Sabah yine saatimin alarmının o kulağıma dolan cırtlak sesiyle uyandım.Gün boyunca duyduğum seslerden en nefret duyduğum ses buydu.Artık annemin o tatlı bağırmaları değil bu ses vardı.Bu yüzden nefret duyuyorumdur belki de...Tercih yapma hakkım olsa bu saatin sesini duymak istemezdim çünkü...Geçmişimin acı dolu günleri geleceğime yansıyordu,her geçen gün tükeniyordum.Şimdi neden böyle acıklı acıklı konuşuyor diyeceksiniz biliyorum.Sizin için filmi başa sarayım;
8 Ağustos 2007
Beş yaşında bir bebektim henüz... En sevdiğim oyuncağım Yumoş ' la oynuyordum.Kapımız çalındı.Annem ve babamın üzerinde sebebini anlayamadığım bir telaş vardı.Ne olduğunu anlamadım.Ağlamaya başladım çünkü bu gelen büyük gürültülü ses ile birlikte kapının kırıldığını ve içeri silahlı adamların girdiğini gördüm.Annem bana bir yere saklanmamı söyledi.Ama ben öylece duruyordum.Benim hareket kımıldamayacağımı anlayıp kucağına aldı.Odama girip, kıyafet dolabımın içine koydu beni ve ''Sakın sesini çıkarma.'' deyip sarıldı.Bu kelimeler ondan duyacağım son kelimelerdi halbuki ama bilmiyordum.Son kez sarılıyordu,sarılıyordum.Kokusunu çektim içime son kez.O benim için dünyanın en iyi,en güzel annesiydi.Mis kokulu annem benim...İçeriden silah sesleri duyulmaya başladı.Annem ağlıyordu. Ben ise annemin son vasiyetini yerine getirmek için sessizce ağlıyordum,ellerimle kapattım ağzımı...Ellerimin üzerinden yavaşca süzülen gözyaşlarım vardı geçmişte.Hala alabiliyordum o tuzlu kokuyu.Adamların sesleri kulaklarımı dolduryodu.Annemin sesi gitgide yaklaşıyordu.''Lütfen yapma, lütfen '' dedi güzel sesli annem...Odaya girmişlerdi.Dolabın arasından az çok görüyordum.Adamın kirli sakalı,koyu teni ,taranmamış saçları nasıl bir insan olduğunu gösteriyordu zaten...Tetiğe basmak üzereydi.Ama anneme söz vermiştim susmak zorundaydım. O an dolaptan fırlamak istiyordum,bir faydam olmazdı ama olsun Kurtarırdım belki annemi , babamı ,onlar her şeyin en iyisini hak ederlerdi. ''tak...tak...tak...tak'' dört kez çıkmıştı bu ses.Anneme baktığımda yoktu,adam vardı.Bakışlarımı yavaş yavaş yere kaydırdığımda annemi kanlar içinde gördüm.Annem yoktu artık canım yoktu,ben yoktum...Bağıra bağıra ağlamk istiyordum,ama olmuyordu,yapamıyordum.Adeta bir zavallı gibi sessizce ağlıyordum.Kapı sesiyle (her ne kadar bu sıfatı hak etmeselerde) adamların gittiğini anladım.Çıktım dolaptan baktım son bir kez anneme yattım yanına ağladım bağıra bağıra...Siren sesleri duyuldu o sırada.Annemi bıraktım baktım babama orda söz verdim ona alacaktım imtikamımı o duymadı ama olsun hissetmiştir benim babam çünkü o...
Bu kadardı geçmişim.Belki size yaşamadğınız için basit gelir ama kardeşiniz ölse bile ve bu gözünüzün önünde olmasa bile anlarsınız ne demek istediğimi.Şimdi halamlarda kalıyorum.Çok seviyorum halamı...Bir de eniştem ve kuzenim Deniz var.Kendi adımı söylemeyi unuttum.'DERYA' benim adım.Kral Babam koymuş adımı.O bana prensesim derdi hep,ben ise ona KRAL BABAM derdim.Adım tam olarak ''Derya SOYKAN''.Yarın halamlar Ankara'ya taşınıyorlar.Haliyle ben de gidiyorum.Ben lise 4'e geçeceğim,Deniz ise 3'e geçecek.O tabi ergenliğini daha üstünden atamamıştı.Azıcık ise şımarık bir kız.Ama konu aşk-meşk işleri olsun bilmediği yoktur.Ben uşraşmam öyle şeylerle.O yüzden de bana halamlar hep 'evde kalacak bu kız bu gidişle' der.Bu taşınma işine Deniz biraz (!) huzursuzluk çıkardı ama ''Kızım belki okulda yakışıklı çocuklar vardır,belki sen bu taş çocuklarla aynı sınıfta olursun belki senden hoşlanırlar.'' Gibi bol belkili cümlelerle kandırdım onu.O da hemen ikna oldu zaten.Hanıfemendının başka işi yokki! Halamın içeriden sesi duyuldu ''Geç oldu çocuklar yatın hadi'' demesiyle yatağa girdim.
Benim prenses olmak için bir prens e ihtiyacım yok,ben zaten kral ın kızıyım...
Bir melek annem bir de kral babam vardı benim...
Annem yoktu artık,canım yoktu,ben yoktum...
Geçmişimin acı dolu günleri geleceğime yansıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOSYOPAT
ChickLitSONRA...Beni nasıl burada böylece bıraktığına inanamıyordum ya.Sosyopat herif işte.Nasıl çıkacaktım şimdi dışarı.Derin düşüncelerimden kapı sesi sıyırdı...Kim? PAMİR ( . )