Bana Ait Ölüler

454 7 3
                                    

00.04

"Ne halt yedin bu saate kadar!"

"Anne yine başlama ben odamdayım." Merdivenleri hızlıca çıkıp odama vardım.Kapıyı açtığımda sarhoş ve yorgun olmanın gereği olarak yatağıma düştüm.Ceketimin düğmelerini iliklemeye çalışırken "Ab-ba!!" sevimsiz minik kardeşim gardırobumun içinden (gardırop demeye dilim varmıyor..) fırladı.Yataktan bir anda sıçradım.

"Heyy! Ne işin var burda?" cevap veremedi çaresizce..Gözlerimin içine baktı sadece.. her zaman yaptığı gibi..Daha çok sinir olmuştum."Çık odamdan Diana yoksa.." Annem yine suçüstü yakalamıştı.Diana'yı teselli ederken bana bağrınıyordu.

"Sen kendinde değilsin o daha küçük bir çocuk Evalyn.." odadan Diana'nın elini tutarak ve onun hıçkırıkları arasında çıktı.

"O sorunlu bir çocuk Anne!!" kapının önünde annem Diana'yı uyarıyordu benim hakkımda..Sinirlerim iyice gerilmişti.Sorunlu olan sanki benmişim gibi davranıyordu.Gardırop sayılamayacak kadar berbat olan dolabımın kapağını açtım."Ooopppss!!" iğrenç bir gıcırdama..Annem o sorunlu çocukla ilgileneceğine biraz da benle ilgilenseydi daha iyi olurdu.Ama yinede aldırış etmemeye çalışarak üstümü çıkardım.Bir anda lambam sallanmaya ve yanıp sönmeye başladı.Dolabım yetmemiş olmalı ki bir lambam eksikti.Neden bana ait doğru düzgün bir şey yoktu? Elimi ampule uzattım ve biraz ışık gelince dolabıma döndüm hemen sönmüştü.Tekrar uğraştım ve tekrar söndü.Delirme noktasına gelmiştim.Sorun olan sadece bu da değildi.Ampul deli gibi sallanıyordu.Belki de deprem oluyordur düşüncesiyle etrafıma bakındım.Yavaşça kapının kolunu çevirdim...Ama nasıl olur? Kapım kilitliydi.Zorlamaya devam ettim.Lanet olsun hala kilitliydi.! Ama ampul artık sallanmıyordu.Kendimi biraz toparlayarak anneme bağırdım.Ancak cevap alamamıştım.Kesin yine o çocukla uğraşıyordu.

"2014 yılındaki hesaplamalara göre her insana 14 ölü düşüyormuş."

"Hahahahha! Emma çok komik ve saçma aynı senin gibi.14 ölü peh!"

"Al Evalyn! kitaplarını bende kalmış."

"Evet! unutmuşum.Görüşürüz"

"Tamam görüşürüz!" arkasını döndü ve gitti.Kitaplarımın üstüne baktım.Fosforlu not kağıdının üstünde "14 ölü gelecek.." yazıyordu.

"Heeeeeeyy!! Emma kitaplarımdaki notu sen mi yazdın? Ne zaman bu saçmalıklarına son vereceksin?"

"Ne saçmalıyorsun? ne notu?" Elimdeki kitabı yüzüne doğrulttum ve anlamsız bakışlarını izledim."Gerçekten ben yazmadım.Şimdi gitmem gerek!"

"Şizofren!" elimdeki sıkıştırdığım notu ona doğru fırlattım. Arkasını bile dönmemişti..

"Tahtaya kalkmak sinir bozucu."

"Cevap 14 hocam!" arkadaki inek bozuntusu bağrındı.

"14.kitap...14 şubat mı?..14.doğum günün..14 tane masa..14.cuma!"

Odamın ortasına doğru yürümeye başladım. Hayatımdaki 14 sayısı ile ilgili yaşadığım anılar teker teker yankılanıyordu etrafta. Korkmuş halde etrafıma bakındım. Hiç bir şey yoktu. Ama sesleri duymaya devam ediyordum. Ellerim titreyerek  telefonuma ulaştım. Saat 00.14 şarjım %14'tü.Kendimi cimcirerek  gerçek mi? Rüya mı? ayırt etmeye çalışıyordum. Telefonu yere fırlattım. Kulaklarımı tıkadım ve kendimi ölüme teslim etmiş gibi çığlıklar atmaya başladım."

"Bu kadar mı?"

"Sadece bu kadar hatırlıyorum."

"Emin misin? Evalyn"

"Kesinlikle başka hiçbir şey yaşamadım yada hatırlamıyorum. Uyandığımda da kanepedeydim." Dudaklarımı büzdüm.

