44. BÖLÜM

25.8K 2.1K 1.1K
                                    

MEDYA-Fırtına Sonatı (Beethoven)

Parmak hareketlerini izlerseniz, bu parçayı saatlerce çalan Pelin'in parmaklarının o hale nasıl geldiğini daha iyi anlarsınız.

Fırtına Sonatı, Pelin'in içindeki fırtınayı birebir anlatmaktadır.
~~*~~*~~

Telefonu kapattıktan sonra kendimi birden tükenmiş gibi hissettim. Tüm enerjim emilmiş, içim boşalmış gibiydi.

Midem bulandığında saate baktım yediyi biraz geçiyordu. Akşam yemeği saatini de kaçırmış, bir şey yiyememiştim. Kendimi yatağa atarak gözlerimi tavana diktim.

Annemle yaptığım tartışmanın ayrıntıları beynimde uçuşuyordu. Ne olursa olsun, ona ilk erkek arkadaşımı anlatmıştım. Benim mutluluğumu paylaşamayacak kadar çok mu yaralıydı? Babamla yaşadıkları, bana hamile kalışı, evlenmelerine giden olaylar dizisi bu kadar mı yıpratmıştı onu?

Pişmanlıkları annemi erkekler konusunda ne kadar da katılaştırmıştı. Ona kızabilir miydim? Benim için endişeleniyor muydu? Benimle konuşurken hissettiğim korku muydu? Arda ile beraberliğimizin onlarınki gibi sonuçlanacağından mı korkuyordu? Annelik koruma güdüsü dedikleri bu muydu? Tepkisi aşırı değil miydi?

Boğazımdan yüksek bir inilti çıktığında dönüp yüzümü yastığıma gömdüm. Yoksa ben mi aşırı tepki göstermiştim? Belki ikimiz de kendimizce haklıydık.

Bir an tekrar arayıp özür dilemek istedim ama geri adım atmak hem istiyor, hem de istemiyordum. Ne olursa olsun, annemin benim iyiliğimi istediğinin farkındaydım. Benim öfkelenmemin sebebi, Arda'yı tanımadan, aramızdaki ilişkiyi anlamadan yargılamasıydı.

Telefonumu elime alıp annemin ismini son aramalardan buldum. Özür dilemem gerekiyordu, yaptığım yanlıştı. Ama o da hatalıydı. Arda'dan şüphe etmeme sebep olacak şeyler söylemişti.

Yıllardır beynime ektiği aslında kendi korku ve endişeleriydi. Bunu şimdi daha iyi anlıyordum. Bu da yetmezmiş gibi bilinçaltıma yeni korkular ekmeye çalışmıştı. Ama bilmediği ve benim emin olduğum tek bir şey vardı, ne ben Nuray'dım, ne de Arda, Ayhan.

Gelecekte ne yaşayacağımızı şu anda bilemezdim; ancak beraber olacaksak da annemin ima ettiği gibi çocuğumuz asla bir gençlik hatası olmayacaktı. Bu kararlılıkla telefonumu kapatıp yana attım. Annemi daha sonra, her ikimiz de sakinleştikten sonra arayacaktım.

Arda'yı ve bugün kafeteryada bana yaşattığı arzuyu hatırladığımda, tenimin tekrar ısındığını hissettim. Kasıklarımdan karnımın içine yayılmaya başlayan hafif sancıyla nasıl başa çıkacağımı bilemediğim için sinirlerim iyice boşaldığında sadece ağlamak istedim. Konuşacak kimsem yoktu, tek başımaydım ve hissettiklerimden, vücudumun Arda'ya verdiği tepkiden korkuyordum.

İçim kaynıyordu, bir şeyleri vurup kırmak, enerjimi atmak istiyordum. Sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Sabahki gibi duş alırsam belki kendime gelirim diye düşünerek banyoya girdim. Ellerimi suyun altında fayansa dayayarak kendime gelmeye çalıştım.

Ilık duş ateşimi aldığı için fiziksel olarak biraz iyi gelmişti ama duygusal olarak yüreğimdeki ağırlık geçmemişti. Bunun üzerine beni sakinleştirecek tek yer olan müzik odasına gitmeye karar verdim.

Otomatik hareketlerle banyodan çıkıp kurulandım. Bir eşofman altı giydikten sonra, sütyen bile takmak istemedim. Beni bunaltacak ve sıkacak hiçbir şey istemiyordum şu anda. O yüzden, atletimin üzerine geçirdiğim eşofman üstümün fermuarını çektim.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin