Jimin odasına çıktıktan sonra kapıyı hızla kapatıp ardından yaslandı ve kalbini tuttu. Gözlerini yumdu ve az önce yaşadığı olayları düşünmeye başladı. Bazı konularda çok fazla yanılmıştı. Mesela Se Na'yı tanımadan çok fazla yargıladı ve Jungkook'la çalışmak niyetine başka şeyler yaptığını düşündü. Bu yüzden çok utanıyordu şu an. Hızlanan nefeslerini düzenlemeye çalışarak yatağına doğru adımladı ve yatağına oturduktan sonra hafif belirgin karnını tuttu.
"Baban bana gülümsedi.." heyecanla dudağını ısırdı. Boğazına gelen yumruyu yutamadan gözyaşları düştü yanaklarından. Son bir haftadır doğru düzgün görmüyordu Jungkook'u. Gördüğünde ise Jungkook'un katı suratıyla karşılaşıyordu hep.
Gülümsemesini durduramadığı için yanakları ağrımaya başlamıştı çoktan. Elinin tersiyle ıslak yanaklarını sildi. Tam bu sırada kapının açılma sesiyle Jungkook gelmişti. Jimin sertçe yutkundu ve kızarmış gözlerini gizlemek için arkasını dönüp yatağına girdi hızla. Gözleri korkuyla açılmış, Jungkook'un onu bu halde görmemesi için dua ediyordu. Banyo kapısının açılıp kapanma sesini duyduğunda rahatlayarak gözlerini kapattı ve uykunun, kapısını çalmasını bekledi.
***
Jungkook, bugün tatil olduğu için Se Na ile çalışmamıştı. Bu yüzden çalışma odasında dinleniyordu. Fakat yan taraftaki yatak odalarından gelen ritimli sesler yüzünden gözlerini açmış ve yatak odasının kapısında bulmuştu kendini.
Dikkatle kapıyı dinlemeye başladı. Yataktaktan gelen gıcırtılar, Jungkook'u başka şeyler düşünmeye itiyordu. Odada en son Jimin vardı. Ama Jimin tek başına ne yapacaktı ki odada?
"H-hadi! Ne bekliyorsun? Hızlansana,tanrım delireceğim!"
Duyduğu inilti gibi çıkan seslerle gözlerini kocaman açtı. Jimin'inden ve yataktan gelen sesler yüzünden nefesleri tıkandı. Kendi evine başka birini getirip de Jungkook-u aldatmazdı, değil mi? Jungkook yanlış anlayarak sinirlendi ve derin bir nefes alıp kapıyı hızla açtı. Karşısında çıplak bir Jimin görmesi gerekirken, gri pijamalı bir Jimin beklemiyordu elbette."O bacak bende olsa şimdiye on tane gol atmıştım. Gerizekalı!-" kapının açılmasıyla Jimin hızla başını izlediği maçtan çekip Jungkook'a baktı.
"J-jungkook?" büktüğü belini düzeltip yatakta oturmaya başladı. Jungkook gergince yutkundu ve şakağını ovmaya başladı.
"Ş-şey, ben fazla ses gelince.. Bakmak istedim." Jimin gözlerini kırpıştırarak Jungkook'a bakmaya devam ederken Jungkook Jimin'in yanına doğru yürüyüp yatağın ucuna oturdu. Jimin sertçe yutkunarak heyecanını umursamamaya çalıştı ve yanındaki tabaktan çilek alıp yemeye başladı. Jungkook başını televizyondan çekip Jimin'e baktığında Jimin ağzındaki çilekle Jungkook'a bakmaya başladı.
Dolgun dudakları çilek sayesinde kırmızı olmuş, iştah açıcı görünüyordu Jungkook için. Jimin hızla çileği yuttu ve diliyle dudaklarını yalayıp, temizlenmesini sağladı. Jungkook yutkunarak önüne döndü ve ayağa kalkıp konuştu.
"B-ben, aşağıdayım." Jimin yavaşça başını salladı.
"Tamam."
***
"Hoşgeldiniz Bayan Park, oğlunuz içeride sizi bekliyor." kapının çalmasıyla koşturan hizmetli, Bayan Park'ı içeri davet etti.
"Teşekkürler." Bayan Park kabanını çıkarırken karşılık verdi.
İçeriye doğru yürüdüğünde, oğlunu ve hafif çıkmış karnını görünce gözlerinin dolmasını engelleyemedi.
"Tanrım, ne kadar da büyümüş." oğluna gidip sarılırken konuştu. Jimin anlamsızca annesine bakmaya başlayınca Bayan Park gülümsedi.
"Ah, torunumdan bahsediyorum. Günler ne çabuk geçiyor.." iç geçirdi. Beraber koltuklara yerleştiklerinde Bayan Park etrafına bakınmaya başladı.
"Kocan nerde?" Jimin derin bir nefes aldıktan sonra konuştu.
"Yukarıda-"
"Hoşgeldiniz Bayan Park." Jimin sözünün kesilmesiyle, yanına oturan Jungkook'a bakmaya başladı. Bayan Park gülümsedi ve konuştu.
"Hoşbuldum Jungkook. Oğluma iyi bakıyorsun, değil mi?" Jungkook gergince yutkundu ve gülümsedi.
"Evet." Jimin, Jungkook'un annesinden korkmasıyla gülmemek için yanak içini ısırmaya başladı.
"Jimin, senin yüzün niye solgun yavrum?" Bayan Park oğlunun yüzünü iki eli arasına alarak burukça sordu.
"H-hayır anne. Bunu da nerden çıkardın?"
"Ben biliyorum. Jungkook seni üzüyor, değil mi?-"
"Hayır anne. Öyle bir şey yok. Jungkook ve ben çok mutluyuz." Jungkook, Jimin'in yalan söylemesiyle suçlu hissedince, elini beline götürüp kendine çekti ve saçlarını öperek, Bayan Park'a baktı.
"Evet. Jimin ve ben birbirimizi seviyoruz ve mutluyuz." Jimin midesindekindeki kelebeklerin uçuşmaya başladığını hissettiğinde gözlerini kırpıştırarak Jungkook'a baktı. Jungkook, Jimin'in şaşkın bakışları arasında alnına uzun bir öpücük kondurdu. Jimin, kalbinin yerinden çıkacağını düşünürken gözlerini kapattı ve Jungkook'un bluzuna tutundu sıkıca.
"Ah, ne kadar tatlı bir aile oldunuz.." Bayan Park ağlamaklı sesiyle konuşunca Jungkook dudaklarını Jimin'in alnından çekip, gülümseyerek Jimin'e bakmaya başladı. Jimin de Jungkook'a sersem bir gülümsemeyle baktı.
"Mutluyuz." Jimin'e bakmaya devam ederken gülümseyerek tekrarladı Jungkook.
Jimin, gün geçtikçe daha fazla aşık oluyordu Jungkook'a.
Geçiş bölümü gibi birşey oldu bu da sanırım. Jungkook henüz Jimin'i sevmiyor ama ondan etkilenmeye başlıyor. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daughter's Dad>> DD °jikook
Fanfiction❝ Benden para koparmak için böyle bir oyun oynamana gerek yoktu. Dilenseydin, daha karlı çıkardın. ❞ Wattpad'deki ilk Türkçe Jikook Mpreg. Hayran kurgu içinde: 7 Hikaye şarkısı; Jungkook&RM- Fools