14.Bölüm

682 39 14
                                    

Not :Multimedyadaki şarkıyı açıpda okuyun lütfen :)

Elena~~

Havalimanı kokusu...Buraya okadar çok geldimki...Küçükken babamın işi nediniyle gittiği bi çok ülkeyi onla gezmiştim...
Bütün giriş sistemlerinden geçtikten sonra uçağın içine girdim ve sıramı aramaya başladım...Yavaşca yerime oturdum ve çantamdan kulaklığımı çıkardım..müziksiz bir yaşam düşünemiyorum özelliklede yolculuklarda. Hemen bir şarkı açtım ve kulaklığı kulağıma yerleştirdim.

Gözlerim yavaşca dolmaya ve acımaya başladı...Belkide onu bidaha hiç göremicektim...Görmemeliydimde zaten..Çünkü birdaha onu görürsem yaylarımı salarım..onun o mavi gözlerine baktığımda dediği herşeyi yapabilirim ve kendimden kaybolup verdiğim karardan vazgeçerim diye korkuyorum...korkuyorum..ona bağlanmaktan korkuyorum...
Gözlerimin verdiği acıyla yavaşca gözlerim kapanmaya başladı...

~~~~~~~~~

Koluma dürtülmesiyle sıçradım..
Hostes:Hanımefendi uçağımız 5 dk önce iniş yaptı
dedi gülümseyen suratıyle
Yerimde doğrulup teşekkür ettim ve üstümü başımı düzeltip uçaktan indim...
İnmemle annemin kucağına düşmem bir oldu.. Beni boğuyordu resmen ama biliyordum beni çok özlemişti,çünkü bende onu özlemiştim...
Yavaşca geri çekildim...Lanet.Lanet olsun hala bu benim yaşımdaki oğlanlamı birlikteydi? Lanet olsun. Yüzümü düşürdüğümü gören annem gözlerini bana dikmişti hemen sanki bişi olmamış gibi ona gülümsedim o lanet olasıcaya ise ölümcül bi bakış attım.

Eve varmıştık..Çocukluğumu geçirdiğim bu ev hala eskisi gibi duruyor eskisi gibi kokuyordu ama onsuz eksikdi..herşeyim olmadan eksikdi..Bu ev onla eğlenceliydi.. sabahdan akşama kadar bizim evimizden çıkmamasını özlemiştim...hep beraber oluşumuzu, hiç ayrılmayışımızı...onu şimdi ise daha bi farklı hissediyorum.. içimde.. içimin heryerinde.. kalbimde,midemde,aklımda,burnumda,gözlerimde tamamiyle her yerimde...onu anlamsız bir biçimde çok özlüyordum... ve sanırım ben ona vazgeçilemicek bir biçimde sırılsıklam aşık olmuştum.. 

Doğru ya! Bingo! Aferin Elena ona aşık olduğun şimdimi aklına geldi diye söze başladı içimdeki Elena...Haklıydı yüzde yüz haklıydı..

İçimden bir lanet olsun daha çekdim.. onu şimdiden çok özlemiştim,, o güzelim okyanus gözleri ve o mükemmelle eş anlamda olan o eşsiz kokusu... tanrım gözlerim doluyor...Ağlama! hayır ağlama seni lanet olası Elena!

Şu lanet olası Max denen herif valizlerimi odama koymuş şimdide odamın kapısında mal gibi dikiliyordu... yatağıma oturup ona ne bakıyosun diye baktım...anlamış olucakki beyefendimiz cevap verdi.. 

Max: Elena bana öyle kötü bakma lütfen , gerçekten korkuyorum...

Elena: Ne yapmamı istiyosun?? Ailemi dağıtmayı başardığın için seni tebrik edip, tebrik kartı vermemimi?Sana yakışıyormu? Benim yaşımdasın ve annemle.. iğrençsiniz.

Max: Tabiikide hayır Elena saçmalama! 

Elena: o zaman ne? 

Max: ilk öncelikle senle yaşıt değilim genç gösteriyor olabilirim ama annenden sadece 2 yaş küçüğüm. Aşk yaşı önemsemez. Ve aileni de dağıtmadım annenle birbirimize deli gibi aşık olduk ve annen benle olmak istediğini söyledi.. benle yaşamak istediğini...Ve biliyosunki annenle zaten çoktan evlendik...ve gene zaten.. şey...

Elena:Ney? 

Max: annenle biz bunu kısa süre önce öğrendik...

Elena: Neyi?

Max: Annen bunu daha söylememizi söylemişti ama...

Elena: Lanet olsun madem başladın lafın sonunu getir!

