İLK BULUŞMA

9 0 0
                                    

Bazen bilmeyiz sonu nereye giden yolda yürürken. Sonra biri giriverir, hayatınıza, herşeyi değiştirir. Her sonun yeni bir başlangıcı gibi,!

Çığlık atması onu indireceğim anlamına gelmiyor.
Artık nerdeyse sesim kısılmıştı kimseyi umursamıyordum. Arabanın içinde resmen hapis hayatına parmaklıklar arkasında kalmışım gibi geliyordu bana. Ne kadar zorlasam araba durmayacaktı. Başımı arabanın penceresine dayadım. Gözlerimi hafif yumdum. Ve gözlerimden yavaş süzlen yaşlar. Pencereyi ıslatığının farkındayım, o soğukluğu hissediyordum.

Ceydanın başını okşamam ona ilk defa böyle yakın olmam ona ilk defa böyle dokunmam çok farklı duygu. Uyuya kalmıştı. Onu yorduğumun farkındayım. Ama beni dinlemese de olmuyordu ki!

Şehir dışına uzak olan bir çiftliğe getirdim. Kendisini. Arabadan kucaklayıp. Eve girdim. Yatağın üzerine koyup. Kanepenin üstünde oturdum.

Sadece uyumasını izledim. Gözleri kapalıyken ve ilk defa böyle sakin yakalamışken. Onu izlemek istedim. Sonra yanına oturup. Baş ucunda ellerimi yumuşak saçlarının arasından geçirirken anlatmaya başladım.

Keşke sana anlatabilsem içimdekileri. Keşke söyleyebilsem aslında zengin aile oğlu olduğumu. Ama o zaman da benden tam nefret edeceksin. Ve benden hep uzaklaşacaksın. Soğuk davranacaksın. Birşeyler başlamadan bitecek.

Hep böyle yanımda kalsan seni sabaha kadar izlesem. Sende bana anlatsan kendini. Tüm doğrularınla saflığınla yanaşsan bana. Ya bir adım atsan gerisini ben getirsem. Sadece bir dakika gözlerimin içine bakman yetecek. Sadece o hırslı gözleri görmek istemiyorum. Birazda sevgiyle bakan o bir çift kocaman siyah gözlerine sabahlara kadar şiirler yazsam. Bana tatlı bir gülümsesen ve ben o gülüşlerinle gülsem. Sevinçten aglasan ağlatsan beni.

Hiç kimseye anlatamadığım duyguları anlatmıştım. Ve yanında uzanıp uyudum. Sadece kokusuyla. Ve ben aşık olmuştum.

Sabahın ışıklarıyla uyandığımda Ceydanın hala uyuduğunu görünce direk mutfağa geçtim. Kahvaltı hazırladım. Uyanmasını bekledim.

Gözümü ısıtan uynamamı sağlayan güneşin ışınlarıyla gözlerimi zorlukla açtım. Gözlerimi açmamla etrafıma şaşkınlıkla baktım. Ve ben gece burada uyumuştum kekleyerek söylüyordum. Beni buraya niye getirmişti. Ve hemen yataktan kalkıp dış kapıya yöneldim. Ve Kerem kendini iyice aşmıştı. Bu ne demek oluyor ya zorla her yere götürüyor. İyice sinirlenmiştim. Kapıyı açmaya çalıştım. Açılmadı tekrar denedim. Kapının tıkırdamasını duymalı ki! Arkamda bellirdi.

Hooopp nereye kapılar kilitli. Beni affetmeyene kadar buradan çıkış yok.,ya affedecksin ya affedeceksin, başka yolun yok yoksa burada hep kalırsın.

Allahın salağı. Affediyorum tamam affediyorum. Bağırark söylediklerime ne kadar kırılsa da umurumda değildi. Aç şimdi şu kapıyı. Yoksa bağırırım. Herkesi etrafına topalarım. Çok ciddiyetle söylemiştim. Ve karşımda sırıtmaya başladı.

İstediğin kadar çığlık at burada bizden başka kimse yok. hem gel bakalım sen önce güzel bir kahvaltı yapalım. Sonra gideriz. Elinden tutup mutfağa götürdüm.

Ne kadar buna karşı gelsem kaçışım olmadığını biliyordum. Zoraki bir gülümsemeyle Kereme baktım. Belki ona ayak uydurursam burdan gidebiliriz.

Kerem dolaptan birşeyler çıkarıp masaya dizerken, yanına gittim. Yardım etmeye başladım. Ben yardım ederken tuhaf bir yüz ifadesiyle bana baktı.

ASİL KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin