SAKLI BAHÇE .................3 BÖLÜM ..........
İnsanlar, nadir zamanlarda çelişki yaşar ikilemde kalırdı ama üçlem diye de buna denirdi .Bir tarafta, güzelim boyaya bulanmış üstelik ön camı kırılmış G force varken, diğer yönden karşısında ürkek gözlerle bakan Mirabelle, vardı .Kızın hatası affedilir gibi değildi. Üstelik Kaarlo, balkonun kenarından içeri yavaşça sıvışırken, babasının gür sesiyle dönüş yapıyordu.
''Nereye ? Arabama, ne yaptınız? Diye sorgulu gözlerle gürleyerek, bir taraftan da genç kıza bakarken, başını oğluna çevirdi .
Mirabelle, adamın kollarından kendini hızlıca çekerek, Kaarlo'nun yanına geçiş yaptı. Bu durumda o küçük sabiyi, yalnız bırakamazdı.
''Bütün su-uç benim'' diye gevelemeye başlamıştı ki, genç kız Nicholas'ın, baş parmağını önce kendisine, sonrada oğluna, yönelttiğini görüyordu .
''Evet, bütün suç senin ve şu veledin. Benim değer verdiğim eşyalarıma, zarar vermekten ne zaman vazgeçeceksin'' diye Kaarlo'ya sertçe bağıran genç adam, ardından yanına doğru yürüyüşe geçti .
Kaarlo, babasından korktuğu için Mirabelle'nin, ardına saklanırken, bir anda çığlık atmaya başlıyordu . Nicholas, oğlunun kollarından sertçe tutup, bacaklarının dibine çekti .
''Sana kaç kez ceza verdim, hatırlamıyorum ama sen lanet olası , neden hala huyundan vazgeçmiyorsun'' Diyerek bağırdı . Küçük çocuk burnunu yukarı çekerken, dudaklarını büzdürüp ağlamaya devam ediyordu.
''Özür dileyeceksin! Hemen şimdi! Dediği an Nicholas, kızın, kollarına yapıştığını gördü.
''Lütfen, ona dokunmayın! Bir araba kadarda mı, değeri yok gözünüzde'' Derken Mirabelle, adamın keskin, bir o kadarda sert, bakışları altında titriyordu.
''Konuşma! Sen, sen bana emir veremezsin!
''Ama o çok korkuyor! Lütfen bağırmayın!
''Sana kes dedim'' dedi. Nicholas, ardından oğlunun kolunu çekiştirerek, içeriye sürüdü . Genç kızda adamın arkasından koşarak, onu takip etmeye başladı. O, an aklına Maria'nın, sözleri geliyordu. Yoksa oğluna, işkence mi yapmaya götürüyordu. Kafası allak, bullak olmuşken içinden de ince sızı geçti.
''Lütfen, bütün hata benim! İsterseniz beni kovun, isterseniz parasız çalıştırın ama ne olur o çocuğa dokunmayın! ''diyerek feryat ediyordu Mirabelle çaresizce .
Nicholas, kızın sözleriyle bir ana durup, ardındaki perişan durumdaki kıza baktı sonra yeniden, oğlunun kollarından çekiştirerek, aşağı merdivenlere yöneldi. Kaarlo, babasının arkasından sürüklenirken, genç kızda, onlara yetişmeye çalışıyordu . Etrafa toplanmış hizmetlileri geçerek, bodrum katına indiklerinde ise Nicholas, oğlunu açtığı bir odaya atıp, kapıyı kapatacakken, Mirabelle elleriyle engel oldu .Genç adamın elleriyle, kapatmaya çalıştığı kapı, kız tarafından engellenmeye çalıştıkça, içerden Kaarlo'nun acı çığlığı duyuluyordu .
''Babacığım! Çok koykuyorum . Burası çok karan-lık . Affet! Söz biy daha yapmayacağım affet! .Baba .Babacığım!
Mirabelle, adama inat kapıya biraz daha yüklendi. Gözlerinden yaşlar boşalırken ''Yeter artık . O, sizin bir parçanız . Ona, bu şekil ceza veremezsiniz'' diyerek bağırdı . Umurunda değildi . İster kovsun, İster se şu an, kapı dışarı etsin. Hiçbir şeyi gözü görmüyordu o, küçüğü karanlık odada yalnız bırakmayacaktı .
Nicholas, kızın çıkışıyla asabı bozuldu . Ona, emir veren bir hizmetliyi, elbette susturmasını bilirdi .Kapıdan elini çekti ve oğlunun odadan çıktığını, hızlıca kızın bacaklarına yapıştığını görünce, siniri bir kat daha artıyordu.