''Dean, lütfen.'' Sam'in sızlanışı kulaklarını doldururken Dean kardeşine kötü bir bakış attı.
Sahi, şu duruma nasıl gelmişlerdi? Avcı yaşananları zihninde tartarak durum değerlendirmesi yapmaya çalıştı:
Sam bir kızı etkilemiş ve yeni bir ilişkiye yelken açma çabasındaydı.
Dean, hala tek gecelik ilişkilerin vazgeçilmez adamıydı.
Castiel de... Hala bildiğiniz Castiel'di, onda bir değişim yoktu. İnsan olması dışında.
Ve kalacak bir yere ihtiyaç duyduklarından; Dean, Castiel ile Sam'i (ve onun müstakbel sevgilisini) Impala'ya atmış ve civarda kalabilecekleri bir pansiyon arayışına çıkmıştı. Arayışlarının sonucunda o köhne çevredeki tek pansiyonu bulabilmişlerdi.
Yine de minik bir sorun vardı.
Pansiyonda son iki oda kalmıştı ve bunlardan biri çift diğeri ise tek kişilikti. Sonuç olarak şimdi resepsiyonun önünde dikilmiş dururlarken, Dean kardeşinin aşırı doz yalvarma içeren yavru köpek bakışlarına maruz kalıyordu. Emma, yani Sam'in sevgilisi, bir ayağını yere vurarak ritim tutarken bir yandan iki kardeşin bir karara varmasını bekliyordu. Cas ise Impala'da her şeyden habersiz oturmuş, muhtemelen birinin kendisini çağırmasını bekliyordu.
Karara varılması gereken durum şuydu:
Genç Winchester, haklı sayılabilecek bir şekilde, sevgilisiyle vakit geçirerek ilişkisini ilerletebilmek için iki kişilik odada kalmak istiyordu. Ancak bu durumda Dean ve düşmüş meleğin aynı odayı paylaşmaları gerekecekti. Haliyle Dean Hetero Winchester bir ahbap ile aynı odayı paylaşma fikrine sıcak bakmıyordu.
Sammy yalvarır bakışlarından birini daha, işe yarayacağını umarak, kullandı ve Dean'ı düşüncelerin derin okyanusundan çıkmaya mecbur bıraktı.
Dean bir an önce karar vermesi gerektiğini biliyordu. Hem zaten Emma da durumdan sıkılmış ve ortamı terk etmek üzere bir hamle yapmaya hazır görünüyordu. Avcı, eliyle saçını dağıtırken, kardeşinin aşk hayatının kendisininkine benzememesini umdu. ''Tamam, iki kişilik oda sizin olsun.'' demesi Sam'in yüzünde zafer dolu bir ifade belirmesine yetmişti.
Dean bir yandan kardeşini mutlu edebildiğine sevinirken diğer yandan mücadeleyi kaybettiği için kendine kızarak konuştu. ''Siz oda anahtarlarını alın, ben Cas'i çağıracağım.'' dedi ve sarılan sevgi kuşlarını arkasında bırakarak kapıdan çıktı.
Impala'ya ilerlerken içeride oturmuş etrafa bakınan meleği görmek onu şaşırtmadı. Durakladı ve kendini düzeltti, eski melek. Camı tıklayıp Castiel'in kendisini fark etmesini sağladı ve kapıyı açtı. ''Gelebilirsin Cas, geceyi burada geçireceğiz.''
***********************************************************************************************
Pansiyona bir gecelik ödemeyi yaptıktan, Sam bahşiş bile vermişti, sonra odaları bulmuşlardı ve kararan havayla birlikte herkes gibi odalarına çekileceklerdi. Dean, anahtarı deliğe yerleştirdi ve açılırken gıcırdayan kapıya karşılık yüzünü buruşturdu. Odaya girip ışıkları yaktıktan sonra, hala kapıda dikili duran, Castiel'e baktı. ''Cas, neden orada duruyorsun? İçeri gelsene.''
(Eski) Melek bariz bir şaşkınlıkla arkasından kapıyı kapatarak içeri girdi. Muhtemelen Dean ona ikinci kez seslenmese ayakta şaşkın şaşkın bakınmaya devam edecekti. ''Hey, şaşkın melek.'' Castiel başını hafifçe yana eğerek avcıya baktı, o artık bir melek değildi, Dean bunun farkında olmalıydı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Same Bed //: Destiel One Shot
FanfictionDurum biraz karışıyor ve Dean ile Castiel aynı odayı paylaşmak zorunda kalıyor, KESİNLİKLE HOMO DEĞİL (tabii inanırsanız).