Babam sanki biraz korkmuş gibiydi.
"- Lütfen Sultan hanım anlatın.Sultan hanım titreyen ses tonuyla konuya girdi ve anlattı.
"- Bu ev yıllar yıllar önceden 3 kişilik bir ailenindi. Ailenin 17 yasında olan oğullarının sanirim psikolojik sorunları vardı nasil desem içe kapanik ne gülen ne ağlayan tamamen siyaha bürünmüştü. Ailenin sorunlarını bu evi satın aldıklarında belli kimse bilmiyordu. Sonra aradan 2 yıl filan geçti tabi komşulukdenilen hiç birşey yok birgün gece evden yangın çıktı ve tabi bu yangindan kimse kurtulamadı. Araştırmalar sonucunda bu evi dediğim 17 yaşındaki çocuk yakmış.Ben şaşkın bir biçimde
"- Ohaaa" dedim.Sultan hanım.
"- o gunden beri buraya 1 veya 2 aile taşındı ama fazla sürmedi burda oturmali neymiş efendim bu evden geceleri sesler geliyormuş. Hikaye tamamen böyle."- Hayalet diye birşey olabilir mi? Bu"
"- Efsaneye göre hayalet diyorlar."
"Saçmalık bu resmen böyle bir şey yok" dedi babam.
Çay eşliğinde sohbet ve börekleri yemeye başladık. Sultan hanım kasaba hakkında bilgi vermeye başladı. Tabi bu bilgiler içerisinde aklımaen çok takılan bu evin efsanesiydi. Acaba bu efsane gerçek olabilir mi?
Diye düşünürken. Sultan hanım.
"- Çayımızıda içtiğimize göre artık gitme vakti geldi. Rüya kızımızın okul kaydı için yarın sabah uğrarım." dediSelma hanımı uğurladıktan sonra duş alabilirdim.
Banyoya girdim. Sıcak su Sultan hanımın söyleyip aklımı kazıyan hikayesini temizleyebilir miydi acaba? Bir daha asla böyle bir hikayeler dinememeyi aklıma not edip üstümü çıkarıp kendimi suyun altına attım. 1 İşim bittiğinde mavi bornozumu üstüme geçirip duşa kabinden çıktım. Küçük banyo buhar olmuştu hep.
Buğulaşan aynayı elimle silip kendime baktım. Gözlerimin altı çok hafif şişmişti ve gözlerimin beyazları kızarmıştı. Yeterince uyumadığım zaman veya çok yorgun olduğumda hep böyle oluyordu. Banyodan çıkmak için elimi kapının koluna uzattığımda kapının kilitli olduğunu fark ettim. Ama ben kapıyı kilitlememiştim ki? Kilit zaten kapının üstünde duruyordu. Kaşlarımı çatıp kilidi çevirdim.
Ama kilitli olduğuna dair bir ses gelmedi ve kapıda açılmadı. Korkum yine baş gösterirken titremeye başladım. Kapıyı daha fazla zorladım fakat yine açılmadı. O sırada arkamda bir şey varmış gibi hissetmemle arkamı dönüp sırtımı kapıya yasladım. Nemli havada nefes almak zordu ve şuan burada tıkılı kalmamdan dolayı boğuluyormuş gibi hissediyordum. Buharların arasından belirginleşen ve yukarı doğru çıkan sis dalgası tanıdıktı.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken gözlerimi pörtletmiş karşımdaki şeye, Sultan hanımın anlatıp aklımı karıştıran ve arada bir belirginleşen tanıdık olan o sis dalgasına bakıyordum. Vücudum korkudan titrerken kendimi ayakta zor tutuyordum.
Avuç içlerim kapıya baskı yaparken, sanki kapının içinden geçip buradan kurtulacakmışım gibi hissediyordum. Nefes alışlarım dahada fazla hızlanırken kalbim boğazımda atıyormuş gibi hissediyordum. Şuan fazlasıyla şey hissediyordum. Hala hayal mi görüyordum? Veya hala rüyada mıydım? "Nesin sen?" sesimi ben bile duymamıştım.
İlk kez bu kadar çok korkuyordum. Neye bulaşmıştım ben böyle? Sis, renginden dolayı beyaz buharların arasında fazlasıyla belli oluyordu. "Ne istiyorsun benden?" titrek sesim korkumu ele verirken içimden bu durumda olduğumdan dolayı lanet ettim. Şuan bir sis tabakasının bana cevap vermesini mi bekliyordum gerçekten? Gözlerimi sıkıca kapatıp bu anın geçmesini bekledim. O yoktu. Hayal görüyordum. Selma Hanımın anlattığı hikayenin etkisiydi sadece.
Birkaç saniye sonra gözlerimden birini açıp etrafı kolaçan ettim. Yoktu. Gitmişti. Diğer gözümü de açıp tuttuğum nefesimi dışarı verdim. Hala sırtım kapıya dayalıyken elimde kapının kolunu tutup indirdim. Açılmıştı. Kalbim hala korkuyla atarken hızla çıktım banyodan. Gerçekten bana neler oluyordu? Böyle şeyler yoktu! Aklım bana oyun oynuyordu.
Sonra bir can havliyle odaya attım kendimi odaya doğru giderken babamın çoktan uyuduğunun farkına vardım. Odama geldiğimde gördüğüm şey tekrar gelir mi düşüncesiyle kapıyı kilitleyip üzerimi giydim...
-
Merhaba.
Dediğim gibi bu bölüm ve bu bölümden sonra her şey karışacak. Lütfen okumaya ve okutturmaya devam edelim.
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Aşk
Teen FictionKarşımdaki slüetin ne olduğunu çözmeye çalışırken buldum kendimi. İnsan? Hayır, hayır. Nasıl bir insan oradan oraya hızla hareket edip, eşyaları dokunmadan hareket ettirebilir? Kesinlikle insan değildi. Peki... Canavar? Hah! Saçmalama Rüya! O bir...