"Peki bugünlük bu kadar yeter. Psikolojik destek almaya devam etmelisin.Aynı tür halisünasyonlar görmeye devam edersen seni bekliyor olacağım."

" Halisünasyon mu? Gerçek olduğuna eminim. Neyse anladığıma göre.. Yani benim ciddi sorunlarım yok öyle değil mi?"

"Buna cevap vermek için çok erken!" muzip bir gülücük attım.

"İyi günleeer.."

"Aaaahhh! Evalyn" beni kapıdan geri döndürdü."Buyrun?"

"Yanlış hatırlamıyorsam senin küçük kız kardeşin zihinsel engelli  değil mi?"

"Siz bizi nereden tanıyorsunuz? Ayrıca bunun benimle ne alakası var!"

"İlgilenmek isterim kardeşinle de!"

"Teşekkürler." kafamı yine çevirdim ki..

"Baban yakın  arkadaşımdı.Peter Wolden! çok  akıllı bir adamdı.Son zamanlarında da çok yardımı dokunmuştu bana..Teşekkür etmek için karşılık olarak yani.."

"Bayan Heal sizin babamla ne gibi bir ilişkiniz vardı bilmiyorum ve umurumda da değil.Ama lütfen hayatımdan uzak durun.Hayatıma karışmayın.Ve bir daha da ailemi ağzınıza almayın.Randevularımı da iptal ettirin.!"

"Baban,kardeşin hakkında bu kadar hassas olduğunu tahmin edememiştim.Özür dilerim.Ben sadece.."

"İyi günler Bayan Heal!" kalın bir ses tonuyla söyledim.Kapıyı hızlıca çarpıp dışarı çıktım.Eve gitmeden önce yiyecek bir ekmek için bakkala uğradım.Cebime elimi soktuğumda 60 kuruşum vardı.Parayı verip ekmeği poşete koymasını bekledim.Ekmeği de alıp eve gittim.Kapı açıldığı anda annem bana sarıldı."Anne çekil üstümden!"

"Kızım ama..Nerdeydin? çok merak ettim."

"Geldim işte..Al ekmek!" ekmek poşetini göğsüne çarptım."Yağ sür de açlıktan ölmeden yiyelim.!"

"Tamam kızım!"

"Ab-ba" gelip pantolonuma yapıştı. Konuşamayan zavallı Diana!"

"Anneee al şunu bacağımdan! Gitsene Diana! Çekil be! yapıştın yine!"

"Kızım lütfen yapma böyle! o seni çok seviyor."

"Özürlü olması benim suçum değil! uzak tutun benden.Beni çok seviyormuş(!)" ekmeğimi alıp odama çıktım. Bu sefer Diana'nın girmemesi için bizzat kendim kapımı kilitledim. Masamın yanına gidip sandalyeme oturdum. Bir yandan guruldayan karnımı susturmaya çalışırken bir yandan da Bayan Heal'in söylediklerini düşündüm. Ne demek istiyordu? babamı nereden tanıyordu ve benimle ilgilenmeye çalıştı? söyledikleriyle neyi ima etmeye çalışıyordu bu kadın? Merak etmemek elimde değil! Herhalde babamın eskiden ayarttığı kadınlardan biri olmalıydı. Küçücük ekmek yine beni doyurmaya yetmemişti. Kafamı masama koydum. Biraz kestirmek her şeye iyi gelecekti umarım.. Kafamı koyduğum gibi tekrar kaldırdım. Acayip ve yüksek şiddette fısıltılar duymaya başladım. Geçen akşam olduğu gibi.. Ayağa kalktım ve etrafıma bakındım. Sonra tavana bakarak geri geri yürümeye başladım. Yürürken ayağıma bir şey takıldı ve tam üstüne düştüm. Bir anda elimi yakaladı göremediğim bir şey. Tam bileğimi yakalamıştı. Tıpkı bir kelepçe gibi.. Acıdan bağırmaya başladım. Çığrıyordum ama aldığım tek cevap babam..babamın sesiydi duyduklarım.. Kafamı yerden doğrultmaya çalıştım.Odamda gözlerimi gezdirirken pencerenin önünde bir adam gördüm.Babama benziyordu.Ama yüzünü ayırt edemedim.Çok karanlıktı..

"B-baba..." cevap yoktu. Gördüğüm gölge gibi şeyde yok olmuştu. Tek gördüğüm zifiri karanlık...Tek duyduğum ise yere damlayan kanımın sesiydi..

Umarım beğenmişsinizdir.. Okuyan ve ilgilenen herkese teşekkürler..

Bana Ait ÖlülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin