Cennet Beyazı - Bölüm On Bir

303 69 86
                                    

Cennet en güzel kadına sonunda kavuşmuştu fakat o "Havva"sız kalmıştı.

BÖLÜM ON BİR


Geçen iki ay içinde Cemil'in ısrarları hiçbir sonuç vermedi. Çocuğu aldırma konusu her açıldığında Elif yeni bir kriz yaratıyor, birden hasta değilmişçesine hırçınlaşıyordu. Çevresinde her şeyi fırlatıyor, sayrı çığlıklar atıyordu.

Son bir aydır ise kendini güç bulduğunda yazmaya vermişti. Odasından herkesi çıkartıyor ve bir deftere yazılar yazıyordu.

***

Yine şiddetli ağrılar çektiği günlerden biriydi, gebeliği yedinci ayındaydı. Artık ne doktoru ne de kocası çocuğu aldırma konusunu açıyordu. O eşik çoktan aşılmıştı. Cemil karısının elinden tutup gözaltından, elmacık kemiklerinden öptü. Elif, dudaklarını zorlukla açıp kocasına bir şeyler fısıldamaya çalıştı.

Gözleri masadaki kendi el yazısıyla doldurduğu defterdeydi.

"Elimden geldiğince oğluma bir şeyler yazdım. Senden küçük bir hediye kutusu, mavi patikler ve gelin arabasının önüne koyulan oyuncak gelin ile damattan almanı istiyorum Cemil. Ona güzel bir hediye kutusu hazırlayacağım."

Cemil için oğul kelimesi heyecan vericilikten öte içini ürperten bir karanlığa dönüşmüştü haftalar içinde, oğul demek ölüm demekti. Cevap verecek güç bulamadı, hafifçe kafasını sallayarak karısının istediğini onayladı.

Baş başaydılar; Elif'ine Dostoyevski okuyordu, son sayfalarındaydı Ezilenler isimli kitabın. Bitirmek istemiyordu, karısının ısrarına rağmen ağırdan alıyordu cümleleri. Sanki bitince her şey bitecek gibi, bir daha karısının kulağına kitap okumayacak gibi hissediyordu. Bir kitap bitince biten hayatlar, kahramanlar, mutluluklar gibi her şeyin yavaş yavaş silinmesinden çıldırırcasına korkuyordu.

Fakat bitti. Neyin bitmemesini isterse insan, bitiyordu. Yok etmek, yaşamın var olma kuralıydı. Daha uzun yıllar boyunca Elif'e yeni kitaplar okuyabilmek ümidiyle kapattı kitabı.

***

Sekizinci ayın ilk günlerinde doğum süresinin geldiğini belli eden çığlıklar atıp sancılar çekmeye başladı Elif. Böylesine güçten düşmüş, çökmüş bir kadından bu seslerin nasıl çıktığını anlamıyordu kimse, nasıl bir acı duyduğunu düşünmek bile acı vericiydi. Normal ve sağlıklı doğumlarda dahi bir annenin, aynı anda yirmi kemiğinin kırılmasına eşdeğer bir acı çektiğinin bilimsel gerçeği varken, Elif'in kemiklerinin toz haline geldiğini tahmin etmek zor değildi. Erken doğum olacaktı.

Gözleri koyu kızıl kanın boyunduruğundaki kadın, aceleyle doğumhaneye götürülmeye hazırlanırken Cemil'in elini tüm gücüyle tuttu. Bir karınca direnişiydi parmakları ve gözleri tükenişin yağmur duasıydı, yağmaktan yorulan.

Karısının yüzündeki terleri silen ve ağlamamak için sıktığı dişiyle dudağını patlatmış adam, Cemil, hiç konuşmadan hayatındaki en değerli varlığın söylediklerini anlamaya çalışıyordu.

"Bak sevgilim, dayandık ve kazandık. Oğlumuz artık bizimle olmak üzere. Üstelik ben ona isim bile buldum biliyor musun? Eğer birazdan kaybeden ben olursam o kutuyu oğlumuza sen vereceksin! Onu benden daha çok seveceksin.

Defterin sadece ilk sayfasını okuyabilirsin. Eğer okumaya devam edersen, ruhum asla rahat olmayacak ve ben sana gökyüzünden Tanrıyla birlikte küfürler edeceğim..."

SESLİ KİTAP - Cennet BeyazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin