5. haftamıza giriyoruz okulda.
Okul erken bitiyor. Her öğenci sevinci gibi bende yüzümde aptalca bir gülümseme ile okuldan çıkıyorum. Özgür önüme geçiyor bir anda.
-Zeynep ? Naber. diyor . Bizim sınıftan .
-İyiyim. Sen? Az önce görüştük Özgür :) diyorum biraz dalga geçer gibi oldu.
-Ya kusura bakma. Ben sana bir şey diyecektim. diyor. Allah Allah.
-Efendim? diyorum ve arkadan gelen Postacımı görüyorum. Kerem.
Yanımıza gelene kadar ( ki hala gelemedi) ve meraklı bakışlarla , tek kaşını havaya kaldırmış şekilde bize bakıyor.
-Şey.. işin yoksa bugün yani birazdan birazdan dediğim akşama doğru falan.. çocuk daha cümlesini tamamlayamadan yanımızda bitiyor. İstemediğim ot.
-Selam. diyor yamuk sırıtışıyla.
-Hıhı diyorum ve ilerliyorum. Ama bir şeyi unutuyorum Özgüre dönüp.
-Sanırım beni yemeğe davet ediyorsun. Saat 7 de Lavanta Restaurantta görüşürüz. diyorum. Oh Keremde duysun. Pişkolok
.
- Ne yemeği diye koşturuyor arkamdan Kerem.
-Akşam yemeği.
-Ne yani?
-Ne ne yani? Balık olur , tavuk olur , köfte olur. Farketmez.
-Özgürle mi yemeğe gideceksin?
-Evet.
-Peki. deyip uzaklaşıyor yanımdan. Bende aynı yönden eve doğru ilerliyorum. Ne gündü ama.
Eve geliyorum. Camı açıyorum . Rüzgar uğultusu kulaklarıma dolduğunda kitap okuma fikri aklıma geliyor. Ve çoktandır okumak istediğim kitabı elime alıp okumaya başlıyorum. Kulaklığımıda takıp Emre Aydın ''Sen Gitme'' şarkısını dinliyorum.
Yanımdan geçip öyle gitme.
İnsanlar gitti yıllar sen gitme.
Sen gitme.
Yanımda kalsın korktuklarım.
Şehirler düşsün sen gitme.
Geçip gitme.
Gitme gitme nereye kadar. Gitmem lazım Emreciğim. Saat 6:30 ve hazırlanmaya başlıyorum. Ben öyle diğer kızlar gibi 4 saat öncesinden hazırlanamam. Montumuda alıp dışarı çıkıyorum. Yağmur süper yani ('!!) Her şey ayarlanmış gibi. Çamura giriyorum. Oraya buraya basıyorum. Heh bir sen eksiktin.
-Gidiyorsun diyor yanıma gelip
-Evet gidiyorum. Gördüğün gibi.
-Ama üstün başın batmış. Böyle gitmen çok saçma. Çocuğu kaçırırsın.
-Napıyım yani. Eve gidip tekrar mı hazırlanayım! Hemde Özgür için.
-Hemde? Özgürle çıkmıyor musunuz?
-Ne saçmalıyorsun? Öyle bir akşam yemeği.
-Tahmin etmeliydim diyor beni süzüyor ve gülüyor yamuk sırıtışıyla.
-Ne gülüyorsun? Neremi beğenmedin.
-Yok sevgilin olma ihtimalini düşündüm de.
-Kereem!
-Zeyneep!
-Ben gidiyorum. Ne malum belkide bugün bir sevgilim olur? diyorum ve yürümeye başlıyorum. Suratını görmek isterdim. Hihihiahahha.
Yavaşça lokantaya geliyorum. Ama o kadar şık insanın karşısında böyle olmak biraz koymuyor değil. Gitmesem mi diye düşünüyorum. Tam dönüyorum karşımda Keremi görüyorum elinde poşet. Yine mi sen?
-Yine mi sen?
-Ben sana yardımcı olmak istemiştim.
-Nasıl yardımcı olacaksın. Dalga geçerek mi?
-Hayır tabi. Al bunları şurdaki mağazada giy. Sonra da git Özgürün yanına.
-Ben.. Yani sen ciddi misin?
-Evet al. deyip uzatıyor. Şuana kadar hiç gülmedi.
-Ben .. ben teşekkür ederim.
-Önemli değil. Yardıma ihtiyacın var mı?
-Sanırım. 10 dakikam kaldı nasıl yetişeceğim bilmiyorum.
-Gel benimle deyip elimi tutup çekiştiriyor beni. Ve mağazaya giriyoruz. Adamla konuşup beni kabine götürüyor kapıda duruyor ve çıkardığım eşyaları ona veriyorum. Poşete koysun diye. Bende elbiseyi giyiyorum ve çıkıyorum.
-Nasılım?
-Kerem?
-Kerem çok mu kötü?
-Ya işte ben gelmiycektim ya of. diyorum ve Keremin ,
-Çok güzel olmuşsun lafıyla kızarıyorum.
-Teşekkür ederim. Gidebilirim artık.
İçeri giriyorum ve Özgüre selam veriyorum.
-Hoşgeldin. Çok güzel olmuşsun.
-Teşekkür ederim Özgür.
Yemeklerimizi yiyiyoruz. Ve konuşmaya başlıyor
-Çok resmi değil miyiz?
-Nasıl yani?
-yani böyle özgür. Zeynep falan.
- Ne dememi bekliyordun Özgür?
-Hayatım , Bitanem.. Yanii benimle çıkar mısın Zeynep?
-Şey.. Ben. Ben bilemiyorum yani. Hazırlıksız yakalandım.
-Bekleyebilrim. Yeter ki. Güzel bir cevap alıyım.
Ve aklıma keremle konuşmamızdan cümleler geliyor.
-Yok sevgilin olma ihtimalini düşündüm de.
-Ne malum belkide bugün bir sevgilim olur?
-Evet. diyorum ani bir kararla.
-Gerçekten mi?? Çok teşekkür ederim Zeynep! Çook.
Gülümsüyorum. Bakalım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bak Postacı Geliyor..
RomancePostacım! Hoşgeldiin! İyi ki geldiin! Zeynep&Kerem hikayesi.