Episode : One

710 67 105
                                    

Az önce birinin öldürüldüğünü görmüştün. Yaşlı bir adamı önce öldüresiye dövüp elindeki avcundaki tüm parayı almıştı. Daha sonra da ceketinden çıkardığı bıçakla adamın göğsüne ve karnına defalarca saplayıp çıkarmıştı bıçağı. Adam orada ölmüş katil ise çaldığı paraları o kan gölünün içinde saymaya başlamıştı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldın. Kalbindeki pompalanan kanın parmak uçlarına kadar ulaşmasını hissedecek kadar ciddi bir öfke ve açlık doldurmuştu içini. Kendinden emin adımlarla izlediğin yerden çıktın. Sessizce adama yaklaşmaya başlamıştın. Tam o an adam senin gölgeni görmüş ve ani bir hareketle olduğu yerden fırlayıp caddede koşmaya başlamıştı. Onu yakalayabileceğine emindin. Bu yüzden kaçması için izin verdin. Bir süre o koştu sen olduğun yerde izledin. Aradaki mesafe iyice açılmıştı. Hala olduğun yerde bekliyordun. Yerde yatan adamın nabzını kontrol ettin. Çoktan ölmüştü ve artık işine yaramazdı. Bu yüzden tekrar katile odaklandın. Az önce yolun sağından dönüşünü görmüştün. Sen bu sokakları avucunun içi gibi biliyordun ama o adamın bir bok bilmediğine emindin. Artık senin için de koşma vakti gelmişti. Az önce yolun sağa ayrılan kısmına bir kaç mili saniyede gelince durup sağa döndün. Islık çalarak çıkmaz sokağa girdin. Köşede duran büyük çöp yığını içindeki o insan kokusunu alıyordun. Bir yandan sakin adımlarla ilerlerken bir yandan da konuşmaya başladın. 

''Seni küçük yaratık...Dakikada bir adım atan o aciz ayaklarınla beni geride bırakabileceğini mi sandın gerçekten? Siz insanlar sahiden de değişik varlıklarsınız.'' 

Adımlarını çöp yığınının önüne gelince durdurdun. Tekrar derince bir nefes alıp önündeki yığını tek bir tekmede dağıtmıştın. Karşında korkmuş ve bir o kadar da şok olmuş bir çift göz vardı. Gecenin karanlığında birbirinizi zar zor seçebiliyordunuz ama bu senin için çok gereksiz bir ayrıntıydı. Karşındaki adam oturduğu yerden geri geri ilerlemeye çalışırken sende onun önüne çöküp emekler pozisyonda üzerine doğru ilerledin. Ve o hep alışık olduğun soruyu duydun. 

''Nesin sen ?!''  

Daha fazla zaman kaybetmene gerek yoktu. Basit bir hareketle adamı boynundan kavramıştın. Nefes alamadığı için ağzı yarım yamalak açılan adam şuan tam istediğin durumdaydı. Artık adalet yerini bulmalıydı. İçine çektiğin derin nefesle birlikte sen her hücrene kadar doyarken elinin altındaki adamda ruhunu sana teslim etmişti. 

****

''Kris sence de biraz hızlı hareket etmiyor musun?''

''YuJin bu mesele hakkında yorum yapmaman gerektiğini sana kaç defa hatırlatacağım ?''

''Abi hayatın hakkında endişeliyim farkında değil misin? Bırak yardım edeyim sana.''

Kris oturduğu yerden kalkıp kardeşine sarıldı.

''Bende senin hayatın hakkında endişeliyim kardeşim. Bu kızdan uzak durmanı istiyorum. Seni riske atamam. İnsan olmayışımız bir ruhumuzun olmadığı anlamına gelmiyor.'' 

Kapının çalmasıyla Kris kollarını kız kardeşinden ayırmıştı. İçeri gelen ırkın Kris' ten sonraki sorumlusu Sehun du. Kris neden geldiğini anlamış çenesi kasılmaya başlamıştı. 

''YuJin bize biraz izin verir misin?'' 

''Kris saçmalama Sehun ve ben evleneli bir yüz yıl kadar oldu farkındasın değil mi?''

''YuJin çık !'' Bu sert ikazın sahibi eşi Sehun olmuştu. YuJin sinirle eşine dişlerini gösterip dışarı çıkmıştı. 

''Sehun bir daha kardeşime emir verme. Seni bir daha uyarmak zorunda bırakma beni.'' 

''Kardeşin hak ediyor ama Kris. Ben kızın peşindeyken o da benim peşime yeni doğan takmış. Bu merakı yüzünden zarar görecek. Korkuyorum.''

Kris önde Sehun arkada odanın arka tarafında bulunan kitaplığı kaydırıp başka bir odaya geçmişlerdi. Burası ırkın üst düzey yöneticilerin girebildiği bir kan deposuydu. Ayrıca sessiz oluşundan dolayı çoğu önemli konunun da konuşulduğu bir alandı. 

''Ne buldun Sehun?'' Karanlık odanın loş ışıklarını yakarken konuştu Kris. 

''Kız tahmin ettiğimiz gibi saf kan. Dün gece şehirde takip ettim. Karnını doyurmakla meşguldü tabi.  Ama iki küçük sorunumuz var?''

''Daha fazla sorun kaldırmak istemiyorum Sehun. "

"Bilmen gerek ama. Birincisi peşinde bizden biri olduğunu hissetti buna eminim. Artık her ne yapacaksak çabuk olmak zorundayız. İkincisi ise kızdan kan kokusu almadım patron. Bu kız aradığımız kız. Büyü kitabı onda."

****

''Hadi ama buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum. Çık artık ortaya.''

 Sabahtan beri yana yakıla annenin sana verdiğini büyü kitabını arıyordun. 

''Cici kitap, minnoş kitap yeter ama artık ya! ''  Pes etmiş bir şekilde oturduğun koltuğun bir an normalden daha sert gelmişti sana. Olmaz ama acaba mı deyip oturduğun yerden kalktın ve koltuğun üstündeki minderi kaldırdın. Kitap tam da orada kadife kılıfında sana merhaba demişti. Sonunda derin bir nefes alabilmiştin. 440 yaşında olmana rağmen ilk defa büyüye ihtiyacın olmuştu ve kitabı sakladığın yeri unutmuştun. Bu kitap sana annenden hediyeydi. Ona da annesi vermişti. Siz bedenen insan ama ihtiyaçlar ve yaşam şartları olarak  Sugentem Anima ırkına bağlıydınız. Yani ailendeki her bir birey ve sen birer ruh emiciydiniz. 

İnsanlar sizin varlığınızı bilmiyordu. Benzer olduğunuz bir kaç destekçi ırk ve tek bir düşman ırk dışında sizi bilen kimse yoktu ve son zamanlarda peşinde farklı bir canlı türü olduğunu düşünmeye başlamıştın. Bu büyülerin olduğu kitapta seni koruyacak bir çok şey vardı. 

Gün ışığı yerini gecenin karanlığına bıraktığında köşede duran lambaderi açıp kitabı salonun ortasına koydun. Az sonra yapacağın büyü seni bir süreliğine insan dışı varlıklardan uzak tutacaktı. Amaç çevrende belirli bir alan yaratıp bu alana başka ırkların girmesini engellemekti. İnsan hariç hiç bir varlık sana yaklaşamazdı ve şuan o alan içinde olan varlıklarda uzaklaşamazdı. Sizi bir nevi balon içine hapsediyordu ve sen ne büyünün bu yönünü biliyordun ne de kapında seni öldürecek tek ırktan Kris'in varlığını....

BALLI ÇÖREKLERİMMM :)   ÇOYİ İZ KAMİNG :) 

Size taptaze bir mini fic getirdim.  😏 Bu kitap 500 kişilik minnoş bir aile olduğumuzda söz verdiğim kitap. Ayrıcaaa lise sınavına giren kuzucuklarım için de bir moral,  bir kafa dağıtma ürünü. Umarım bu minik kurgumda bana eşlik eder diğerleri gibi sahip çıkarsınız. 💜

Minnoş LGS tayfam 😍  Sınavınızın nasıl geçtiği zerre kadar umrumda değil. Sizin de olmasın. Eminim ki her biriniz ellerinizden gelenin çok daha fazlasını yaptınız. Yaşadığınız kaygıyı biliyorum ve sizlerle birlikte hissediyorum. Ama ne bu sınav ne de hayatın başka bir dönemi sizler için köprüden önceki son çıkış değil. Lütfen değerinizi üç basamaklı bir sınav notuna bağlamayın. Sizler birer birey olarak çok değerlisiniz. Ve ben hepinizi ayrı ayrı çok seviyorum.  ❤️  






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MagiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin