Arkadaşlar kısa tutmaya çalıştım 2.bölümüde gelicek diye.Şimdiden teşekkürler.
Adım Myra Koreli bir kızım ama New York'da yaşıyoruz ailem hiçbir zaman memleketlerine gitmemiş belki de karanlık bir ruhun torunlarıyızdır,merak etmeyin böyle bir şey yok ama annemin bir sırrı var nesillerce bizde olan biraz karanlık ve şaşırtıcı bir sır o sırrın şimdiki varisi ise benim...
Ailemle Raven adlı bir kasabaya yerleşicektik babamın tayyini çıkmıştı -ki bunu kasıtlı yaptı- oraya gitmeyi hiç ama hiç istemiyordum ama ne yaparsın görev görevdir gerçekten o zamandan bile eski kasabaya gidecekmiydik orada televizyon ve internette yoktur ha,aman tanrım gerçekten delirdim ne diyorum ben sadece küçük bir kasabaya gidiyoruz o kadar sonuçta ölmeyecektim belkiyeni arkadaşlarım olur belki de gözlerimiz çekik diye bizi kazığa bağlayıp yakarlar annem saçma konuşmalarımı dinlemekten bıkmışa benziyordu ve çenemi kapatmaya karar verdim uzunmu uzun bu yolda sadece susacaktım sessizliğe gömülecektim ki aslında hepimiz horur horur uyuyacaktık evet plan buydu yaşasın A planı...
Olamaz saat kaçtı kendimi kış uykusuna yatmış bir balina gibi hissediyordum bir saniye balinalar kış uykusuna yatarmı,sanırım bunu gidince araştıracaktım o koca kitapların arasına gömülüp araştıracaktım acaba orda kitıncağızın kolu kopacaktı ap varmıydı onu bile bilmiyordum açıkçası sıkıldım diye kafamı annemi omzuna vurup durmaktan kadıncağızın kolu kopacaktı sorduğumda babam 10-20dk lık bir yolumuz var biraz daha sabret yoksa seni arabadan aşağı iter ve birdaha almam demişti garip bi aileydik tamam ama ailemi böbreklerim kadar çok seviyordum gerçekten böbreklerim yani bir böbreğim sadece bir bağış sonuçta ama bu konuda konuşmak dahi istemem.........Babamla bağırarak şarkılar söylememiz çok normaldi biz bunu hep yapardık ama annem her seferinde sustururdu annem biraz ciddi biri de -biraz mı biraz mı?Hayatımda gördüğüm en ciddi insan bir insan hiç gülmezmi yahu?- ağhh canım yeni evim Raven'a varmıştık aslında yol fazlada uzun değildi çoğu kısmını uyuyarak geçirdiğimi düşünürsek çok mantıklıydı aslında.Yarın okul vardı daha yeni tanıştım bi durun sakin olun daha ilk günden okul ne demek bu ilk doğduğunda sushi yemek gibi birşey -aslında öyle oldu bir aile geleneğiymiş yada sadece gıcıklığından yaptılar hala ikisinin arasındayım.-
Okula geldiğimde elim ayağım butun uzuvlarım titriyordu vücudumda canlı bir elektrik akımı vardı sanki tir tir titriyordum heyecandan arka sıralardan birine oturdum üstümde siyah bir kazak yırtık bir şort vardı o yüzden fazla dikkat çekmedim bu arada babam sınıfımda öğretmen çok heyecanlı değil mi,ders başladığında içim geçmiş bir o yana bir o yana sallanmaya başlamıştım ayağa kalkıp tuvalete gitmek için izin istedim öğretmenimiz aslında çok tatlı biri Bay Bilmemne aslnıda çok güzel bir isim artık ona bu adla hitap edicem Bay Bilmemne koridora çıktım yavaşca yürüyordum tam düşücektim ve sarı saçlı güzel bır kızın kucaklarına düşüverdim -sakın yanlış anlaşılmasın..lütfen- kız bana dokunduğunda irkilmiş gibiydi vücudumdaki elektriği almış olmalı yüzünde öyle bir ifade vardı ve bana yavaşca ''Hey...merhaba ben Piper''