2 saat geçmiş ve Emily yeni uyanmıştı.
Puslu gözleri ile arabanın ön tarafında baktığı zaman annesinin uyuduğunu gördü.
Camdan dışarı baktığında ise büyük bir tabela vardı. Üzerinde yazanları okumaya çalıştı."Gravity Falls'a hoşgeldiniz..."yazıyordu.
Emily 'en sonunda vardık' diye içinden geçirirken açlıktan midesi kazındığını fark etti sadece Emily değil herkes acıkmıştı.
"Ne zaman bitecek bu yol" diye homurdandı. Emily, babasının tepkisine bakmak için iç dikiz aynasından baktı. Babası hafifçe sırıttığını gördü.
"Çok az kaldı. " dedi. Emily babasına soru sormadığı halde cevap verince rahatladı. Sabah ki halinden eser kalmamış gibiydi.
Babası bir virajdan dönerken bir çukurun içinden geçti. Araba aşağı - yukarı zıpladı ve annesi aniden gözlerini açtı. Bir sağa bir sola hızlıca baktığı sırada etrafa korku dolu bakışlar atıyordu. Emily annesini görünce sabahtan beri pek yapmadığı dudak hareketini yaptı. Gülümsedi.
"Geldik mi?" diye sordu annesi, babasının en sevmediği şeylerden biri de bir sorunun sürekli sorulması idi.
"Ne kadar merak ettiniz, geldik işte" dedi sinirle, ormanlık bir arazinin önünde duran ahşaptan evin önüne arabayı durdurdu.
Emily 'ürkütücü' diye içinden geçirdi. Annesinin heyecanını oturduğu yerden anlayabiliyor ve hissedebiliyordu.
Hızlıca annesi arabadan indi. Emily de peşinden inerek ahşap evin verandasına doğru yürüdüler. Büyük bir evdi hem de kocaman. Emily etrafı gördükçe beyninde, büyük kuzeni Nadja ile küçücük iken oyun oynadıkları anılar canlanmaya başlamıştı.
Merdivenlerden hızlıca çıkan annesi nerdeyse 4 yıldır görmediği kardeşini görmek için can atıyordu. Emily'nin aksine annesi kız kardeşi Sarah ile önceden gizlice görüşüyorlardı. Kapının önüne vardıklarında ise annesinin heyecandan elleri titriyordu. Emily ise etrafı incelemekle meşgul idi.
Veranda da duran masanın üzerinde yarım bardak kahve fincanı ve içi açık bir kitap duruyordu. 'Anlaşılan dışarıda oturuyormuş' diye içinden geçirdi. Babası ise arabayı park ettikten sonra yavaş adımlarla merdivenlerden çıktı.
Annesi heyecan ile zili çaldı. Yaklaşık 1-2 dakika sonra kapı açıldı. Sarah karşısında kız kardeş, eşi ve öz olmayan yeğenini görünce dona kalmıştı.
Onun aksine kız kardeşi Maggie dolmasına aldırmadığı, gözlerini kırparak göz yaşlarını yüzünde bir ip gibi iz bırakarak aşağıya süzülmesine izin verdi. Kollarını açabildiği kadar açarak Sarah'a sarıldı.
Tepkisiz kalan Sarah ise gözünden istemsiz yaşlar düştüğünün bile farkında değildi. Emily ve babası onların hasret gidermesini izliyordu.
Emily durumu anlamış olacak ki teyzesi Sarah'ı uyarmak adına bir kaç kez öksürdü. Teyzesinin hâlen daha bir tepki vermediğini gördü güçlü bir öksürükten sonra kendine gelen Sarah kız kardeşi Maggie'ye sımsıkı sarıldı ve kokusunu içine çekti.
Kardeşinden ayrılarak öz olamayan yeğenin yanına giderek sarıldı ve yanaklarına sulu öpücükler kondurdu. Emily ise bu kadar sıcak karşılama beklemiyordu. Teyzesine karşılık vererek sarıldı. Sarah, Emily'nin yüzünü avuçlarının içinde alarak sıkmaya başladı.
"Ne kadar büyümüş bu küçük velet" diyerek yüzüne daha da baskı uyguladı. Emily ise kendine küçükken ona velet diyen teyzesinin ellerinden kurtulmaya çalışarak,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Orman
Werewolf"Hayat bir yolculuktur." diyoruz. Bu yolculukta nasıl gideceğimiz bizim tercihlerimize bağlıdır. Bazen hızlı, bazen yavaştır yolculuk... Kimi zaman yürüyerek, kimi zaman gemiyle, kimi zaman da uçakla sürmeliyiz ki yolculuğumuzun renklensin Benim yo...