı !'' diye bağırdım. ( :D ) Fotoğrafçı bana dönüp sinirle baktığında ellerimi iki yana açıp, ''Üzgünüm Adamım!'' dedim. Tanrı aşkına, 70 metreden atlayan benken onlar bana trip atıyordu. İp hızla, beni yukarı çekerken bi anda sarsılmaya başladı. Bıraktığım ellerimle sıkıca tutundum. Kafamı korkuyla tam yukara çevirince
''Klik !''
Belimdeki kelepçe de kopmuş olmalıydı ki bir anda sağ taraftaki tamamen camla kaplı olan binaya doğru son hız gidip kafamı oraya çarpınca bunu ilk elden farketmiş oldum. İnledim. Elimi koyacak bir yer aradım ama yoktu. Yukarıdan bana megafonla bağıran seslerin hiç birini anlayamıyordum. Tek duyduğum hızla, içimden çıkacakmış gibi çarpan kalbimin sesiydi. Elimi cama dayadım ama elim kayıyordu. Gözüm içeride, yatakta üstlerinde hiç bir şey olmayan bir birinin üstünde, neredeyse sevişen, fakat bunu böldüğüm için bana kızgınlık ve şaşkınlık karışımı bakan iki tane yüz ve geride duran kameraman ekibi oldu. Kan kokusu aldığımda titremeye başladım. Telaşla cama vurup ''Yardım edin !!'' diye bağırıyordum. Senaristin asla kopmaz dediği (!) ip, beni havada tutan ve hızla incelmekte olan... Ne ?! İncelmekte olan mı ? Ben içeridekilere bağırırken, içeridekiler durumun önemi kavramış olmalılar ki pencereye doğru koşmaya başladılar. Aşağıdan siren seslerini duyuyordum. İpe başımı çevirdim, yeterince incelmişti. O an daha da sarsılmaya başladım. Düşecektim. Gözlerimi sıkıca yumdum. İpin koptuğunu hissettiğim an pencerenin açılma sesini de duydum. Boşluktayken birden biri kolumu sıkıca kavradı ve kendine doğru çekti. Çıplak bir göğüsle buluştum. O, erkeksi kokan parfümle, kan kokusunu aldığımda. Gözüm kapanmaya başlamıştı bile. Bulanık gözlerimle gördüğüm, simsiyah biraz dağınık -ve şuan yeni seks yaptım tarzı saçlarıyla- sağa doğru yatırılmış saçlar , çatık bir çift siyah kaş, pembemsi dudaklar ve karanlık..
Ha bide ses ''Sakın ölme !''
Selam Vini Severler heralde siyah sağa yatırılan saçlardan kim olduğunu anlamışsınızdır. Hemen sırıtın. Sizi gidi siziler, siz zaten benden çok önce anladınız :)) Tam yerinde kestiğim için özür dilerim ama şuan saat 01:12 yani geç oldu artık bitirmeliydim :)) Bol YORUM ve VOTE yaparsanız yarın bile gelebilir :) Ne kadar çok tutulursa o kadar çok yazarım. :))
Not : Tanışmak isterseniz mesaj atmanız yeterli :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unruly Dependent | Vini Uehara FF | KISA SÜRELİĞİNE ASKIDA |
FantasíaKötülere bulaşma demişler, atalarımız. Şuan benim neyin içinde olduğumu bilseler, kurtulmak için cehenneme kaçarlardı heralde..