Bu aralar çok fazla bölüm paylaşıyorum ilham perilerim rahat bırakmıyor :D İyi okumalaarrr :D
Kafamı çevirince bana gülümseyerek bakan James'i gördüm.
" Bir şey mi var ? " dedim sorgularcasına.
" Hayır." gülümsemesi büyüdü.
" Neden öyle bakıyorsun o zaman ? "
" Hiç. "
" Öyle mi ? "
" Öyle. " doğrulup bana yaklaştı. İstemsizce kendimi geriye çektim. Bunu fark edince hızla uzaklıştı.
" Neden böyle yapıyorsun ? "
" N-ne yapıyorum ? "
" Benden kaçıyorsun. "
" Kaçmıyorum. "
" Benden hala korkuyorsun değil mi ? "
Cevap vermeyince hızla ayağa kalkıp duvara yumruğunu geçirdi.
" Lanet olsun daha ne yapabilirim, ha ? Ne yapmalıyım beni sevmen bana güvenmen için ? " bağırarak etrafı dağıtmasını izledim. Sinirlenince kuduruyordu ve bundan korkmam normal bir şey. Acı ile inleyince hızla ayağa kalktım. Kırdığı bardağın camı elini kesmişti. Elini nazikçe ellerimin arasına aldım.
" Bırak. " elini çekerken onu durdurdum.
" Aptal, izin ver bakayım. " sesiz kalıp dediğimi yaptı.
Mutfağa - mutfak demeye bin şahit ister - gidip elini musluğun altına tutup kanın suyla beraber akıp gitmesini izledim. Musluğu kapatıp elini temiz bir peçeteyle kurulayıp dolaptan çıkardığım yara bandını eline yapıştırdım. Ben bunları yaparken o gözlerini ayırmadan beni izliyordu.
" Bir dahaki sefere atarlanmadan önce haber ver de bardakları kaldırayım. " dedim alayla. Bu sözüme güldü ve beni bankoya yasladı.
" İçeriyi toplamalıyız. "
" Yine benden kaçıyorsun. " dedi bıkkınlıkla.
" Kaçmıyorum ama toplamalıyız. "
" Pekala, ama bunu daha sonra konuşacağız. "
Dağınıklığı topladıktan sonra çok yorulmuştuk. Koltuğa oturduk ve sohbet etmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Sensin
Teen FictionKim demiş bir serseri sevmeyi bilmez diye ! ¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤ "Seni sevdiğimi biliyorsun." diye dudaklarımın üstüne doğru fısıldadı. "Beni korkutuyorsun ama garip bir şekilde senin yanında kendim güvende hissediyorum." diyebildi...