Asyanın ağzından
Korkudan vücudumun buz kestigini ve titrediğini hissedebiliyordum. Ölümü bütün damarlarında hissetmek dayanilabilecek sey değildi doğrusu. Onu bütün benligimde hissettim. Korkunç, igrenç bur duyguydu. Ve şuan korkumu dindirmek için de bir katilin elindeydim. Ne kadar kötü olursa olsun bir insanı öldürmek doğru değildi. Ve berkin babamla da sorunu vardı ama intikaminı benden çıkarıyordu. Bu oldukça saçmaydı. "Tamam güzelim, hep yanındayım. Aglama artık! sen benimsin ve benim olan hiçbir şeyin üzülmesine izin vermem." Güven veriyordu. Benim iyi hissetmemi sağlıyordu. O benim ilacımdı . "Ruhunda dolaşan katil benliği..." bana herseyi açıklamaliydı.
"S-sen nereden biliyorsun? " öğrendigimi anlayınca gözlerindeki endişeyi gördüm.
"Bu önemli degil ve umrumda da degil sadece istediğim biraz mutluluk." Bunu dedigimde yüzündeki ifadeden rahatladiğını anliyordum. Agaçların orada bir hışırtı duyduğumda yüzümu oraya çevirdim. Bir çift göz bizi izliyordu. Masmavi gözler bizi izliyordu. Silah namlusunun sesini duyduğumda hiç birşey düşünemiyordum. Ellerim istemsiz olarak daha da titriyordu. Konuşamiyordum da. Silahı fatihe doğru yönelttığinde fatihin kafasından tutup yere yatırip üstüne yattim. Silahın sesini duymamla bacağımda bir acı hissetmem bir oldu. O tarafa tekrar baktığımda gitmişti. Yüzümü fatihe çevirdiğimde resmen kükrüyordu. " Asya! Kafayı mı yedin sen ? Bak vuruldun aptal kız." Onu korumaya çalıştım. Ben vurulmasam o sırtından vurulacaktı ve bu bacaktan vurulmaktan daha kötüydü.
"Senin bağırmaya hakkın yok, ben vurulmasam sen vurulacaktın ve daha fazla kavga edersek kan kaybından ölücem gerizekalı!" Çok acıyordu ama onun gözleri bunu unutturuyordu. Beni tekrar kucağına alıp ön kısma oturttu. Tişörtünün büyük bir kısmını yırtıp bacağıma baglamaya başladı. "Ne yapıyorsun?" Boyle mi gezecekti yani biz daha hastaneye gidecektik.
"Ne yapiyor gibi gözüküyorum?"
"O salak başrol oyuncularına benzedin. Kızlar seni böyle görürse ben ne yaparım tahmin bile edemezsin. O kızların gözlerini kaşıkla çıkartırım."
"Vallaha tırstim. Neyse bir yerden tişört alırım. Anlaştik mı?" Kafamla onayladığımda oda arabayi çalıştırdı ve son gazla ilerliyorduk.
"Ona güveniyor muydun?" Sorusunu anlamadiğımda mal gibi bakmaya başladım.
"Kime?"
"İste berke "
"Sanırım. Kısmen. Belki." Emin değildim çünkü.
"Tamam asya anladım."
"Peki sen babasını neden öldürdün? "Söylemek istemediği her halinden belli oluyordu. Ona kötü bir bakış attığımda pes etti.
"Babası işlerime bulaşıyordu. Yani işlerimi bozuyordu. O zamanlar yaptığım işler hep aleyhime dönüyordu. Baya araştırdim ve depoda pusu kurarken yakaladım onu. Sinirden patlayacaktim. Kendimi durduramadım. Ukala tavırları beni daha da sinirlendirdi. Döve döve bayılttım sonra da silahla... iste anlattığım gibi. Berk de intikam almaya çalışıyor da senle derdi ne onu hala araştırıyorum."
Bana da oldukça saçma bir sebepten dolayı kin duyuyordu. Babam olacak adamin intikamını benden çıkarıyordu.
"Saçma. Babam olacak o adam annesini ameliyatta kurtaramadı diye o da ondan intikam almak içinbeni öldürmeye çalışıyor. İkimiden de nefret ediyor ve intikamını alana kadar durmayacak fatih." Hiç umursamadığı cok belli oluyordu. Korkmuyordu. Bir mağazanın önünde durduk. "Nereye? "
"Tişört alıcam hanımefendi. "
"Boyle mi ? Kasların falan hep belli bir sürü kız var olmaz." Fazla kıskanç olduğumu yeni anlıyordum. Daha önce birini böyle kıskanmadığım için fark etmemiştim ama ben asyaysam bu bacakla kendim gider alirdım. " ne yapmamı bekliyorsun asya. Manyak mısın kızım. Ben kızlara bakmayinca sorun olmaz. E yakışıklı olduğum için bakacaklar tabi ama ben o çirkinlere bakmayacağım için no problem." Hele bi baksın hepsinin başta da fatihin gözlerini oyardım. "Egoist pislik. Bak izliyorum eğer gözün kayarsa..."
