KARAN...🖤

40 1 0
                                    



İYİ OKUMALAR...

Tenimdeki buzluk ve hissettiğim acı verici diken batmaları heryerimi kaplamıştı uras ayağa hızla kalkarak cebinde ki telefonu eline aldı hızla bir kaç tuşa bastıktan sonra kulağına götürdü istemsizce hala gözümden akan yaş bitmek bilmiyordu bu gelenin babam olmasını umuyordum...

-Siktir, hemen uçağı ayarlayın.

Dedi ve telefonu kapattı, biryere fırlatarak yanıma doğru yaklaştı elimdeki ipleri çözmeye çalışırken gelen gümbürtüyle ikimizde kapıya doğru baktık..

Karşımızda duran adamın elinde silah yokken aksi takdirde uras arka cebindeki silahı çıkartıp ona doğru tuttu "sakın, yaklaşma " dedi uras karşısındaki adamın arkasında aniden beliren adamlari görünce daha yüksek bir sesle "YAKLAŞMAYIN " diye bağırdı...

Adam gayet rahattı ellerini göğsünün üzerinde bağlayarak urasa alay eder bir şekilde bakıyordu "hadi koçum zorluk çıkarma ver kızı" dedi sakince uras elindeki silahı daha sıkı tuttu ve "vaay karan soylu, senin karşına geçeceğimi hiç düşünmemiştim" dedi gülerek karşımızdaki adının karan oldugunu öğrendiğim adam tebessüm etti başıyla onay vererek urasa doğru yaklaştı "yaklaşma, sende olsan kimse alamıcak bade'mi benden" karan yaklaştıkça yaklaşıyordu en sonunda silah alnına deymişti...

Uzun bir sessizlikten sonra hızla elini ters çevirip yere doğru eğildi silahını eline alarak adamlara doğru fırlattı adamlar hem silahı hem urasi alıp gittiler uras her ne kadar çırpınsada artık çok geçti...

Adam, yani karan yavaşça gözlerini gözlerime çıkardı ve derin bir şekilde gözlerime baktı ben ise utancımdan yerin dibine girmek için dua ediyordum şu an karşısında yarı çıplak bir şekilde duruyordum ve bu oldukça utanç vericiydi...

Yavaş adımlarla yanıma yaklaşmaya başladı gözlerini gözlerimden çekmiyor sanki uzak bir yerlerde düşünüyordu. En son dibimde bittiğinde kollarımdaki iplere baktı ve bileklerimi çözdü bu sırada gözlerim kapanıyordu karanlık çökmüştü, göz kapaklarımın arasında parıldayan güneşe son kez elveda ediyormuşcasina inadina açmaya çalışsam da bu yük bütün bedenimi sarmıştı ve sonunda tavana elveda ettim...

KARAN SOYLU...

Hızla bileğine sarılı ipleri çözdü genç adam, sonrada iplerin sıklığı yüzünden moraran bileklerinin yere doğru düşüşünü izledi, o sıra tekrar gözlerini onun gözlerine çevireceği sıra kapalı olduklarını gördü ve sessizce nefes alıp verdi, Sanırım bayılmıştı..

Genç adam dikeldiği sıra genç kıza şöyle bir baktı, ağlamaktan şişmiş olan göz altları, halkalar şeklinde morarmış, şişen dudakları, çırpınmaktan birbirine girmiş cansız saçları ile adeta berbat gözüktüğünü düşündü. Boğazı yer yer kırmızılaşmış bu iz göğüs ortasına kadar yol alıyordu ve yarım katlanmış t-shirtin ucunda gözüken karnına baktığında teninin ne kadar duru, temiz ve canlı olduğunu gördü kızın sandığından daha fazla masum olduğunu anladı ve sık sık yaptığı sıkıntılı bir nefes alıp verdi ve baş parmağının ucuyla sol kaşının bitişini hafifçe kaşıdı...

Arkadan gelen seslerle kendini toparlayan genç adam hızla kızı kucağına alarak arabaya doğru ilerledi ve yavaşça arabaya yerleştirdi. Genç, elinden geldiğince kıza nazik davranmaya çalışıyordu çünkü bu kız genç adama fazlasıyla lazım dı...

Vücudunda en ufak hasar dahi istemiyordu kızın, bu yüzden özel hastanenin onun için özel yapılan kliniğe götürdü ve kontrollerini yaptırdı. Sonuçlar için genç kızın yattığı odanın karşısındaki koltuğa geçerek sağ ayağının bileğini sol ayağının dirseklerine yerleştirdi ve ellerini önünde birleştirerek düşünmeye başladı...

KARANLIĞIN İKİZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin