Evet size söylediğim gibi cumartesi günü atamadım.Ama o kadar yorgun olduğuma rağmen yine de bölümü tamamladım.Bugün bütün evi annemle birlikte temizledik ve gerçekten canım çıktı.Bu temizlik işi zormus gerçekten.
Ve sizde beni mutlu edin yıldızları doldurun.Birde lütfen bölüm ve kitabım hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum.Sizde benim bu merakımı giderin. :);):);)İYİ OKUMALAR
Mine sinirle odasına girip kapıyı çarparak kapattı.Çantasını ve telefonunu yatağına atıp kendiside yatağın köşesine oturdu.Başını ellerinin arasına alıp "Aptal birde peşime adam taktırmis.Hala peşimde.Rahat bırak beni ya rahat bırak."deyip yataktan kalktı.Kendisini banyoya attı.
Kıyafetlerini çıkarıp suyun altına girdi.Siniri geçene kadar suyla kendini arındırdı.
Asılı olan açık pembe olan havlusunu alıp kendine sardı.
Odasına geri dönüp krem aynalı dolabının karşısına geçti.Kendisine mor ayicikli pijama çıkarıp giydi.Telefonu çalınca yatağına ilerledi.Telefonu bulunca arayana baktı.Tüm sinirleri gitmişti.Gülerek telefonu açıp kulağına götürdü.
"Efendim abi."
"Prenses bugün iki derse girmemişsin.Ne oldu birseyin mi var,iyisin değil mi?"
"Kendimi biraz kötü hissettiğim için derse girmedim.Ama şimdi çok iyiyim."
"Kesin iyisin yani."
Mine aynanın karşısına geçip
"Evet abim."deyip çekmeceden tarağı çıkardı.
"Peki prenses.Ben iki gün boyunca yokum.Bir iş için İzmir deyim.Sende ben yokken kendine dikkat et"dite tembihledi Suat kardeşini.
"Tamam abim.Dikkat ederim.Sende kendine dikat et.Görüşürüz."deyip kapattı telefonu.Saçlarını kurutup ördükten sonra aşağıya indi.Ama Leyla hanım evde yoktu.Sadece kapıda bir kaç koruma vardı.
Mine mutfağa gidip dolaptan cips çıkarak tabağa yerleştirip salona geçti.Büyük koltuğa yayılıp televizyonu açtı.
İki saat boyunca film izledikten sonra uykusu geldiği için uyuşuk uyuşuk koltuktan kalktı.Televizyonu kapatıp merdivenlere yöneldi.
Merdivenin başına gelmişti ki büyük bir sesle olduğu yerde kaldı.Korkuyla tuttuğu merdiven korkuluklarını sıktı.Ne yukarıya çıkabiliyordu ne de aşağıya inebiliyordu.İçinde korku debleşti.
Tok adım sesleri duyunca elinin altındaki merdiven korkuluğunu daha da sıktı.Parmaklarının ucu kırmızı olana kadar.Adım sesleri daha da yaklaşıyordu.Ama yavaş yavaş geliyordu sanki.Hızlı değildi adımlar.Sesten anladığı kadar.Mine korkudan arkasını dönemiyordu.Gözlerini yumdu.Öbür eliyle de pijamasini sıktı.
Adım sesleri bitince gözlerini açtı.Boynunda nefes hissedince ürktü.Ve burnuna gelen o tanıdık kokuyla.
"Sonunda kavuştuk Minem."
Mine duyduğu şeyle başından kaynar sular döküldü sanki.Yutkundu.
"Se..sen..."deyip sustu.Konuşamıyordu.Sanki dilini yutmuştu.Günlerdir görmediği Bora şuan tam arkasındaydı.Dibinde.Aralarında bir adım bile yok.Sadece bir kaç santim.
Mine derince bir nefes aldı.Ona dönemiyordu.Yapamıyordu.
Cesaret edemiyordu.Tekrar yutkundu.Konuşacaktı ki belinde hissettiği elle konuşamadi.Onun ellerinin deydiği yerler yanmaya başladı.Bora Mine nin tam yanında olmasından o kadar mutluydu ki.Onun o güzel kokusunu derin derin içine çekti.
Gül kokusu...Genzinden itibaren bütün varlığını saran bir gül kokusu...
Bütün dertlerini tek bir esintiyle savuran, dağıtan gül kokusu...
Onu ondan alan gül kokusu...O kadar zaman dan sonra yanında olması o kadar güzel bir şey ki kelimelerle anlatılmaz.
O kadar çok zaman da sadece uzaktan gördü.O zamanlar kalbî o kadar acıyordu ki.Şimdiyse mutluluktan kalbi durabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya 'nın AŞKı
General FictionMine 'nin bileğini ellerinden kurtarmak istemesi canını yaktı. O an ölmek istedi. Yanmak. Parçalanmak. Bora 'nin tek bir isteği vardı.Ömürünü bile adayacağı bu kızın kendisini sevmesi....