"Benden kıskanç çıktı asi sevgilim." Göz kırpıp mağazaya dogru yürümeye başladı. Kızların gözleri hemen o tarafa kaydığında tırnaklarımı kemirmeye başladım. Tırnak yemekten nefret etsem de istemsiz olarak yapıyordum. Üstüne yeni bir tişörtle geliyordu. Yüzüne bakma da haklılardı çünkü ben de çok etkileniyordum. Ama sadece ben bakabilirim onlar bakamaz.
"Ben geldim yavrum?"Şaşırmış gibi yapıp
"Allah Allah?" Geldiğini ben de görebiliyordum. Hastane de hemen mağazanın arka sokağında olduğu için hemen gelmiştik. Acil kalabalık gözüküyordu. "Fatih bu kalabalıkta sıra beklersek ölürüm de yine sıra gelmez."
"Bence de peki napalım?"
"İnsan özel hastaneye götürür. Dur biraz taklit yaparsam ilk beni alırlar. "Bir odaya girip bağırmaya başladım bütün muayene olanlar beni izliyordu ve fatih de. "Ah ölüyorum, vuruldum , help me! Yardım edin lütfen!"hemşireler hemen yanıma koştuğunda rolü güzel yaptığımı fark ettim. Beni hemen bir sedyeye oturtup pantolonumu çıkarmamı söyledi hemşire. "Ama ayıp! " fatih sinsi sinsi sırıtıyordu. İşine geliyordu tabi." Hanimefendi sadece ben gorücem mermiyi çıkarmam için çıkarmanız gerekiyor. "Zorla çıkarttırıyordu ya. Parmağımla fatihi gösterip "ama o-" fatih sözümü kesip
"Ben kocasıyım ve kötü gününde de yaninda olmam gerekiyor. O yüzden ben de burada beklemek isiyorum." Hemşire kafasıyla onaylayıp malzemeleri getirmek için kabinden çıktı. Fatihe orta parmağımı gösterdiğimde sırıtışı daha da yayıldı. İstemeyerek de olsa pantolonumu çıkardım." Fatih çık! "Boşuna sesimi tüketiyorum çıkmayacağını çok iyi biliyordum. Hemşire malzemeleriyle gelip birkaç şey yapıp mermiyi çıkardı. Fatihin kulağına yaklaşıp "Ben ameliyat falan olurum sanıyordum." Fatih kahkahalarla gülmeye başladı. Hemşire bize deliymişiz gibi bakıyordu. Fatih de o öyle bakınca susmuştu. Hemşire bacağımı sararken fatihin de telefonu çalıyordu. Karşıdakini dinleyip hiç birşey söylemeden kapattı. Ama iyi birşey konuşmuşa benzemiyordu. Yüzünde çözemediğim bir duygu vardı. İşimiz bittiğinde fatih yine beni kucağına alıp arabya bindirdi. Hic konuşmuyordu. Arabayı bir yerin önünde durdurup "sen bekle ben geleceğim. " arabanın kapılarını kitleyip bir binaya girdi. Telefonu çalmaya başladı. Telefonunu burada unutmuştu. Bilinmeyen numaraydı. Merak edip açtığımda berkin olduğunu anladığım ses konuşmaya başladı. "Ne oldu fatih, cevap bekliyorum, yoksa korktun mu? Neyse ben seni babamı öldürdüğün o depoda bekleyeceğim. Kim kazanacak işte bugün öğreneceğiz. "Dediklerinin şokuyla hiç cevap vermedim. Fatih gidecek miydi? Hayır onu göndermiycektim. Başına birşey gelmesine dayanamazdım, benim tanıdığım fatih bu alaycı sözleri duyduysa ne pahasına olursa olsun giderdi. Onu bir şekilde durdurmaliydım. Onun evine gidecektik ve bu onu durdurmam için kolaylık saglayacaktı. O gitmeyecekti, onun yokluğunu bir daha çekemezdim . Birisi ölecekti eğer fatih giderse ve bu fatih de olabilirdi. Onun ölü bedenini görmeye dayanamazdım . Onu asla göndermeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIK AKLIMDAN
Ficção Adolescente"bir uçurumdan düşüyormuş gibi hissediyorum ama uçurum hiç bitmiyor gibi ve ben de düşeceğim düşüncesiyle hep yere çakılmış gibi hissediyorum. elimden tutup beni kurtarmasını bekliyorum. ama elimi de uzatamıyorum ona. kalbim acıyor gibi ama bu acı h...