-4-

370 15 7
                                    

Yatağımla bütünleşmiş bir şekilde Supernatural izliyordum. Poşetteki son çikolatayı almaya çalışırken gözüm saate kaydı. Saat gece 04:02di. Dudaklarımı büzüp, abur-cubur paketlerinden çöplüğe dönüşen yatağıma döndüm. Eğer bunları böyle bırakırsam hem uyuyamazdım hem de halamdan dayak yerdim. Bu düşünceyle kıkırdayıp su almak için aşağıya indim. O çocuk aklımdan çıkmıyordu. Ama nedenini bilmiyordum. Saçmaydı.
İçinde su olan bardağı alıp odama yöneldim. İçeri girip bardağı komidinin üzerine bırakır bırakmaz, ağzımı iri bir el kavradı. Çığlık atacaktım ama atamıyordum. Arkamda durana vurmaya çalılıyordum ama diğer eliyle ellerimi tutmuştu. Geçrekten korkuyordum.
"Sus benim!" Diyenin sesini çıkarmaya çalışmıştım. Bu oydu. Burada ne işi vardı?
"Elimi ağzından çekiceğim, bağırmayacaksın. Tamam mı?" Korkuyla başımı salladım. Yavaşça elini ağzımdan çekerken hızlıca ona döndüm.
"Kimsin sen ya? Ne işin var burada? Kafayı mı yedin?" Diye soruları sıraladığımda gözlerini devirerek ofladı.
"Sadece uyumaya geldim." Sinirlerim atmıştı.
"Aa tamam o zaman yat şöyle sen." Bunu alayla söylemiştim. Keyifsiz bir şekilde gülerken.
"Delirmişsin sen. Çık git yoksa çığlık atarım." Dediğimde bana aldırmadan yatağıma yattı.
"Ya iyi misin sen?" Ona vurmaya çalışırken beni durdurdu.
"Uyuyalım sadece." Dediğinde hala olanların farkına varamamıştım. 
"Hı hı." Dedim bilmiş bir şekilde. "Ne diyorsun sen ya? Saçmalama çık şurdan. Ya bak halam duyacak!"
Alayla gülümsediğinde ona hayretle baktım. Ne yaptığını sanıyordu bu çocuk. İyice sinirlerimi bozuyordu.
"Ha-"
Tam bağıracaktım ki, hala ismini bilmediğim çocuk atağa geçip beni durdurdu.
"Sus tamam gideceğim. Ama beni sık sık görmeye hazır olmalısın."
"Ya sen ne saçmalıyorsun?"
Bilmişçe gülümseyip geldiği yerden çıkarken arkasında yine kalakalmıştım.
Sessizce "hey!" Diye bağırmıştım ama bunun bir yararı olmamıştı. Polisi aramalımıydım?
Nedense bir yanım aramamamı söylüyordu. Neden bu çocuğa güveniyordum ki? Yatağıma dönüp çöpleri temizlerken kendi kendime söyleniyordum. Bu çocuk iyice sinirlerimi bozmuştu. İsmimi de biliyordu. Kafamı olumsuzca sallayıp güldüm. Gerçekten, böyleleri beni mi bulurdu? Uyuyacakmış. Hah! Çok komik gerçekten. Bugün pazartesiydi ve uykum tamamiyle kaçmıştı. Elimde çöpleri odamın çöp kutusuna atarken yatağa anlamsızca oturdum. Yalnızca bir kaç saat sonra okula gidecektim. Uyumamın bir anlamı yoktu, değil mi?
Yeniden bilgisayarımı açıp dizime döndüm. Bu diziye bayılıyordum gerçekten.

Saat sabah 7'e gelirken uykum olduğunu anladım. Hava tam anlamıyla aydınlığa kavuşmuştu. Bilgisayarı kapatıp yatağa gelişi güzel kıvrıldıktan sonrası karanlık.

~
"Efsun kalk hadi!"
halama aldırmadan kafamı diğer tarafa çevirdim. Saat kaçtı ki?
"Kaçta yattın sen bakayım?" Diye soran halama cevap vermedim. Birden vücudumu soğuk kaplarken halamın üstümden yorganı çektiğini anladım.
"Yaz neredeyse geldi. Neden yorganla yatarsın anlamadım ki?"
Yatakta doğrulup boş boş duvara baktım. Kafamı saate çevirdiğimde saat 8'di. Ne yani? Sadece 1 saat mi uyumuştum?
"5 dakika içinde hazır ol kızım. Bak terlik gelir ha!" Diyen halama gülümseyip ayaklarımı yataktan sarkıttım. Halam odadan çıktıktan sonra lavaboya girip işlerimi hallettikten sonra odama dönüp hazırlandım.

^^^
Aşağı indiğimde halam kahvaltı yapıyordu. Özlem abla ile cihan abi yine evde yoklardı. Bu ara gerçekten de çok yoğun çalışıyorlardı. Saate baktığımda okula geç kaldığımı anladım ve masadan bir kaç şey atıştırdım.
"Otursana kızım. Ye bir şeyler öyle git."
"Yok hala yok. Çok geç kaldım zaten. Ben kaçar." Dedikten sonra ayakkabılarımı giyip
evden çıktım.

Okula geldiğimde, ders çoktan başlamıştı. Sınıfın kapısını çalıp içeri girdiğimde, özür dileyip yerime, Elifin yanına geçtim. Elif
"Nerdesin kızım sen? İlk defa bu kadar geç kaldın."
"Biliyorum biliyorum. Anlatacağım. Teneffüste." Deyip, önüme döndüm.
Sınıfta ders anlatan coğrafya hocasına baygın baygın baktım. Zaten uykum vardı. Bir de ilk derste coğrafya çekilmiyordu. Çantamdan defterimi çıkarıp derse odaklanmaya çalıştım.

Ders zili çaldığında elif bana soru soran gözler ile bakıyordu. Ona dün gece olanları anlattığımda gözleri kocaman açıldı.
"Sen ciddi misin? Polisi aramalıydın."
"Biliyorum. Ama ne bileyim. O an aramadım ve.."
"Sen hasta mısın? Evine, hatta odana 'tanımadığın' birisi giriyor ve sen bunu normal mi karşılıyorsun? O an sana her şeyi yapabilirdi." 
Elife uzun uzun baktım. Nedenini gerçekten bilmiyordum.
"Elif bilmiyorum. Konuyu kapatalım lütfen."
Elif oflayarak önüne döndü
"Bundan sonra bir şey olursa gelip bana hemen anlatıyorsun."
Evet anlamında kafamı salladım. Ders zili çalıp hoca sınıfa girdiğinde ikimiz de sessizdik.

Eve geldiğimde gerçekten de çok uykum vardı. Kendimi direk yatağa atacaktım ama Özlem ablam önemli bir şey söyleyeceğini dile getirince meraktan kendimi sofrada buldum.

Özlem abla
"Efsuncum, bu akşam ortak olacağımız şirketin patronu ve ailesi ile çok önemli bir yemeğimiz var."
Dediğinde, sıcak bir şekilde gülümseyip 'Ee' der gibi baktım.
"Biz de cihan abinle daha samimi bir ortam olmasını istediğimizden bu akşam onları yemeğe davet ettik. Bir kaç saate gelirler. Zaten eve bu yüzden erken geldik." Dediğinde benim ne alakam var der gibi baktım.
"Yani bil istedik. Hem de şık bir şeyler giyersen de fena olmaz."
Gülümseyip "Olur. Tamam" dedim.
Belli ki bu gece de uyuyamayacaktım.

SARM'ÂŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin