ϟ
"and there's nothing, that i can do
except bury my love for you"ϟ
Bugün okullar açılıyor. Hogwarts'ta dördüncü yılımıza başlayacağız. Şu an ise 9¾ peronundayım.
Etraf giderek kalabalıklaşırken gözlerim hâlâ onu arıyordu. Ama bir türlü onu görememiştim ve bu canımı sıkmaya başlamıştı.
"Kapılar kapanıyor, trene!"
Yapılan uyarı ve çalan düdük yerimden kıpırdamamı sağlamadı. Onu hâlâ bulamamıştım bu yüzden çıldırmak üzereydim.
"Hadi, Draco. Tren kalkacak. Ne bekliyorsun?"
Hermione'yi bekliyorum, diyemedim.
"Tamam, geliyorum," diyerek gözüm dışarda bir şekilde trene bindim.
ϟ
"Yeni bir Hogwarts yılına hoş geldiniz! Aramıza yeni katılanlar var, ilk olarak seçmen şapka onların binalarını belirleyecek daha sonra size bir duyurum var."
Herkes duyurunun ne olabileceği hakkında fısıldaşmaya başlamışken ortak salonun kapısı açıldı.
Ve onu gördüm.
Cüppesini giymişti. Kıvırcık ve kabarık saçları tüm güzelliğiyle ortaya serilmişti. Burnumu o saçların arasına gömüp, doyasıya koklamak istiyordum kokusunu. Çikolata gözleri ise şaşkın bir şekilde etrafa bakıyordu. Geç kalmak onun için alışıldık bir şey değildi.
"Bayan Granger, hoş geldiniz. Oturabilirsiniz," dedi Dumbledore. Ardından onun sesini duydum.
"Teşekkür ederim, ayrıca da özür dilerim Profesör Dumbledore." Daha sonra Weasley'nin yanına, Potter'ın ise karşısına oturdu.
Benim karşıma oturdu.
Gözlerim hâlâ onun üzerindeyken, onun çikolataları da bana değdi. İlk başta normal baksa da sonrasında bakışları sorgulayıcı olmaya başladı. Bu yüzden gözlerimi ondan çekerek önümdeki masaya odaklandım.
Sevdiğim kıza doyasıya bakamıyordum.
Potter ve Weasley ile konuşmasını fırsat bilerek arada bir kaçamak bakış atıyorum. O ise bunu fark etmiyor tabii ki...
Birinci sınıfların bina seçimi bittikten sonra Dumbledore kürsüye doğru yürüdü.
"Evet, bina seçimi bittiğine göre duyurumuzu yapabiliriz. İlk olarak profesörlerimiz değişmedi, aynı şekilde devam ediyorlar. Önemli duyurumuza gelecek olursak... Üç Büyücü Turnuvası bu sene bizim okulumuzda yapılacak. İki tane okulu ağırlayacağız. Onlara karşı kibar olmanızı rica ediyorum."
Şimdiden fısıltılar başlamıştı ve gittikçe çoğalıyordu. Gözlerimi devirdim.
"Bu yeni Hogwarts yılında hepinize başarılar diliyorum. Ziyafetin keyfini çıkartabilirsiniz!"
Önümdeki yemeklere bakarken iştahımın olmadığını fark ettim. Tekrar ona baktığımda gülerek yemeğine odaklandığını gördüm. Çok güzeldi.
Lanet olsun.
Oturduğum sandalyeden kalkarken biraz gürültü yapmıştım ama salondaki gürültü bastırmıştı. Hızlı adımlarla salonun kapısına yürüdüm. Ortak salondan çıktıktan sonra kuleye çıkmak için merdivenlere yöneldim.
Kuleye geldiğimde iki elimi de duvara dayayarak kendimi kontrol etmeye çalıştım ama yapamıyordum.
Ona karşı gelemiyordum.
Gözlerimin dolduğunu hissettim, daha sonra bir damlanın süzülüşünü...
Bunu bana nasıl yapıyordu? Hiçbir şey yapmadan beni kendine nasıl âşık etmişti?
Kapının açılma sesini duyduğumda sırtımı kapıya döndüm ve dolan gözlerimi sildim. Kimin geldiği benim için önemli değildi.
"Malfoy?"
Ama onun sesini duymak kesinlikle beklediğim bir şey değildi.
ϟ
Merhabalar!
Kısa tutacağım, söylemek istediğim bir şey var. Hikâye Hogwarts'ta geçse de, olayların tamamen aynı olmayacağını söylemek istiyorum.
Dediğim gibi bölümler kısa olacak, bu bölüm gibi. Belki bazen uzun yazarım.
Dramione için bir kalp. ♥️
Öpüldünüz! ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where's my love? | dramione
Fiksi PenggemarVe Draco Malfoy, hayatında hiç ummadığı bir isme âşık oldu. ϟ Yine yazıyorum. Onun okumayacağını bile bile... Aramızdaki ilişki o kadar tuhaf ki, ondan hoşlandığımı anlaması imkânsız gibi bir şey. Gerçi amaç da bu değil miydi? Olabildiğince ondan...