1. Bölüm

41 3 0
                                    

Bugün 28 Şubat'tı. Yarın bir çok insan için çok sıradan bir gün olabilir ama benim için kesinlikle öyle değildi. Evet, yarın Justin'in doğum günüydü. Yaklaşık 6 senedir fanıydım. Hayır hayır fandan da öte bir şeydi bu. Tam bir belieber diyebiliriz.

Onu bir kez olsun görebilmeyi o kadar çok isterdim ki... Ama bu imkansız bir şeydi. Ben Eskişehir de bir yurtta kalıyordum. Üniversite için gelmiştim. Ailem de Ankara' daydı. Justin gelse gelse İstanbul'a gelirdi, oraya da benim gitme imkanım ne yazık ki yoktu.

Neyse şimdi bunları düşünerek moralimi bozmamalıyım. Yarın ne yapabileceğimi düşünürken sevgilim Burak mesaj attı. Küçük gereksiz bi kavga etmiştik ve bende her kız gibi trip atıcaktım. Ama olmadı,

Burak: Derinnnnn... Hadi gel barışalım seni bizim köfteciye götüreyim ha ne dersin? ^^

Derin: Köfteci demesen konuşasım yoktu ama bu teklifi geri çeviremiycem. Saat 1 de orda olurum :)

Burak ile üniversite de tanışmıştık ve iyi ki de tanışmıştık. Şimdi tanışma hikayemizi anlatırdım ama bu biraz uzun sürer. Bazen beni gıcık etse de onu çok seviyordum. Beni her halimle kabul ediyordu. E tabi bende onu. Her zaman beraberdik, iyi günümde kötü günümde her zaman yanımda oldu. 1 senede her şeyim oldu diyebilirim...

Saat daha 10du. Oda arkadaşım Ada haftasonundan yararlanarak hala uyuyordu. Aslında uyandırıcaktım ama kıyamadım. Üstüme rastgele bir şeyler geçirip yurdun yemekhanesine indim.
Yemekhanede bizim kızlarla kahvaltımı yaptım. Saat 12ye doğru kalkmıştık. 2 saatte anca yemişiz dedikodu yapmaktan. Ve tabi yarın hakkında da fikir almaya çalışmıştım ama pek yaratıcı fikirler çıkmamıştı.

Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Ada hala uyuyordu. Şaşırdınız mı? Şaşırmayın. Hayatımda gördüğüm en uykucu insandır kendisi. Bıraksak akşama kadar uyurdu.

Burakla buluşmak için hazırlandım. Ve yurttan çıktım. Yolda giderken de bi yandan yarın için ne yapabiliceğimi düşünüyordum. Ama aklıma hiç yaratıcı bir şey gelmiyordu. Moralim yine bozulmuştu. Hiçbir şey yapamıyacaktım galiba. Son umut Burak'tan çıkıcak fikirdi. Ondan da pek bi ümidim yoktu ama olsun.

Bu arada Burak da benim sayemde Justin hayranı olmuştu. Tabi tam bizler gibi olmasa da bilinmesi gereken şeyleri biliyor, müziklerini dinliyordu. Sevdiğim diğer bi özelliği de diğer erkekler gibi önyargılı olmamasıydı. İnsanlar ne der umrumuzda değildi. Biz kendimizi böyle mutlu hissediyorduk.

Köftecinin önüne geldiğimde Burak hala gelmemişti. Ben biraz erken gelmiş de olabilirim tabi. Her zamanki yerimize oturup Burağı beklemeye başladım. 10 dakika sonra gelmişti. Yine çok bekletmemişti beni :))

Derin: Hoşgeldin sevgilimm. Nedense bugün bi ayrı mutlusun.

Burak beni öpüp karşıma oturdu.
"Moralini bozma sen, ben biliyorum niye böyle durduğunu. Yarını düşünüyorsun değil mi? Yapıcak hiç bir şey bulamadın."

Bu çocuk gerçekten de ruh ikizimdi. Nasıl da anlamıştı ama.
Kafamı salladım umutsuzca ve o da söylediklerine devam etti.

"Bak benim aklıma bi fikir geldi. Sen yarın yine klasik bi DM mi atıyorsun happy birthdayli napıyorsun bilemem ama 1 2 aya kadar seni Justinin konserine götürebilirim."

"Nasıl olacak o acaba Burak Bey?"

"Okulumuz her sınıftan 2 öğrenciyi Fransaya götürücek. E tabi senin sevgilin de araştırdı konserleri. Bizim gittiğimiz tarihte bi konseri var. Bende hemen konuştum Ali Hoca ile. Sağolsun adımızı yazdırdı.

Mutluluktan ne yapacağımı şaşırmıştım. Önce bi çığlık atmıştım, sevinçten gözlerim dolmuştu. Sonunda hayallerim gerçek oluyordu.

O gün alabileceğim en güzel haberi almıştım sanırım. Çok mutluydum. Saat 7 gibi yurda dönmüştüm. Bizim kızlara da anlatmıştım. Bir aksilik çıkmazsa görücektim Justini. Benim adıma en az benim kadar sevinmişlerdi.

Tek sorun paraydı. Biletler oldukça pahalıydı ve ben o kadar parayı ailemden isteyemezdim. Kendim çalışıp kazanmalıydım. Ve o konsere gitmeliydim...

MY WORLD ~ Justin BieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin