Rahatsızca yerimde kıpırdandım, annem düşünüyordu fakat benim dayanacak gücüm kalmamıştı. Annemin gözleri beni buldu "Hayır Beatrice, olmaz kendi okuluna devam et." gözlerimi yüzüncü defa devirdim ve sinirle mutfak sandalyesinden kalktım. Annem arkamdan adımı seslense de umursamadım.
Odama girip üzerime montumu ve botlarımı giydim. Şemsiyemi de aldım, aşağı indiğimde annem sinirle telefonda konuşuyordu "Yeter artık Adam, Beatrice'i al. Ergenliğinin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Evet biliyorum, zor günlerden geçiyor ama ben artık dayanamayacağım. Tamam söz veriyorum görüşürüz." Babamla konuşuyordu, ve beni babamın yanına göndermek istiyordu.
Sinirle elimde ki şemsiyeyi yere fırlattım. Sırt çantamı aldım ve evden çıktım. Bahçeden bisikletimi aldım ve Mia'nın yanına sürmeye başladım. Yağmur gittikçe hızlanıyordu, ve bende yağmurla yarışır kadar hızlıydım. Birden yağmur yüzünden kaydım ve yere düştüm.
Bisiklet ile tabi ki.
Hava çoktan kararmıştı ve bu sokaktan gelen geçen çok olmazdı. Mia'yı telefonla aradım. "Efendim Beatrice." sesi uykuluydu. "Mia, bisikletten düştüm, yardım etmen lazım canım çok acıyor lütfen çabuk gel." telefonu o cevap vermeden kapattım. Mia beni yeniden arayınca sinirle soludum. Aramayı reddettim, sonra yeniden arayınca açtım "Nerede olduğunu söylersen seni daha çabuk bulmayı denerim." haklıydı salağın tekiydim yine. "Sizin evin aşağıda ki sokak lambası olmayan sokaktayım." evet tam da yerine düşmüştüm yani. "Orada ne işin var? Geldiğimde umarım hala bakiresindir." telefonu yüzüme kapattı. Dizimden kan akıyordu ve ellerimin içi soyulmuştu.
Ayağa kalkmayı başarıp bisikletimi aldım ve yolun kenarına tökezleyerek gittim.
Yanıma biri geldi, beni ve bisikleti yolun kenarına nazikçe bıraktı. "Kimsin?" onu karanlıktan dolayı göremiyordum. "Hayırsever biri." ay ışından yararlanarak yüzüne baktım, ama çok bir şey anlamadım "Teşekkür ederim." Omuz silkti "Peki, senden bir şey istesem?" kaldırıma oturdu bende yanına oturdum. Yüzüme bakmıyordu. "Ne olduğuna bağlı." Gözlerimi yerden çevirip ona baktım, ama bana hala bakmıyordu. "Evin buralarda mı?" kafasını bana çevirdi. "Arkamızda duran ev benim evim." arkamı dönüp eve baktım, ışıkları yanıyordu.
Ayağa kalktı "Sapıklık yapmak için falan merak ettiysen evimi, meşgulüm" kafamı hızlıca salladım "Hayır saçmalama, sadece bisikletimi bahçenize koyabilir miyim? Yarın gelip alırım." dönüp tekrar bana baktı "İstediğin yere koy, çalınırsa falan benim suçum değil." Mia'yı görmemle sustum ve etrafına bakan Mia'nın yanına gittim. Arkasından Mia'nın kardeşi Ted geliyordu.
"Selam Beatrice." Ted'in nazik hallerini çok seviyordum, ama tek sorun benden hoşlanmasıydı. Bunu bana Mia söylemişti, Ted haberim olmadığını sanıyordu. "Selam Ted." aklıma bana yardım eden çocuk gelince arkamı döndüm, ama yoktu. Bisikletim bahçede demire bağlı duruyordu.
Çalınmasın diye yapmıştı.
Salak salak gülerken Mia beni dürttü. "Niye gülüyorsun? Sokakta dizlerin patlamış bir şekilde oturmak baya keyif verici ha?" Mia beni kolumdan çekince bacağımda ki yara kendini belli etti. "Yavaş ol, canım yanıyor." diye huysuzlandım. Ted beni kucağına alınca rahatsız olduğumu belli etmemeye çalıştım.
Çalıştım.
"Ted gerçekten bunu yapmana gerek yoktu." gözlerini gözlerime dikti. "Saçmalama Beatrice, yaralısın tabi ki de seni taşıyacağım." Mia hep Ted'in bana nasıl aşık olduğunu anlatırdı. Ve bir şans vermem gerektiğini söylerdi.
Ama ben yapamıyordum çünkü Mia, Ted ve ben küçüklükten beri arkadaştık. Aramızda 1 yaş olmasına rağmen onu küçük kardeşim olarak görüyordum.
YOU ARE READING
Wreckage - Mendes
Fanfiction"Kiss like a fight that neither wins." Shawn Mendes FanFic