"...Evet kızlar, böyle oldu işte." dedim.
"Tuhaf, hemde çok tuhaf." dedi Sena.
"Tuhaf olan ne?"
"Kızım biz buraya esir alınarak geldik. Ama sen burada hayatının aşkını buldun gibi."
Sena gerçekten de haklıydı.
"Ama ben ne cevap vereceğimi bilmiyorum."
"Damla, bu ne kadar doğrudur bilmiyorum. Sonuçta onlar bizim gözümüzde bir piçten öte bir şey değil." bunu söyleyen Zerrin'di.
"Ama aşk bu. Nerede karşına çıkacağı belli olmaz." aklımı okudun be Nur.
"Damla, sen bu adama karşı bir şeyler hissediyor musun?"
"Zerrin, yani şöyle: onun yanındayken mutluyum."
"O zaman hayırlı olsun sen aşık olmuşsun bile."dedi Zerrin.
O, bu olaya pek sıcak bakmamıştı ama ben rütbeliyi sevip sevmediğimi çok iyi biliyordum. Ben ona kör kütük aşıktım...
Ama nasıl olacak bilmiyorum.
Bizden, güzel bir 'biz' olur muydu?Düşüncelerden sıyrıldığım zaman bir askerin içeriye girdiğini gördüm.
" Damla?"
"Anladım, rütbeli..." diye mırıldanarak ayağa kalktım.
Askerle koridorda ilerlerken, tanımadığım birinin bağırışmalarını duyuyordum. Burada rütbeliden başka birinin borusu ötüyor muydu? Meraklandım.
Asker beni odanın önüne getirdikten sonra gitti. Farkettim ki bu sesler rütbelinin odasından geliyordu. Kapıyı yavaşça açtım. İçeride bir adam ve rütbeli duruyordu. Rütbeli o adamın karşısında ellerini birbirine kenetlemiş ve başını öne eğmişti.
Üstler?
"Komutanım, beni bir dinleyin."
"Ne dinleyeceğim seni Emrah?! Aptal bir kız yüzünden en iyi nişancımızı kaybettik. Şimdi ne olacak? Bu açığı nasıl kapatmayı düşünüyorsun?! Kıza bir şey yaptın mı bari?!"
"Hayır. Yapmadım."
"Yapmadın? Ha işte çok güzel! Demek yapmadın?! Oğlum sen ne bekliyorsun?! Ne oldu sana?! Sen bir şey yapmazsan ben yaparım! Çağır kızı da bir sopadan geçirelim!"
"Komutanım! Ben o kızı seviyorum! Ona bir şey yapmaya da niyetim yok!"
"Demek seviyorsun?! Al işte! Aşk insanı böyle mal yapar! Ne beklenirdi ki zaten? Askeer!"
"Ne yapıyorsunuz komutanım? Kıza işkence mi yaptıracaksınız?"
"He Emrah işkence yaptıracağım. Git bari bir veda et. Belki bir daha görüşemezsiniz!"
"Komutanım şey..."
"Hı?"
"Komutanım, o kız benim karım."
"Ne demek karım? Evlendiniz mi?"
"Evet."
Ne! Biz ne ara evlendik? Bu sözleri duyduktan sonra şok etkisinden kurtulmam çok zor oldu. Bu ne böyle ya? Ben daha cevap vermemişken, bizi hemen evlendirdi!
"İnanmam Emrah! Nasıl evlenirsin?"
"Evlendik işte."
"Kanıt?"
Oha lan çok heyecanlandım, kanıt? Kanıt nerede?
"Kanıt mı? Komutanım ne kanıdı? Bu darmadağın ülkede nereden nikah memuru bulayım? İmam nikahı ile evlendik biz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜTBELİNİN ESİRİ (BİTTİ)
RomantizmSavaşta esir alınmak... Esir alındığı kişinin kalbine de esir düşmek... Aslında her şey aşkın gücüne bağlıydı... Bu güç, onları yaşadıkları harabeden kurtarıp mutlu bir sona sürükleyecekti...