Mai ve Siyah

23.Bölüm

Hayatta ki her şey bir şeyleri kovalamakla meşgul... Akrep yelkovanı, insanlar başarıyı mutluluğu aşkı... Köpekler kedileri, ay güneşi güneş ayı, ilkbahar sonbaharı... Sevdiğim bir şairin çok önceden yazdığı satırlara gömülmüşler. Şöyleydi mısraları; 'Ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya...'

Tüm insanlık bu satırlarda takılı kalmış sanki, sanki herkes etrafta dönen harika şeyleri görmemek için uğraşıyorlar gibi.. Neden kimse gökyüzüne bakmıyor mesela şuan yıldızların savaşı başladı. Hepsi ben daha çok yanacağım diye birbiriyle savaşıyor. Gerçi bu saatte deniz kenarında olan ya aşk acısı çekiyor ya da neyse derdiyle uğraşıyordur -benim gibi. Ama heyy baksanıza burada bizden daha güzel şeyler var.

Hayata nasıl bakarsan bak boktan sen güzel olan şeyleri bulmadıkça.. Bu belki bir çocuğun kahkahasında belki bir kedinin mırnavında belki sevdiğinin gözlerinde, ellerinde belki kıyıya vuran hafif bir dalga da vs vs kafanı çevirmeye bak mutluluk illa ki oralarda bir yerde dostum.

Bırak hayat akıyor gidiyor her türlü akrep yelkovanı kovalamayı bırakmayacak...ahh yine hayat diyip kaktırıyorum iç ses hayat...

Kulüpten çıkmış nefes almak için motorumu bir deniz kenarına çekmiştim. Yıldızlar gecemi aydınlatırken bu gecede sigaramı size yakıyorum diyip bir sigara yakmıştım. Çakmağın çıkardığı tok sesten başka ses olmayan bu ıssız kenarda kendime gülümsedim beynim çingen çarşısı dışarısı mezarlık ahh dünya ne garip şeysin sen.

Üstünde barındırdığın canlılar nefessiz kalmış aşktan, dertten... Sen yörüngenden çıkmadan devam ediyorsun yaşamaya belki seninde sorunların vardır. Gök taşları, küresel ısınma güneş seni fazla etkiliyor mu? E birde taşıdığın insanlar boktan nükleeriydi sera etkisiydi otomobil gazıydı akıydı bokuydu sende haklısın yani.

Ahh hayat be dünya ne yaparsın ben bu düşüncelere dalarken telefonum titremekte ısrarcı ve dinmiyordu. Bu ısrarcı arayıcım kimmiş bakalım Esraydı. ''Evet'' dedim sakince.

''Gece neredesin kulüp bir saat önce dağıldı''

Bu kız her şeyi nasıl biliyor ya da nereden öğreniyor? ''Gelirim birkaç saate sen beni bekleme uyu''

''Daha çabuk gelsen korku filmi seyrettim izmaritte beni satıp uyudu tek kaldım ve korkuyorum''

Gülümsedim sesi korkmuş gibi geliyordu. ''Atlası arama mı ister misin ben gelene kadar''

''Güzel olurdu ama oda gelmedi daha sahi nerede bu ya?''

''Gelmiştir belki ışığı açmaz genelde''

''Yok gelmedi motorunu da yok zaten''

''Birileri Atlas'ın yolunu mu gözlüyor ne?''

''Hiçte bile ben sadece dışarıda neler oluyor diye bakıyorum''

''Pekala muhtarcığım sen öyle diyorsan öyledir''

''Evet evet öyle şimdi muhtarı dinle ve eve gel bu muhtar korkuyor''

''Emredersiniz muhtarım'' güldü kapattık. Daha telefonu çantama koymadan tekrar çalmaya başladı. Ahh Demir ben onu unuttum bu gece ona gidecektim.

İç çektim ''evet''

''Neredesin Gece kaç saat önce çıktın eve de gelmemişsin sana bir anahtar vermiştim hatırlarsan''

''Hatırlıyorum hatırlıyorum...biraz nefes almak için çıkmıştım dalmışım''

''Çok fazla dalıyorsun Gece neyse bunları telefonda konuşmayalım...gelmeyecek misin?''

''Eve uğramam lazım sonra söz veriyorum geleceğim...''

''Umarım''

''...seni özledim koca adam geleceğim tabi''

''Bende seni özledim ve seni hemen istiyorum...şu ışınlanmayı ben bulacağım en son galiba olmuyor böyle''

Güldüm güldü ''dikkat et kendine'' dedi ''sende'' dedim ve kapattık.

Her zaman aklımda olmasına rağmen bu adamı nasıl unutuyordum...tuhaf zaten bu adam da yaşadığım her şey tuhaf ya neyse son kez denizi içime çektim yıldızlara göz kırptım bunu sadece yıldızlara değil onlara yapmıştım. Görüşmek üzere sevgili ailem siz her zaman içimde bir yerlerde en rahat köşenizde duruyorsunuz merak etmeyin yakında buluşacağız.