Üniversite'ye Gidiyorum Yupiii!!!

30 1 3
                                    

Tercihlerim açıklandı 30 tercih arasından ne hikmetse 24. tercihim olan deniz kıyısında diye düşündüğüm Balıkesir'in küçük bi ilçesine gidecektim. Babam bunalıma girmişti gitmem konusunda hala tereddütleri vardı. Bu zamana kadar hiç ev dışında bi yerde kalmamıştım arkadaşımda bile çünkü babam böyle şeylere hiç bi zaman izin vermezdi. Babam dinine örfüne adetine bağlı bir adamdı o evdeyken dışarı çıktığım sayılıydı, gece dışarı çıkmama dahi izin vermezdi. Babam fabrika işçisiydi vardiyalı çalışıyordu, Hal böyle olunca o akşam üstü saat 14:30da işe gittiği zamanlarda bende hemen dışarı firlardım ya da okuldan veya stajdan çıkınca eve gitmek yerine arkadaşlarımla kafeye giderdik ya da parka veya herhangi bir yere... Gece babam gelmesine yakın eve girerdim.Hayatım babamdan kaçamak işler yapmakla geçti galiba... Çünkü böyle şeyler babama tersti, sanki kendi hiç genç olmamıştı.
Neyseki günler geçiyor ve yaşadığım bu iğrenç şehirden ve pislik insanlarından kurtulacaktim. Gideceğim gün geliyordu hazırlıklar devam ediyor lazım olacak eşyalar alınıyor ve tek tek bavullara yerleşiyordu. Heyecandan ölecektim, acaba nasıl bir yer, acaba nasıl arkadaşlıklar kuracağım, acaba sevgilim olacak mı? bu sorular gece yattığımda heyecandan düşünüp uyuyamadigim şeylerin bi kısmıydı. Şimdiye kadar bir çok erkek arkadaşım olmuştu kalbini kırmamak için çıkma teklifini kabul ettiğim insanlar bile olmuştu, ne kadar gerizekalıyım, ya da fazlaca saf.

--------------------

Sabahın erken saatinde uyandım aynanın karşısına geçip hazırlanmaya başladım içim kıpır kıpırdı ve heyecanlıydım birden içimde bir sevinç patlaması gercekleşti ve "Sonunda gidiyorum yahuviiiiyy!" diye bagarip apaçi dansı yaparken bi yandan da aynada kendimi izliyordum. Bi an silkelenip kendime geldim ve makyajımı yapmaya devam ettim. Ben güzel miydim kendimi hiç begenmiyordum. Gözlerim iri eşşek gözü dediklerinden, burnum kalkık, kaşlarım biçimsiz, dudaklarım ne ince ne de kalın, ağız yapım büyük at ağızlıyım yani, çenem kıvrık, yüz şeklim uzun, saçlarımsa soğan kabuğu rengindeydi. Saçlarımın rengi hariç hiç bi yanımı beğenmiyordum. Boyum 1.68 kilomsa 59du, ne berbat bir orantı, daha da zayıflamak istiyordum ama olmuyordu.

Artık gitme vakti gelmişti arabaya esyalarimi yüklendikten sonra annem, babam ben ve kardeşlerim arabaya doluştuk. Kardeşlerim; biri kız 8 yaşında diğeri erkek 2 yaşında, kız kardeşim tam bir cadaloz ama her zaman ona SOS derim, o benim yardım merkezim başım sıkıştığında "SOS" diye bağırınca hemen damlar ve hemen hemen her istediğimi üfleye püfleye yapar. Erkek kardeşim, o benim oğlum, onu ben büyüttüm onunla aramızda 17 yaş var ve ben onun küçük annesiyim ayrıca ondan ayrılmak bana çok koyacaktı. 3 saat süren yolculuğun ardından Gönen'e varmıştık. Gönen Balıkesir'in küçük bi ilçesi olup haritada deniz kıyısına sıfır gözüken ama görünürde sadece ilçenin ortasından geçen bir çay olup ve çok kötü koktuğu gerçeğini anlatmazsam ayıp olur. Deniz olmaması çok kötüydü yaşadığım yerde zaten deniz özlemi çekiyordum ve deniz var diye geldiğim yerde denizden eser yoktu, demeyeceğim çay vardı. Bu komikti... İlçeyi ortadan ayıran çay üstünde demirden yapılmış köprü ilçeyi birbirine bağlıyordu. Kokusu olmasa aslında güzel bi görüntüsü vardı bu çayın. Köprüyü geçtikten sonra Karşıyaka denilen Mahalleye girmiş olduk okulum Karşıyaka Mahallesi'ndeydi. Ve okuluma gelmiştik bile...

