Savaş'ın sinir krizinden sonra kendini toparlamış ve Sinan uyandığında hep beraber soluğu onun odasında almıştık. Vurulan kolu yastığın üstüne uzanmış bir şekilde duruyordu.
Bizim odaya girmemizle beraber kolundan çekip bize çevirdi bakışlarını. Hepimizle göz göze gelirken Merve"de oyalansada asıl hedefi olan Savaş'ta kaldı. Savaş'a bakarken Savaş bunu bekliyormuş gibi gidip yanındaki sandalyeye oturdu.
"Savaş?" sesi yüzündeki ben iyiyim havasından çok uzakta çıkmıştı.
"Hepsini beraber sikecez!" dişlerinin arasından adeta tıslamıştı Savaş.
Derin bir nefes alıp koluna bakıp yutkunduktan sonra bana çevirdi o kara gece gibi parlayan gözlerini. İlk defa acı gördüm o gözlerinde. Acı ve çaresizlik öyle yoğundu ki adeta o öfkesini bir köşeye sindirmişti. Tekrar Sinan'a döndüğünde dikkatlice tuttu elini ve sıktı.
"İyileşeceksin ve beraber kazıcaz onun sülalesini bu dünyadan." dedi emin bir sesle.
"Kolunu hissetmiyorum." dedi umursamazca omuz silkesede umursuyordu. Umursuyorduk... Bize belli etmesede üzülüyordu. Onu böyle görmek en çokta Merve'yi üzmüştü. Ona baktığımda kapı eşşiğinde öylece Sinan'ı izlediğini gördüm.
"En kısa sürede... Onları beraber gerbertecez. Hissedeceksin... Çok yakında.."dediğnde sadece kafa sallamakla yetindi Sinan.
İlerleyip Savaş'ın omzuna elimi koyup bana bakmasını sağladım. Kaşlarımı kaldırıp kapıyı işaret ettim.. İlk önce kapıya sonrada anlamayarak bana baktı.
"Çıkalım" dedim sessizce. Bunu istemesede hava alıp kendini güçlendirmesi gerekiyordu.Kafasını tamam anlamında sallayarak Sinan'ın omzunu sıkıp kapıya doğru ilerledi bende peşinden gittim. Kapıdan çıkacarken Merve'ye tebbesüm edip içeri geçmesi için bekledim. Onları baş başa bırakırken kapıyı yavaşca kapattım.
Dışarıya beraber çıktığımızda kendimizi arka bahcede boş banklardan birine atmıştık. Derin bir nefes çekerken ona doğru baktım. Bana derince bakıyordu.
"Sinan" dedi yutkunduğunu yukarı aşağı hareket eden adem elmasından anlamıştım." o iyi olacak değil mi? " diye sorduğunda hiç tereddüt etmeden cevapladım onu.
"O iyi olacak çok iyi doktorlar var alanında başarılı. Birkaç güne kalmadan buraya getirteceğim." dedim.
Ses etmedi cebimden sigaramı çıkartıp bir dal ona uzattım. Elimdeki sigarayı aldığında bende kendime birdal aldım. İlk önce onun sigarasını sonrada kendi sigaramı yaktım. Öylece baktık karşıda ki hastanenin duvarlarına...
Telefonuma gelen kısa mesaja baktım. Süleyman doktorların akşam uçağa bineceğine dair mesaj atmıştı. Hasan Karahanlı geçenlerde beni arayan adam bulmuştu doktorları. Hangi ara haber aldığını bilmiyordum. Bunu sonra bir ara Süleyman'a soracaktım.
"Doktorlar yarın burada olacakmış. Hasan Karahanlı bu ismi tanıyor musun?" dedim.
"Evet iyi bir adamdır. Karısı öldükten sonra tüm hayatı kızı Elif Nisan olmuştu." dedi bana bakarak.
"Tanıyorsun yani." dedim sigaramdan derin bir nefes alıp verirken. Sigara dumanlarımız birbirine karışıyordu.
"Evet. Babamın en yakın arkadaşıydı. Pek fazla görüşmeselerde birbirlerine hem saygı hem sevgileri vardı. Yakın arkadaşlardı. Babamın cenazesinde vardı. Oda Belemir'in hedefindeydi. Ama karısı ölünce kimseyle içli dışlı olmamıştı. Kendi halinde bir adamdı. Ama duyduğuma göre Belemir onuda gözüne kestirmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyra *Sadist Bir Kız* (Askıya Alındı)
Novela JuvenilMeyra Kutsay , adı gibi parlayan bir ışıktı o. Taki ailesinin bir depoda katledildiğini öğrenene kadar. O zaman değişmişti genç kız. O artık grıydi. Ne beyaz olacak kadar temiz ve masumdu. Ne de siyah olacak kadar asil... iki renk arasında kalmış...