Korkak

67 5 1
                                    

Ben Oh Sehun; hayatımın son 5 yılı sıkıştırmaya çalışacağım şu yarım saatte; söyleyeceklerim hissetiklerimin önsözü bile değilken, senin fırtınandan sana sığınışımı anlatacağım... Anlatırken bir daha yaşamak diye bir şey var ama yaşadıklarım denizse anlatırken senin duydukların o denizden bir kaç damla gibi olacak Jongin.

Kaçışım yok bu video işini yapmam gerekiyor. Senden gitmeye karar verdiğim günden beri benim için tek seçenek bu... 2 yıldır aklımda olup, son on gündür adın geçince durmak bilmeyen hıçkırıklarım yüzünden bitiremediğim... Ama bitmeli yoksa sensizliğin üzerine binecek bir pişmanlığı daha kaldıramaz yüreğim...

Yine ellerim deli gibi titriyor. Arada ziyaret ettiğim Min Jung Teyze görse şu halimi görse parkinson ilaçlarını benimle paylaşırdı herhalde... Jongin'i özgürce anlattığım tek insan.

Başlasam iyi olur artık, vakit dar, şu zaman mefhumu hep aleyhime işledi bir kere şaşırtsa böbreğimi vereceğim ama neyse.

"Merhaba Jongin;

Düğün hazırlığı için yanında olmam gerekirken niye o ekranın içimdeyim diye izlerken küfredeceksin biliyorum. Senden tek isteğim 5 yılın hatırına sonuna kadar izle olur mu ?

Gidiyorum; gitmeden birlikte geçirdiğimiz stajımızla başlayıp da o masalarda sabahladığımız 5 sene için bir güzellik yaptım veda niyetine bu videoyu bırakıyorum. En yakın arkadaşın sıfatıyla düğününe katılmayarak biraz büyük bir kazık atıyorum ama sen bana kıyamazsın öyle ümit ediyorum. Korkma düğün hediyemi BaekHyun verecek, açtım kesenin ağzını bu sefer yine iyisin.


Senden öğrendiklerimle başlayacağım; senden çok şey öğrendim Jongin çok şey... Şaşırma, ya da beni dinleyince fazlasıyla şaşıracaksın zaten.

Mesela senden önce geceler uyku içindi, senden sonra gecenin iki kapısının olduğunu öğrendim. En güzel hayallerle dalıp, en acı gerçeklerle çıkaran iki kapı. Yani senden sonra gecelerimde uyku olmadı benim.

Öğrendim ki; gözyaşı akınca yakıyormuş, daha çok söndürmek yerine. Sıradan bir insanım ben. Ciddi kayıplarım bile olmadı benim ağlatacak kadar. Seninle öğrendim ki insan umduğu şey için bile sabahlara kadar yana yakıla ağalayabiliyormuş. Kaybetmeye gerek yokmuş ağlamak için, hele sahip olmak önemsiz bir ayrıntıymış.

Ah bir de köprücük kemiğinin bir karışa yakın mesafe altında sol tarafta öyle bir yer varmış ki, aklıma sen gelince çok fena yanan... Hiçbir fiziksel acı daha önce böyle acıtmadı beni. Çok boktan bir şey, ne buz koymak, ne de krem sürmek geçirmiyor. Belki biraz elini koyabilseydim geçerdi diye düşündüm, hoş denemedim bilmiyorum ama sonradan sonradan dank etti gönlün olmayınca elin de tenin de çare olmazdı.

Bunların dışında bize atılan en büyük kazığı ve söylenen en büyük yalanı yine senin sayende öğrendim. En büyük kazık; aşk sadece kadın erkek arasında zırvası imiş, aşkın cinsiyeti yokmuş be Jongin. Hoş buna içten içe inanırdım ama inanmak yetmiyormuş, yaşamak gerekiyormuş. Hakiki kazık. Hani bir ara televizyonda da dönen bir dizi vardı senin de izlediğin; vampirlere kazık saplayıp öldürüyorlardı aha işte bu kazık öyle büyük ki değil birini, ırkını yok eder. En büyük yalan da neymiş biliyor musun? Aşk hiç öyle dizilerde ki gibi çiçekli böcekli bir şey değilmiş. Tam aksine en siktiri boktan bir şeymiş, bütün hayatımı alt üst eden şeyden his diye ya da duygu diye bahsedemiyorum. Öyle bir şeymiş ki; her an sevdiğinin yüzüne bakmak, bir sözünü kaçırmamak, bir kıpırdanışını, yüzünün değişen gölgelerini izlemek, çok yorucu yani. Bir de öyle bir halt ki; elini kağıt kesse canı acısa sanki senin kolunu kesiyorlar; sevdiğinin bir damla gözyaşı çöl ortasında sellerde sürüklüyor seni, suyun içinde susuzluktan kavruluyorsun gibi... yani anladım ki aşk hayatın bize orta parmak çekişi biraz da... Bir de birlikte dalga geçtiğimiz ilk görüşte aşk... düşünüyorum da gerçekmiş... Seni gördüğüm ilk günde bu saydıklarımın fragmanı vardı bende çünkü

Cam Irmağı Taş GemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin