Doktorun odasında bir koltukta ben diğer koltukta poyraz oturuyordu . Ona haber verdiğim de kendisinin hemen geleceğini yaza haber vermememi söylemişti. Şimdiyse ben gözlerim kıpkırmızı bir halde oturmuş tırnaklarımı kemiriyorum. Poyraz ise karşısındaki yani benim arkamdaki duvara gözlerini sabitlemiş yalnızca bakiyordu . Kapının gicirdama sesiyle poyrazla olan bakışmamız doktorun yerine oturup huzursuzca kıprdanmasıyla son bulmuştu. ikimizinde doktora dönmesiyle adam konuşmaya başladı .
" bakın poyraz bey aslında bunu size söylemem ne kadar dogru bilmiyorum ama söylemem gerekiyor ." diye lafı dolandıran doktorun sözünü poyraz sert bir ses tonu ile böldü
"sadede gel doktor nesi var kardeşimin " söyledigi sözlerle iyice ezilip büzülen doktorun bir an önce açıklaması benimde tek istedigim şeydi . Kafamda kurdugum seneryolar durdurak bilmezken ne yapacagımı şaşırmıştım .
"poyraz bey kardeşiniz uzun zamandır teşhisi konulmuş bir akciger kanseri hastası . Teşhisi koydugumuzda henüz 2. evredeydi iyleşme şansı yüksek bir ihtimaldi ancak kardeşiniz bunu reddetti . Hastalık zamanla büyüdü ve yayıldı şu an malesef ki 3.evrede bunu defalarca kardeşinize söyledim ama tedavi olmayacagını söyledi . bunu size söylemem gerektigi hakkında yaptıgı tehditler nedeniyle size ulaşamadım . ancak içim rahat etmiyor sizin tedaviye ikna edebileceginize inanıyorum" yaptıgı uzun konuşma nedeniyle derin bir nefes alan doktor rahatlamış gibiydi . ancak öyle bir şey söylemişti ki bize sanki tüm yükü bana aktarmıştı .
savaş nasıl yapardı böyle bir şey hastalıgını bile bile nasıl tedavi olmak istemez ,göz göre göre ölmeyi seçmişti . Hani beni seviyordu ,hani barışmak istiyordu .kendini ölüme terk ederek nasıl başaracaktı bunları . bana söyleseydi her saniyesinde yanında olmazmıydım onun , hiç düşünmez affederdim onu . Beni geçtim yaz ve poyraz ne olucaktı .bu kadar basit miydi ölüm onun için ardından bıraktıgı kişiler hiç mi bir önem sarf etmiyordu onun için ..
gözlerimden akan yaşları bu sefer ben salmıştım tutmayacaktım kendimi tutamazdım .. arada çıkan hıçkırık seslerim poyrazın dikkatini çekmiş olmalıydı ki yere dönük olan bakışları bana döndü . Gözlerim onun gözlerinden yanaklarına süzülen gözyaşların da takılı kaldı . onun bakışaları tekrar yere dönerken ben yavaş yavaş oturdugum koltuktan kalktım . kapıya yönelip kapıyı açmamla kapamam bir olmasıyla birlikte kapının hemen dibindeki duvara yasladım sırtımı . ellerim ile yüzümü kapatırken ağlayışım artmıştı. bir anlık kendimi yerde buldum hala ellerim yüzümde hastane koridorunda yankılanan sesim tüm dikkatları üstüme çekmişti buna emindim ama bunu umursamıyordum dahi . yanıma gelen korumayı aldırmadan oturdugum yerden kalkmıyordum adeta bütünleşmiştim orayla .
Kollarımdan sıkıcca tutulup kaldırılmam bile gözlerimi açmama sebep olmamıştı. belime sarılan ellerle aglamam daha da şidetlenmişti anlamsızca . Kim oldugunu dahi bilmedigim kişinin kim oldugu da umrumda degildi açıkçassı . ancak ara ara cıkan hıçkırıklardan sonra alınan o uzun nefeste aldıgım kokunun sahibi hiçte yabancı degildi . savaştı.. ancak savas nasıl kalkmıştı ve nasıl buraya gelmişti . gögüsünde olan ellerim ile onu ittirmeye çalıştım ancak buna izin vermedi . azıcık ta olan aramızdaki bosluktan yararlanıp gögüsüne vuruyordum . Hıçkırıklarım arasında bagırıyordum ona ,sitem ediyordum .
"nasıl yaparsın ha ? nasıl yaparsın? " hıçkırık " n-neden bana .. neden bana söylemedin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN KADINI
General Fiction"Savaş ıı sey sen sabah için.." Sözümü tatmamlamama izin vermeden "Kızmiycam yagmur artik sana kizmiycam bisey degismiyor zaten ne sen beni seviyorsun ne de ben senden vazgecebiliorum ." Bunlari soylerken gözlerime bakiyordu bende onun gözlerine b...