°Herkese merhaba. Bu benim ilk yazdığım kitap. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. °
Güneş gözümü öldürürmüşcesine tepeden vuruyordu. Tekrar uyumaya çalıştım ama güneş ısrarcıydı. Artık pes ettim. Kalktım ve bugünün okulun ilk günü olduğunu hatırladım. Hemen saatte baktım. Çok şükür ki daha okul saatinin gelmesine 1 saat vardı. Okuldan ne kadar nefret etsem de bugün ilk gün olduğu için çok heyecanlıydım ve okula gitmek için istekliydim. Üstüme su boşalmadan kalkmam lazımdı ama ben nefes almaya bile üşenen biriyken bu çok zor olacaktı. Ne kadar naz etsem de en sonunda kalktım. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettikten sonra okulun kıyafetlerine baktım. Beyaz gömlek, altına da lacivert kareli bir etek vardı. Ehhh işte idare eder. Aşağı indim. Anneme bir öpücük kondurdum. Çok geçmeden Sude geldi. Okul bizim eve çok yakın olduğu için gitmemiz çok uzun sürmedi. Sude ile 4 aydır görüşmüyorduk ve bunun acısını yolda çıkardık. 15 dakikalık yola 4 ayımızı sığdırdık. Telefonlardan hep görüntülü konuşuyorduk ama yüz yüze konuşmanın yerini tutmuyordu. Meğersem birbirimizi ne çok özlemişiz. Ben tam ona yazlık anımı anlatacakken bir baktım ki okulun kapısına gelmişiz. Zamanın nasıl geçtiğini ikimiz de anlamadık. Öyle böyle derken okulun içine girdik. Tam merdivenleri çıkacakken birden Sude beni durdurdu ve
- "Ben çalayım sen konuş" dedi. Herkesin derste olduğunu unutup öyle bir bağırdım ki mikrofonla konuşuyormuşcasına ses çıktı. Bi an kendimden tereddüt ettim o ses benden mi çıktı? Sude'yi alıp müdürün odasına doğru yürümeye başladım. Müdürün odası en üst kattaydı biz daha 1. kattaydık ve okul 4 katlıydı. En sonunda müdürün odasının önüne geldik. Ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı, müdürün nasıl biri olduğunu ve nasıl bir sınıfa düşeceğimizi bilmiyorum. Yani kısacası hiçbir şey bilmiyordum.
5 dakika bekledikten sonra tüm cesaretimi toplayıp kapıyı çaldım. Beklediğimin aksine müdür gayet sevecen ve güleryüzlü biri çıktı. Buna sevdindiğimi dile getirdim ama sanırım bunu da biraz yüksek sesle söyledim. Müdür neye uğradığını şaşırdı. Bana çok garip bir bakış attı. Sanırım hayatında ilk defa benim gibi biriyle karşılaşıyordu. Bakışından çok rahatsız oldum. Birden gelen cesaret ile ;
- "Artık sınıfımıza gidebilir miyiz" dedim. Müdür yüksek bir sesle sınıfınız "9/D" dedi. Sanırım kızdı. Doğal olarak ben de korktum. Sınıfa gitmek için merdivenleri indik ve yürümeye başladık. Birden gelen ani bir fikirle bütün sınıfların kapılarını tek tek çalıp kaçmaya başladım. Başka sınıf kapısını çalmaya giderken bir önceki çaldığım sınıf kapısının açılma sesi geldi. Arkamı döndüğümde neye uğradığımı şaşırdım. Sinirli bir yüz bana doğru geliyordu. Sude çoktan kaçmıştı bile. Ben de koşmaya başladım. Arkama baktığımda gelmiyordu. Artık rahat bir nefes alabilirdim. Sonunda sınıf kapısının önüne geldik. Kapının üstünde duran '9/D' yazısını gördüğümde bir an heyecanlandım. Acaba 'sınıf ortamı nasıl, beni sevecekler mi, benden nefret eden olacak mı ' diye düşünmekten kafayı yemek üzereyken hiç beklemediğim bir anda teneffüs zili çaldı. Teneffüste yeni sınıf arkadaşlarımla tanışmanın hiç iyi olmayacağını düşündüğüm için Sude ile beraber tuvalete gittik. Allah'tan bu teneffüs kısaydı. Zil çalar çalmaz tekrar yeni sınıfımızın önüne gittik. Tüm cesaretimi toplayıp kapıyı çaldım. İçerden gir sesini duyar duymaz içeri girdim. Sınıftaki herkesin gözü bizim üzerimize toplandı. O anda çok utandım. Ama beklediğimin tam aksine herkes sevecen çıktı. Buna çok sevindim. Dersleri kimyaydı. Hoca :
- "Dersimi bölmek için önemli bir sebebin olmalı. Dinliyorum." dedi.
- Merhaba ben Ece. Buraya yeni taşındık. 1 tane abim var. Artık bu sınıfta okuyacağım.
- Merhaba ben de Sude. 4 senedir burdayım. Başka okula gidiyordum ama artık bu okulda ve bu sınıfta okuyacağım.
- Tamam yeter bu kadar. Ece sen İrem'in yanına geç. Sude sen de Buğra'nın yanına geç.
İkinci teneffüs herkesle kaynaştık. Yeni sınıfımı çok sevmiştim. Sınıfta gruplaşma vardı. Sude ile benim tercihim Buğraların grubu oldu. Grupta 8 kişi olduk. Ben, Sude, İrem, Melisa, Buğra, Ali, Deniz ve Görkem. Herkesin lakabı vardı. Sude ile bana da lakap taktılar.
"Ben=Ecembesil
Sude=Sudana
İrem=İremal
Melisa=Mükemmelisa
Buğra=Buğrayı
Ali=Aliguana
Deniz=Denizürafa
Görkem=Görkemaymun"
Açıkçası lakaplar çok hoşuma gitti.°°°°°°°°°°°°°°
Okulun çıkış saati gelmişti. Beni eve Deniz bırakacaktı. Arabada ölüm sessizliği vardı sanki. Bu sessizliği ilk bozan Deniz oldu ;
- İlk günün nasıl geçti?
- Gayet iyiydi. Sınıfta neden gruplaşma var?
- İlk gününün güzel geçmesine sevindim. Yarın sabah 7:50'de aşağıda ol.
- Deniz soru sordum?
- Burdan sağa mı dönüyoruz?
- Evet. Burdan da sola dön. Geldik. Beni burda indirebilirsin.
- Evin burası mı?
- Bi üst sokak ama burda iniyim ben.
- Yok öyle bişey. Bi üst sokaksa orda indiricem.
- Deniz sınıfta neden gruplaşma var?
- Geldik. Dediğim gibi yarın 7:50'de hazırlanmış ol. Bekletilmeyi sevmem.
- Hala soruma cevap alamadım ama. neyse. Görüşürüz.
Eve girdiğimde çok yorgun olduğumu fark ettim. Saat 7:30'du. Uykuyu seven biri olarak akşam yemeğimi yemeden yattım.Hikayenin en başında bunun ilk hikayem olduğunu belirtmiştim. Umarım beğenmişsinizdir. Kendinize iyi bakın.
Kelime sayısı : 754
