Yeni evimize geldiğimde, babama çok sinirliydim. Çünkü yaşadıklarımız hakkında ne bir açıklama nede bir düzeltme yolu arıyordu.
Yerleştiğimizde annemin gelip gelmeyeceğini düşünüyordum. Tam dolabımı açtığımda, kapı çaldı. Kapının beş altı metre uzağında siyah modern bir araba vardı. İlk baktığımda, babamın arkadaşlarından biri sanmıştım. Sonra arabanın kapısı açıldı ve içinden siyah Kalem eteği olan mor bluzlu bir kadın çıktı. İlk önce vücuduna baktığım için kim olduğunu anlayamamıştım. Sonra yüzüne baktığımda annem olduğunu anlamıştım. Çok şaşırdım. Annem kapıya doğru iki dirhem bir çekirdek yürürken ona şaşkınlıkla bakıyordum. Annem yanıma geldi bana sarıldı, öptü anneme dönüp ;
"-Anne senin buraya geleceğini düşünmezdim. Hangi rüzgar attı seni buraya? Ne oldu beni mi özledin, yoksa yeni evimizi incelemeye mi geldin? "bunu söylerken sesim çok iğneleyici çıkıyordu. Annem konuşmaya başladı.;
" -Kızım neden böyle söylüyorsun? Hem seni özlediğim için geldim. Hemde evi incelemek için."
Annemin sesi bir değişik gelmişti. Hem saat on buçuğa gelirken neden gelsinki?
Annem içeri girdiği gibi,babam hoşgeldin dedi. Annem cevap bile vermedi. Bende annemin bu tavrına karşılık odama kaçtım. Odam ne okadar büyük ne okadar şaaşaalıydı.
Odama geçip kitabımı elime aldım. Tam okuyacakken yan odadan sesler geliyordu anladım ki, annemle babam kavga ediyordu. İlk başta aldırmadım ama sesler daha çok yükselmeye başlayınca, yanlarına gittim. Ve konuşmaya başladım;
"-Ya yine ne oldu? Bu evindemi huzurunu kaçıracaksınız. Neden böylesiniz ben sizi çekmek zorunda Mıyım? "
Annem hemen çenesini açtı;
" - Kızım baban buraya gelmemi sorguluyor neymiş efendim... "
Annem sözünü tamamlamadan anneme sus diye bağırdım. Neden bunu yaptığımı bilmiyordum içimden geleni söylüyordum. ;
" - Benim sizin yüzünüzden hayatım kaydı mahvoldum. Farkındamısınız ?
Yaşadığımız birçok şeyi benden saklıyorsunuz. Hoşunuzamı gidiyor? Ne iyi bir arkadaşım oldu ne iyi bir hayatım anne, sen zenginsin herşeyi paranla düzeltiyordun hani ne oldu evliliğinizi niye parayla düzeltmenin? . Neden paranla şeref kazanmaya çalışıyorsun? Sana yıllardır anlatmaya çalışıyorum. Sen iyi bir anne değilsin baba ya sen? Neden yaşadıklarımızı düzeltye çalışmıyorsun?. Neden herşeyi uçuruma sürüklüyorsun? Neden elinde olanı beğenmiyorsun?"
arkamı döndüm ve kapıyı yüzlerine çarparak çıkmayı planlıyordum. Arkadan bi ses geldi ;
" - bırak İlknur peşinden gitme. "
Arkama baktım ve kapı kolunu iyice çevreleyip sertçe kapattım. Gecenin onbiri nereye gideceğimi bilmeden yürüyordum, upuzun caddede ağlayarak yürüyordum. Zaten bir daha eve dönmeyi planlanıyordum. Buralarıda bilmiyordum. Parka gidip oturmayı düşündüm. Ama oradada sarhoş adamlar birbirlerine saldırıyorlardı. Biraz daha ilerledim. Gördüğüm ilk sokağa girdim. Karanlıktan dolayı sokağın sonunu göremiyordum. Gördüğüme göre üç - beş ev kalanları arsa olan bir sokaktı. Kendimi tutamıyordum. Ağlarken sokağı inletecektim diyebilirim. Karşı daireden bir ışık yandı. Korktum ellerimin tersiyle gözlerimi sildim. Yanıma kapşonu takılı,yüzü görünmeyen biri yaklaştı. Kafamı aşağı eydim.
Çocuk "ne oldu neden ağlıyorsun" bende soğukkanlı bir şekilde
"sanane ne oldu yolda gördüğün kızı eve mi çekmeye çalışıyorsun?"
Çocuk konuşmaya devam etti:
Hayır hayır öyle bi amacım yok. Yolda bi melek gördüm yanına gelmek ve ne olduğunu öğrenmek istedim. "
Çocuğun benim sahipsiz olduğumu sanıp,beni kullanmasını istemiyordum. Çocuğa döndüm ve iğneleri bir şekilde ;
" - Nedenmiş canım. Yolda gördüğüm, tanımadığım birine neden derdimi anlatayım?.
Çocuk güldü ve tekrar konuşmaya başladı ;
"-tamam, herşeyi baştan alalım. Benim adım Rüzgar. Rüzgar Şensever. Namıdeğer "bela".
Çocuğun yüzüne dik dik baktım ve kaçmak için ayağa kalktım koşar adımlarla sokağı terk edecekken kolumdan tuttu ve ;
"-dursana ya. Hani herşeyi baştan alacaktık?
Bende dönüp;
"-Bir:Bırak kolumu.