Ben ikinci tercihleri yaparken herkes okuluna başlamıştı, sonradan okula dahil olmak ne üzücü. Okul benim lisede okuduğum okuldan bile küçüktü ve tarlaların arasındaydı çevrede hiç ev veya bina göremiyordum. Bunlar beni hayal kırıklığına uğratmıştı ama yinede yola devam...
Öğrenci işlerinde bi kız daha vardı. Oda kaydını yeni yaptırıyordu demekki oda benim gibi ek tercihlerle gelmişti. Onun yanında da annesi vardı. Annemle annesi konuşmaya başlamıştı ben uzaktan onlara bakıyordum. Kaydımı yaptırmıştık, artık bu okulun bi öğrencisiydim. Bana öğrenci belgesi verip, şimdilik okul güvenliğinden geçerken öğrenci belgesini göstermemi söylediler. Kalbim heyecandan pır pır etmeye devam ediyordu. Yanımdaki kızda kaydını yaptırmış olacaktı ki ben annemin yanına ilerlerken oda arkamdan geliyordu. Annesi ve annem konuşuyorlardı ki biz gelince sustular. Annem "Geldiniz mi?" dediğinde içimden 'Yok anne gelmedik yoldayız, biz aslında burda yoğuuuuz.' dedim ama dışımdan diyemedim tabi... Annem "Bak arkadaşında yeni gelmiş senin gibi" dedi. Bende kıza dönüp gülümsedim. "Merhaba" deyip kendimi tanıttım. Oda aynı şekilde karşılık verdi. Ben ona 'Safinaz' lakabını taktım çünkü kız çok zayıftı ve boyuda benim kadar uzundu, guzel ve tesettürlü bi kızdı kaşları kara, gözleriyse koyu kahveydi. Safinaz'a dönüp "Nereden geliyorsun?" diye sordum ve gülümsedim. Safinaz'da gulumseyip "İstanbul'dan geliyorum." dedi. 'Acaba aynı bölümde olabilir miydik ya da aynı sınıfta' bu düşünceyle Safinaz'a "Bölümün ne?" dedim. Oda "Bilgisayar Programcılığı, senin?" diye sordu bende heycanla "Aaa aynı bölümdeyiz, kaçıncı öğretim? "Birinci öğretim" diye yanıt verdi. "Aynı sınıftayız o zaman" deyip güldüm. Safinaz'da sevinmiş olacaktı ki oda güldü. "Yarın görüşürüz." dedim. "Görüşürüz" dedi.

