Aman Tanrım ! burası , burası çok güzel Fred . Şaşkınlıkla etrafı izlerken Fred'in hadi ama hareket et çok güzel bir gün olacak bugün deyişiyle silkelendim .
-Burası neresi dediğinizi duyar gibiyim : burası sanki denizlerin çok ama çok üstü , gökyüzünün birazcık altı gibi . Elimi uzatsam gökyüzüne değecek , aşağı düşsem sanki boşlukta kaybolacakmışım gibi . Bir plazanın terasıydı , ama sadece bir teras gibi değildi , huzur doluydu . Yerde sadece iki tane minder ve laptopta bir film bizi bekliyordu . –
İlk defa bu kadar huzurluydum , hiçbir şeyi düşünmüyordum ,Fred ; Asel telefonları kapatalım mı ? dedi .
Zaten beni merak eden bir babam yoktu , çok düşünmeden nasıl istersen Fred dedim . Oturduk minderlerin üzerinde sonra bir şey dikkatimi çekti , o neydi Fred , sen alkol kullanıyor musun ?
Fred : evet , neden bu kadar şaşırdın ki . burada kullanmayan yok Asel .
O an aklıma Beyoğlu'nun sokak köşelerindeki ayyaşlar , sürtükler geldi . Fred'de onlardan mıydı ? Ona güvenmeli miydim ?
-Hadi Asel filmi başlatıyorum deyip iki kadeh beyaz şarap doldurdu . Nezaketen aldım ama tabiki de içmeyecektim . Film başlamıştı , bir yandan filmi , bir yandan da Fred'i izliyordum . Acaba yanlış bir hareketini görecek-miydim ? Öylesine güzel bir filmdi ki bir süre sonra aklımdaki soruları es geçip dalıp gitmişim .
- Filmde kız solunum cihazına bağlı yaşamak zorundaydı , ama hayattan hiç vazgeçmemişti nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu , peki ya sevdiği adam ; oda bir bacağını kaybetmiş platinle yaşıyordu . Hayatta gerçekten böyle güzel sevdalar var-mıydı ? Gerçekten solunum cihazına bağlı bir kızı bu kadar güzel seven bulunur-muydu ? aklımdaki soruları yanıtlamaya çalışırken Fred'in beni izlediğini farkettim .
Asel : Ne oldu Fred ? neden öyle bakıyorsun ?
Fred : Anlatmak ister-misin ?
Asel : Neyi ?
Fred : Okulda neden bir anda '' yapma baba ! yapma '' diye bağırdın , ve ardından neden çekip gittin ? Benimle paylaşmak ister-misin ?
Asel : -yüzüm bir anda düşmüştü yine sessizliğime bürünüp uzaklara daldım -
Fred : Asel neden böylesin , neden ailenle alakalı bir şey sorduğumda yüzün düşüyor , halbuki sana gülmek o kadar güzel yakışıyor ki yeni doğan bir bebeğin gülüşü var yüzünde .
Asel : Fred ben ilk defa bu kadar güzel cümleler duyuyorum ne diyeceğimi nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum , teşekkür ederim ...
Fred : Asel gözlerinin derinliklerinde o kadar masum bir çocuk görüyorum ki , her şeyden korkuyor ama . Neden korkuyorsun Asel . Hayat korkarak yaşayacak kadar uzun değil ...
Asel : Fred ben küçücük yaşta büyümek zorunda kaldım , minicik ellerim vardı ve ben o minicik ellerle annemi hayatta tutmak zorunda bırakıldım . Babam hiç sevmedi annemi , beni de sevdiğini söyleyemem ya neyse . Ben hiç hatırlamam babamın başımı okşadığını , yada uyurken gelip bir kere dahi olsa üzerimi kapattığını .Buraya bile zorla gönderildim . Neymiş holding'in başına ben geçecekmişim hiç sormadılar bana nasıl yaşamak istediğimi , ne okumak istediğimi nerede okumak istediğimi en önemlisi de Annem ! Annemden ayrılmak isteyip istemediğim sorulmadı hiç .
-Gözlerimden istemsizce akan yaşlara engel olamadım -
Fred , dizlerine yatırdı ve masal anlatmamı ister misin dedi . Sahiden anlatır-mısın ? dedim tebessüm etti bu evet demekti hissettim . Dizlerine başımı koydum saçlarımı okşamaya başladı .
Masalı anlatırken o kadar güzeldi ki uyuya kalmışım dizlerinde . İlk defa bir erkeğin dizlerinde yatıyordum . Gecenin ilerleyen saatlerinde bir anda uyanıverdim ve bir yataktaydım , neresiydi burası ? Doğrulmaya çalıştım ve o an fark ettim ki Fred dizlerimde uyuyor hiç o güzel anı bozmandan bu seferde ben onun saçlarını okşamaya başladım .
- Filmin adı gibi bir geceydi benim için 'Aynı Yıldızın Altında' tarifsiz bir mutluluk ...