İki: ben öyle birşey söylemedim senin ağızından çıktı. "
Namıdeğer "bela" gülmeye başladı. Gülmesi beni sinirlendiriyordu. Ve kolumu hala bırakmış değildi. Bende sinirlenip kolumu şiddetli bir şekilde salladım. O hışımla rüzgar kolumu bıraktı. Ve bana yaklaştı. Cebinden
Bıçak falan çıkaracağını sanıyordum ama cebinden para çıkardı elinde epitopu 15₺ vardı. Kolumdan tutup "benimle gel "dedi. Bırak kolumu diye bağırırken nereye geldiğimizi fark etmemiştim. Sahil kenarına gelmiştik. Beni önünde ufak masalar bulunan bir seyyar satıcının önüne getirdi. Adam arabanın içinde etleri ekmeğin arasına koyup masalara dağıtıyordu. Adam söze başladı;
"-oo rüzgarım, hoşgeldin ne zamandan beri yanında birini görmüyoruz. Hele şükür be rüzgarım.
Bende tepki verdim.
"-hayır hayır arkadaşıyım"
Arkadaşım olmamasına rağmen bir şeyleri belli etmemek için arkadaşım demiştim. İçimden bir his pişman olmadığımı söylüyordu. Rüzgar cebindeki parayı uzattı ve abi'ye bir şeyler söyledi.
Masaya oturduğumuzda üşüyordum. Nasıl olsa üstümde ince bir pijama vardı. Rüzgar üşüdüğümü anlayınca üzerindeki hırkayı bana verdi. Hırkayı omuzlarıma attım. Sonra üşüyüp hırkayı kollarıma giydim. Abi masaya, tepsiden iki paket koydu. Pakete baktım. Rüzgar ;
"-Merak etme zehirlenmessin. Bunun adı balık ekmek içinde balık var."
Bana dediklerinden sonra gülüp;
"-Canım yavaşş. annem zengin olabilir ama bende herşeyi bilirim. Benim çocukluğum balık ekmek yemekle geçti."
Rüzgar güldü "vaaay" bende bir ona baktım. Bir denize rüzgar okadarda tehlikeli bir insan değildi. Ama beni eline geçiremeyecekti. Biraz sonra masada sadece paketler vardı. Obur gibi herşeyi yemiştik. Rüzgarın üşüdüğünü fark ettim.ama belli etmiyordu. Rüzgara dönüp;
"-neden tanımadığın bir insana yardım ediyorsun? Neden karnımı doyurup, Isıtıyorsun?
Rüzgar hiçbirşey söylemedi. Bekledim
Bekledim
Bekledim
Ses gelmeyince "peki" deyip kalktım. Eve doğru ilerledim. Peşimden geleceğini düşünürdüm. Ama gelmedi. Yine o parkın önünden geçiyordum. Adamlar şişeleri kırıp bağırıyordu. Bir tanesi bana doğru yürüdü. Bende korkup geri geri yürümeye başladım. Adam üstüme doğru geldikçe daha çok korkuyordum. adam dik dik bakıp "sen sahipsizsin,ozaman artık bizimsin. dedi Korkudan ağlayasım geliyor ama ağlayamıyordum. Rüzgarın koşar adımlarla geldiğini gördüm. Sanırım halisinasyon. Adamla aramızda beş metre varken rüzgar koşar Adımlarla gelip, elimi tuttu. Beni çekti ve koşmaya başladık. Adamlar peşimizden geliyordu. Bir yere saklandık rüzgara döndüm baktım, nefes nefese kalmıştı. Rüzgar;
"-nerden buldun beni? "
Rüzgar nefes nefese ;
"-Ta... Ta.. Takip ettim.
Ağızımdan o an argo laflar çıkmak için hazırlanıyordu. Bir anda" ohaaa"
Diye bağırdım. Sonra bu olanlara son vermek için ;
"-Bak benim sevgilim yok ama beni seven biri var bende onu seviyorum. Ve cidden bunları duysa çok kızar. Tamam hayatımı kurtardın. Teşekkürler, ama peşimi bırak cidden duysa çok kızar. Sana minnettarım rüzgar.
Rüzgarın yüzünde hiçbir değişim görmedim yine yüzü mahkeme duvarı gibiydi. Rüzgar yanımdan uzaklaşıp gitti. Ve bende ne yapacağımı bilemeyip sokaklarda yürümeye başladım. Çok karanlıktı. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Işıkları yanan bir kafe gördüm. İçine girdim. Boş bir masa bulup oturdum. Rüzgarın hırkasını çıkarıp dikkat çekmemek için masaya koydum.
Sabah uyandığımda yan masalarda herkes kahvaltı ediyordu. Kalktım ve koşar adımlarla dışarı çıktım. Gidecek bir yerim olmadığını düşündüm. Ve annemin gittiğini aklımdan geçirip evin yolunu tuttum.
Eve geldiğimde anahtarımın olmadığını anlayıp, zili çaldım. Kapıyı açan babamdı. Babam hiçbir tepki vermeden "geç" dedi. Ayakkabılarımı çıkarıp salona geçtim. Babam;
"-birazcık iyimisin? "
Babamın bu tavrını anlamıyordum. Kafamı öne eğdim ve sessizce "evet" dedim. Utancımdan değildi kafamı eğmem. Babamın yüzünü görmemek için. Kalktım ve odama çıktım. Üstümü değiştirip duşa girdim. Uyumak için yatağa yattım. Yaşadıklarımı unutmak istiyordum. Ama unutamayacağımı biliyordum
iyi geceler 🖐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Yakın Sana Uzak
Teen FictionBundan sonraki hayatım nasıl olur bilmiyorum. Belkide mükemmel belkide acı dolu bir işkence...