Okuldan çıkıp kız yurdu aramaya başladık. Birçok yurt gezdik bazıları pis, bazıları kız-erkek karışık, bazılarının da sahiplerini babamın ve annemin gözü tutmamıştı. Eskiden esnaf olan babam insanları iki cümlesiyle nasıl biri olduğunu çözüyordu. Gitmeniz gereken sadece iki yurt kalmıştı ve ikiside birbirine çok yakındı. İlk gittiğimiz yurt gayet güzel görünüyorde ama biraz dar gibiydi odaları çamaşırhanesi vs. ayrıca bi soğukluk hissetmiştim. Neyseki o yurttan çıkmıştık. Diğer yurda bakmaya giderken yolda annemle konusuyorduk. Annem "Yurt temiz gibi görünüyordu ama yemekhanedeki bayan salata yapıyordu ve yeşil soğanları suya tutup çekti yıkamadı desem yeri yani kızım orası olmaz" dediğinde şaşkın şaşkın annemin suratına bakıp düşünüyordum 'Annem yemekhaneye ne zaman gitti, orayı çaktırmadan nasıl denetledi, anne yüreği işte evladım ne yiyecek nasıl yiyecekler yiyecek, temiz mi, pis mi yapıyorlardı, sağlıklı mıydı? Bunların hepsini düşünmüştü ve bana bile farkettirmeden yemekhaneyi denetlemişti.' bi anda annemin yüzünden gözlerimi ve düşüncelerimi uzaklaştırıp dünyaya döndüm ve "Bende begenmemiştim zaten personeli çok soğuktu" dedim. Diğer yurda gelmistik; yurt 4 katlı sarı bi binaydı küçük sevimli bi bahçesi vardı, bahçe kapısının iki yanında palmiyeler dikiliydi ve ben palmiyelere bayılırdım. Çünkü benim memleketimde palmiye ağacı yetişmiyordu, bu yüzden palmiye ağaçlarını çok severdim. Yurdun kapısından içeriye girdigimizde orta yaşlı, sarışın, mavi gözlü, biraz tobulca bi bayan yanımıza gelip sıcak samimi bir şekilde "hoşgeldinizzz" dedi. Yurda girince yine bana aynı şeyler oluyordu, içim kıpır kıpır oluyor içimde dans etme isteği uyaniyordu. Yurdun personeli olan abla çok sıcak kanlı bi bayandı kanım ısınmıştı bir anda, omzuma dokunup "Ben Sabriye gündüzleri kızlardan sorumlu olan ablayım" diyerek bana sarıldı, ben gülümsedim anneme sarıldı ve babama dönüp "Hoşgeldiniz" dedi, babam hoşbulduk der gibi kafasını gülümseyerek salladı sonra bana dönüp adımı sordu, kendimi tanıttıktan sonra bize yurdu gezdirmek için asansöre yöneltti "Buyrun geçin size odaları gezdireyim" diyerek asansörün kapını açtı. Asansöre binip en üst kata çıktık yani 4. kata, bu katta iki tane öğrenci odası vardı ama yataklar 5er taneydi taneydi bir oda da 5 kişi kalıyordu yani, ayrıca bu katta çamaşırhane ve etüt odasida vardı bu yüzden bu katta sadece iki oda vardı bi aşağı kata yani 3.kata indik bu katta tek kişilik iki kişilik 3kisilik ve 4kisilik odalar vardı hepsi doluydu odaların şaşirmamistim yurt hem çok güzeldi hemde ben ek tercihlerle geldiğim için millet çoktan yerine yurduna yerleşmiş alışmıştı bile... Neyseki 3. katta 4 kisilik bi oda bom boştu Sabriye abla bize boş odayı gösterdi. Her odanın kendine ait tuvaleti banyosu vardı içinde bu çok güzeldi diğer yurtlarda tuvalet banyo hep ortaktı, oda da 2tane ranza vardı ben odayı çok beğenmiştim.Odayı inceledikten sonra asansöre binip aşşa kata indik yurdun müdiresi olan Gülcan Hanım yurda yeni gelmişti. Sabriye abla Gülcan Hanım'ı işaret ederek "Yurdumuzun müdiresi Gülcan Hanım" dedi. Gülcan Hanım orta yaşlı, sarışın, küt kıvırcık saçları, dudağının üstünde beni olan bir bayandı. Gülcan Hanım'ın masasının önünde dikiliyoduk. Bize gülümseyerek "Buyrun hoşgeldiniz, yorulmussunuzdur, Sabriye Hanım size çay doldursun, diyerek masasının önündeki sandalyeleri işaret etmişti. Bizde oturduk. Sabriye abla mutfak ya da kantin veya yemekhane sandığım yere gitmişti, bende arkasindan gittim. "Sabriye ablacığım ben çay sevmiyorum bana sakın çay doldurma" deyip gülümsedim. Sabriye abla "Tamam kuzucuğum doldurmam, başka bişey içmek ister misin" diye sordu. Hava çok sıcaktı susamıştım "Bir bardak su alabilir miyim?" dedim. "Tabi" deyip pompası olan damacanadan bardağa su doldurup bana uzattı. Suyu içtim ve Teşekkür edip Gülcan Hanım'la konuşan anne ve babamın yanına gittim. Bizimkiler bna sessizce "beğendin mi bu yurdu, en iyisi burası bence buraya yerleştirelim seni" dediler. Bende ışıldayan gözlerle onlara bakıp "Evet kesinlikle" dedim...

Herşey Aşk Yüzünden 1 'Sıcak Çikolata'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin