Sevgililer Günü

225 33 34
                                    


Zor bir hayatım oldu. Çoğu insanın kaldıramayacağı kadar ağır şeyler yaşadım. Ama her zaman her şeye inat dimdik durdum.

Hayatımda sadece bir kez yıkıldım. O gittiği zaman..

Eskiden çok ünlü bir fotoğrafçıydım. Özel çekimlere çağırılır, dergilerden teklif alırdım. Minseok beni bıraktığı gün kameramı uçurumdan aşağı fırlattım ve büyük bir depresyona girdim.

Üniversite hayatımız boyunca ona aşıktım. Her bir hücrem her bir hücresine aşıktı. Ölesiye seviyordum.. Sevgisinin bittiğini ve artık beni istemediğini öğrendiğimde dünyam başıma yıkılmıştı.

Soluğu Jongdae'nin yanında aldım. Yakın zamanda başladığım dans sınıfında tanışmıştık. Kısa süre sonra ona sevgilimden bahsettim ve daha da yakınlaştık. Benim için iyi bir dosttu. Ta ki beni öpene kadar..

Bana olan hislerini söylediğinde allak bullak olmuştum. Minseok son nefesime kadar unutamayacağım biriydi. Dünya üzerinde kimseyi onun gibi sevemeyeceğimi biliyordum. Ama Jongdae zaman içinde bana öylesine bağlanmıştı ki bırakamıyordum.

Oldukça hassas biriydi. Ben Minseok için ağlama krizleri geçirirken bile bana sarılıp ağlıyordu. Sabahlara kadar başımda bekleyip saçlarımı okşuyordu. Sanırım ona sevgi borcumdan çok minnet borcum vardı.

Bir gün ailesinin yanına gitti. Günler sonra annesinden gelen telefonla dünya ikinci kez başıma yıkıldı. Ona aşık değildim belki ama kalpten bağlıydım. Çok şey paylaşmıştım ve beklemediğim kadar berbat hissediyordum.

Bir buçuk yılı birlikte geçirmiştik. Son bir yıldır da birlikte yaşıyorduk. Sık sık ailesinin yanına gidip neşesi daha da artmış bir şekilde geri gelirdi. O kapıdan bir daha girmeyecek olması bile kalbimi paramparça ediyordu.

Bugün sevgililer günüydü. Öldüğünün üzerinden aylar geçmişti ve ben onu ziyarete gidiyordum. Küçük bir camın ardındaki fotoğraflarına bakıp dışına küçük bir çiçek buketi yapıştırıyordum.

Kalbindeki ağırlıkla gittiğini biliyordum. Kalbimdeki acıyı ona yansıtmamaya çalıştığım ve her an sevgiyle, şefkatle dokunduğum için mutlu olmasını diliyordum. Ama ne yaparsam yapayım onu incittiğim gerçeğini aklımdan atamıyordum.

Elimdeki buketi camın üzerine yapıştırıp parmaklarıyla kalp yaparak çektiği fotoğrafına gülümsedim.

"Seni özledim Jongdae.. Çok özledim.. Sevgililer günümüz kutlu olsun."

Orada daha fazla kalırsam yaşamaktan vazgeçeceğimi biliyordum. Yaşlarımın akmasına izin verip arkamı döndüm. Tam gidecekken onu gördüm. Minseok.. Uğruna Jongdae'yi incittiğim adam..

"Yixing?"

Görmezden gelip yürümeye başladım. Yanından geçip gidecekken kolumdan tuttu.

"Ona mı geldin?"

"O? Sevgilim olduğundan haberin vardı demek?"

"Konuşmalıyız."

"Hemen kolumu bırak. Her ne sebeple buradasın bilmiyorum ama bana yaklaşma Minseok."

Sertçe itip yürümeye başladım. Kalbim daha fazlasını kaldıramayacaktı. Tek isteğim oradan gitmek ve bir daha kimseyle konuşmamaktı. Üstelik onu ziyarete gelmiştim ve bir yerlerden beni izlediğini düşünüyordum. Beni onunla görmesi Jongdae'yi orada da incitecekti.

"O benim kardeşim! Jongdae benim öz kardeşim!"

Bağırdığında olduğum yerde kaldım. Kardeş?

Sevgililer Günü (One Shot) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin