43. bölüm

423 48 4
                                    

Malia'dan

Kapıyı açtığımda karşımda Kai'yi görmemle gülümsemem bir olmuştu.

"Döndünüz demek."

"Evet ve benim az bir zamanım vardı. Yanına uğramak istedim."

Uzanıp dudağıma küçük bir öpücük atmıştı.

"Dean nasıl? Uçak korkusu var demiştin telefonda."

"İndiğimiz andan itibaren iki saat filan kustu, sonra da impalaya sarılıp seni asla bırakmam bebeğim diyerek duygusala bağladı. Kısaca durumu iyi ve Katherine'i kontrol etmeye gitti."

Koltuğa oturduğunda bende yanına çökmüştüm.

"Sen de iyi gözüküyorsun." Dedim elimi onun yüzünde gezdirirken. "Daha iyi olmanı sağlayabilirim."

Hafifçe üstüne eğilip dudaklarımı onunkilere bastırdığımda geri çekilmişti.

"Yalnız gece boyu mezar kazdım. Üstümde toprak kalıntıları var... hatta ceset kalıntıları bile olabilir emin değilim ve bayağı da yorgunum."

"Yorgun olman dışında gerisini önemsemiyorum. Ayrıca seni rahatlayabilirim."

Ondan uzaklaştıktan sonra başını dizlerime doğru çektim.

Parmaklarımı alnında gezdirmeye başladığımda yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

"Yalnız ben böyle şeylere alışık değilim haberin olsun."

"Bende zaten her zaman yapmam haberin olsun."

Birkaç dakika daha buna devam ettiğimde Kai'nin kucağımda uyuyakaldığını fark etmiştim.

Yavaşça yerimde hareketlendim ve kafasının altına bir yastık koydum.

Hemen ardından içeri gidip bir örtü ile geri dönmüştüm.

Tam o anda Kai'nin komodindeki telefonu çalmaya başlamıştı. Telefonu sessize almaya çalışırken yanlışlıkla cevapla kısmına basmıştım.

"Kai oğlum nerdesin sen niye aramıyorsun beni?"

Kulağıma dolan tiz kadın sesi ile telefonu fırlatacak kadar gerilmiş olsam da yine de kendime hakim olmuştum.

"Cevap versene bana!"

"Şey biraz sakin olur musunuz?" Deyip ayaklandım ve Kai'den uzaklaştım biraz.

"Sen kimsin? Oğlum nerede? Yoksa oğluma bir şey mi oldu kızım doğruyu söyle bak."

"Hayır sakin olun lütfen durumu iyi. Biraz yorgun olduğu için uyuyakaldı."

"Peki sen kimsin? Oğlumun okuldan arkadaşı filan mısın yoksa sevgilisi misin? Yoksa yine gidip okulu ekip barlarda sürtüp..."

"Okul arkadaşıyım." Dedim hızlıca yoksa çenesini kapamayacaktı. "Bir ödev için bizde toplanmıştık iki üç arkadaş ama Kai uyuyakaldı ve bende telefonu çalınca uyanmasın diye açtım. Her şey yolunda kısaca."

Uydurduğum yalanlara ben bile şaşırmıştım...

"Çok rahatladım şu an. Bir an için uyuşturucuya başladı filan diye düşündüm çünkü o kadar para gönderiyorum ve yine de para istiyor. Tamam para konusunda sıkıntı çekmiyor olabiliriz ama korkuyorum yanlış işler yapacak diye."

"Merak etmeyin oğlunuzun öyle bağımlılık tarzı şeylerle işi yok, çok efendi bir şekilde devam ediyor hayatına."

Ben bunu derken aniden telefon elimden çekilip alınmıştı.

"Napıyorsun sen?"

"Annenle konuşuyorum seni merak etmiş kadın."

Kai telefonu kulağına götürdüğünde hala sinirli bir halde bana bakıyordu.

"Anne iyiyim ben. Evet ders çalışıyorken uyuyakalmışım. Hayır anne eroin filan kullanmıyorum. Anne saçmalama cinayet filan işlemedim. Kapatıyorum ben."

Telefonu sinirle kapadığında hala daha bana olan  bakışları yumuşamamıştı.

"Sana telefonumu açma hakkını kim verdi söyler misin?"

"Kai sakin ol yanlışlıkla açtım. Sessize almaya çalışırken oldu. Telefonlarını açmaya meraklı değilim."

"Annemle ne konuştunuz?"

"Sadece senin için endişelenmiş bende onu rahatlattım. Okuldan arkadaşı filan mısın dedi bende evet dedim. Gerçi bu şekilde kibar sormadı..."

"Malia bak ailem benim ne yaptığımı bilmiyor ve beni üniversite okuyorum sanarak gönderdiler yanlarından. Ve ne yaptığımı öğrenmelerini de istemiyorum."

"Emin ol bir şeyden şüphelenmedi."

Telefonu birkaç kez elinde çevirdi.

"Kai sorun ne?"

"Onlar hakkında bir şeyler bilmeni istemiyorum. Kimsenin ailem hakkında bir şeyler bilmesini istemiyorum. Yaptığım şey çok tehlikeli ve onları bu işe bulaştırıp zarar görmelerine neden olmak istemiyorum anlıyor musun?"

"Kai anlıyorum. Merak etme bu sır bende güvende olacak."

"Teşekkür ederim."

...

Hunt You DownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin