Leyla kendine geldiğinde yanağından istemsiz damlalar akıyordu. Sanki kinini böyle atmaya çalışıyodu Leyla. Ürkek bir ceylan gibi korkuyodu. Kendine sarıldı. O an geçmişi omuzlarında ağır bir yüktü. Utanıyordu geçmişinden de kendinden de. Sigarasını yaktı iç çekerek. Her nefeste geçmişinden intikam alıyordu sanki. Nefretle çekiyordu sigara dumanını ciğerlerine. Sigara bitince bütün geçmişini silicekmiş yok olacakmış gibiydi o kalıntılar. Leyla sigaraya o kara günden sonra başlamıştı.
Ablası Leylayı suçlamıştı. Kendini anlatamadı Leyla ifade edemedi. Kapının önüne konuldu bir anda hem omuzlarında koca bir yük hemde yanında taşıdığı çaresizliğiyle. Sanki Tanrı bile duymuyordu dualarını. Yanlızlığın o soğuk yüzünü ilk o gece görmüştü Leyla. Ağlamak istiyordu hıçkıra hıçkıra. Tek umudu kalmıştı Leylanın. Oda yıllardır görmediği amcası Hüsam.
Hüsam Leylayı en son çocukken görmüş. Leylanın babası tarla meselesi yüzünden yüz çevirdiği abisine göstermemiş bir daha çocuklarınıda kendisinide. İçindeki ufacık bir umut kocaman bir kalp kırıklığıyla yola koyuldu Leyla. Sanki kocaman bir günah işlemiş gibi utanarak çaldı kapıyı Leyla. Kapıyı söylene söylene amcası açtı. Tanıyamadı önce Hüsam Leylayı. Sonra Leyla bitki vücudunu amcasına doğru iterek son gücüyle 'amca' dedi.
Hüsam duygu fırtınası içerindeydi. Hem yıllardır görmediği yeğenin özlemi hemde kardeşine olan kızgınlık. Ağlamaktan gözleri şişmiş Leylanın suratına baktı öne şaşkın şaşkın. Hüsam sevgisini göstermeyi pek sevmezdi. Sadece 'geç içeri' demekle yetindi Leylaya. Leyla bunada razıydı.En azından hiç ummadığı bir anda bi umut çıkıvemişti karşına.
Eve girdiğinde hiç tanımadığı hiç görmediği insanlar vardı Leylanın karşısında. Suskundu ilk zamanlar Leyla. Hatta gzölerinin içine bakamadı kimsenin. Utancından mıdır korkusundan mıdır bilinmez. O evde ilk sırdaşını edindi Leyla. Neclaydı bu sırdaş.Amcasının kızı. Kendisin 2 yaş büyüktü. Her şeyi konuşurlardı Leyla ve Necla.Bir tek şey dışında o gece hakkında. Necla çok üstelemişti. Ama Leyla hep geçiştirdi bu konuyu.
Leyla gün geçtikte güzelleşti. Ve Necla içten içe kıskanmaya başladı Leylayı. Bir gün Leyla ağzı kulaklarında Neclanın yanına geldi. Nası anlatılacağı bilinmeyen bir duygu yaşıyordu Leyla. Sersemlemişti. Hep gülüyordu nedensiz boş yere. Bi anda ağzından çıkıverdi ' Onu seviyorum Necla.' Necla şok olmuş ve meraklı bir şekilde kim diye sormuştu. Leyla çekinerek cevap verdi. AHMET. Necla dışında şakınlık ve mutluluk içinde kıskançlık ve nefret ile Leylaya bakıyordu. Çocuklukğundan beri tek aşkı Ahmettir Neclanın. Ve bunu kimseye anlatamadığı için hep içinde yaşamış içinde büyütmüştür Necla.
Leyla bir anda kendine geldi. Geçmişe yolculuğa ara vermek zorunda kaldı. Elinde ki albümü yere düşürmüş ve ani bir korku yaşamıştı. Bir kaç fotoğraf düşmüştü albümün içinden. İçlerinden bir tanesi dikkatiniçekti Leylanın. Gelinliğin içerisinde ne kadarda güzeldi. Sanki bu mutluluğu ömür boyu sürecekmiş gibiydi. Sanki hayatında hep bahar olucaktı bu adamlayken.Ama nerden bilebilirdiki bi anda o baharın güze döneceğini.Keşke her şey o fotoğrafın arkasındaki not kadar güzel olsaydı her şey o fotoğraf kadar renkli. LEYLA VE AHMET'E MUTLULUKLAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eski fotoğraflar
RomanceBazı insanlar geçmişin ağır yüklerini taşır omuzlarında. Kimileri kendileri çizer geçmişini kimileri ise kendilerini bırakırlar kader denen rüzgara. Leyla geçmişinden utanan korkan bir kadın. Ve Leylayı geçmişe yönlendiren o eski fotoğraflar.