Ben küçücük bir kız iken, annem rengarenk reçeller yapıp dizerdi mutfağa. Dilinde neşeli şarkılar, boynunda bir mutfak önlüğü ve güzel gülümsemesiyle annem; bu evde bir hayat olduğunu gösterirdi bize her gün yeniden. Gösterirdi de biz anlar mıydık ki? Yada ben anlar mıydım acaba..
Ben 18 yaşında doğdum annemden. Çünkü annemi sevmeyi, bana küçücük bir kızkenden itibaren ne anlatmak istediğini, neler verdiğini o zaman anladım. Hep çok kendi başına buyruk bir kız olmuştum. Şu koskoca Dünya'da o kadar çok önemserdim ki kendimi, bir nokta bile değilken.. Her şeyi tek başıma yapabilirim zannederdim ve haftasonu temizliklerinde annemle hep kavga ederdim. Aşık oldum, üzüldüm, kırıldım, vazgeçtim, vazgeçildim, dost kazandım, dost kaybettim.. yani büyüdüm. O zaman hayat öyle bir yağdı ki yüzüme; anladım. Bi annem yârmış bana.. Şimdi ise ben de onun gibiyim. Sevinince renk renk reçeller dizerim kalbimin raflarına, annem gibi.