Max: Yeni bir kardeşin oluyor

dedi kollarını açıp ağzı beş karış gülerek..

Benmi? yok canım bişiyim yok.. ağzımın açık kalıp öylece donakalmamdan başka ne olabilirki değilmi? 

Hemen bi hışımla yataktan kalktım...Tanrı aşkına bu kadın bana hamile olduğunu ne zaman söyliyecekti??

Elena: Anne!

Miranda mutfaktan seslendi

Miranda: Efendim hayatıııımm

Elena: Bana hamile olduğunu ne zaman söyliyecektin? dedim tam karşısına dikilip kollarımı birleştirdiğimde..

Miranda: şeyy...

Elena: Şey ne?

Miranda: Elena daha yeni öğrendik.. biz... bizde çok şaşkınız hiç beklemiyorduk...

Elena: Demek gelmemi bu yüzden kabul ettin.... bana bu haberi vermek için.. yüz yüze konuşmak için..

ağlıyordum evet... ben ağlıyordum.

Miranda: hayır ...hayır tatlım.. ben...ben seni çok özledim..Hemde çok...

Bana sarıldığında kaç günden beri biriktirdiğim ve onu özlememden dolayı artan birikmişlikle hıçkırmaya başladım...

Miranda: Elena lütfen sakin ol.. lütfen.. sen benim hep ilkim olarak kalıcaksın kızım.. biz gene senle eskisi gibi olucaz lütfen bebeğim.. koca kız oldun

Elena: Olucakmıyız gerçekten?

Miranda: tabiiki hayatım ben seni nasıl unuturum? sen benim evladımsın.. insan çocuğunu unuturmu?

beni kendine daha çok bastırdı.. 

Eski günlerdeki anıları hatırladım.. küçükken çok sakar olduğumdan-ki hala bunu kaybetmedim- sürekli düşerdüm ve annem yaramı tedavi ederken benim canım yanmasın diye bana hep böyle sarılırdı... bense onun o cennetimsi anne kokusunu içime çekerdim..

O tanıdık kokuyu içime çektim..Annem... 

Miranda: Hadi els.. acıkmadınmı? Yemekler hazır.. en sevdiğin yemeği yaptım.. fırında bezelyeli tavuk

Elena: seni seviyorum..

Miranda: bende seni çok seviyorum meleğim

anlıma kondurduğu bi öpücükle kendimi güvende hissettim..Bunu nasıl başarıyordu...herzaman beni mutlu etmeyi? ne denebilirdiki? o anneydi..Annemdi..

~~ 

Yemekleri yemiş sofrayı toplamıştık...

Saat daha 5 olduğundan hava kararmamıştı bile...Ama yol yorgunluğum nedeniyle çok fena uykum var.. Uyumam lazııımmm!

Annemi öpüp odama çıktım önce valizlerimi yerleştirmem gerekiyordu...Hemen valizimi açtım ve dolaba yöneldim....

Eve girerken gördüğüm yen yapılmış evden sesler geliyordu.. camdan gidip baktığımda ise uzun boylu esmer  bir adam kafasında şapka olan biriyle konuşuyordu uzun boylunun arkası dönüktü..karşısındaki adam ise onu büyülenmişcesine dinliyordu.. son anda şapkalı olan kafasını salladı ve eve eşya taşıyanların yanına gitti..tuhaftı.. eşyaları taşıyanlar robot gibi hareket ediyordu..Bu adam neden böyle köhne bi kasabaya taşınmak istesinki.. içeri giren eşyaları incelediğimde genç ruhlu biri olduğunu hemen anladım.. çok gerçekten çok moderndi ve eşyaların siyah-gri rengi uyumu harikaydı.. ve pahalı oldukları gerçekten çok belliydi..sahiden bu zengin adamın burda ne işi vardı? ben olsam new yorka giderdim oh mis.. nasılsa paramda var.

Dolaba yçnelip pijamalarımı çıkardım ve yatağa gömüldüm...

Sanırım yeni bir komşumuz olucak...

Not: Biliyorum kısa oldu ama hergün yazmak gibi bir imkanım olmuyor maalesef pc ye girme imkanımda olmadı.. telefondan yazabildim bunları umarım beğenmişsinizdir :) oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen :) bu bölüm fazla bişi olmadı :) sizce o uzun boylu esmer adam kim? bilemeyiz :D

Gece Güneşim~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin