22♧

1.5K 102 26
                                    

Lauren

Dudaklarıma yaklaştı ve yavaş bir şekilde alt dudağımı kavradı. Hafif hafif emerken kısık sesle inlemiştim. Ellerimi kalçasında birleştirip sıktım. Gülümseyerek dişlerini dudağıma geçirdi ve çekiştirdi.

Ah, tanrım. Seni deli gibi istiyorum.

Başımı arkaya doğru atıp kalçalarındaki elimi biraz daha sıktım. Çok güzel kokuyordu. Dişlerini dudağımdan çekti ve dudaklarını boynuma yöneltti. Sıcak nefesi kıvranmama yol açıyordu. Nasıl bu kadar iyi hissettirebiliyordu? Dudaklarını yavaş yavaş boynuma bastırıp derin bir nefes aldı. Bunu yapmasını çok seviyordum. Yanımda olmasını çok seviyordum. Kalçalarındaki ellerimi kaydırıp omzuna getirdim. Bir şeyler mırıldandı ama vücudumun her yerinde atan nabzım yüzünden duyamadım. Dudaklarını boynumdan kaldırıp gözlerime baktı. Sanırım bir cevap bekliyordu. Hızla inip kalkan göğsüm göğsüne çarpıyordu. Kaşlarımı kaldırıp bir elimi yanağına götürdüm.

Bir insan bu kadar güzel olamaz. Olmamalı.

Gülümsemeye başladığında ona doğru uzanıp gülüşünden öptüm.

Aklımı başımdan alıyorsun ve ben bunu seviyorum.

Gülümsemesi biraz daha genişlerken başını iki yana salladı ve başını tekrar boynuma gömdü. Kızarmıştı. Ah, tanrım. Dilini devreye soktuğunda başımı yere geri yatırıp inledim. Bana bir bakışı bile çıldırmama neden oluyordu. Vücudumun her bir zerresiyle ben ona aittim. Üzerimdeki kıyafeti yırtarcasına başımdan çıkardığında alt dudağımı dişleyip gülümsedim. Gözlerini kısa bir süre dudaklarımda gezdirdi ve yutkundu. Oh. Başını göğüslerimin arasına gömdü ve nefesini vererek göbeğime kadar geldi. Titreyen vücudumu kaldırıp oturur pozisyona geçmeye çalıştım fakat bir elini kaldırıp boynuma götürdü ve yere indirdi. Boynumdaki elini çekmedi, hafif hafif sıkıyordu. Gülümseyerek başımı kaldırdım. Dokunuşları ve öpüşleri o kadar nazikti ki. Beni incitmekten ölesiye korkuyor gibiydi, şu anda bile. Gözlerini tekrar dudaklarıma getirdi. Az önce ona yaptığım gibi bana yaklaştı ve dudaklarımdan öptü.

Bu kadar güzel gülmemelisin,

Bir elini kaldırıp etrafı işaret etti.

Tanrı kıskanır.

Genişleyen gülümsememle birlikte elimi kaldırıp omzuna hafifçe vurdum ve başımı geriye attım.

Bu donuk insan gülmedi senden önce Camila.

Kulağıma gelen tatlı kahkaha sesiyle birlikte gözlerimi kapatıp kendimi tamamen bu ana odakladım. Ona sahip olmak bu hayatta yaptığım ve yapabileceğim en güzel şeydi. Altımdaki kıyafeti ve iç çamaşırımı da çıkarttığında soğuk yüzünden titredim. Sıcak nefesini göbeğime ve kadınlığıma vererek üşümemem gerektiği ile ilgili bir kaç şey söyledi. Başını kaldırıp gözlerimizi bir kez daha buluşturdu. Ona bakarken içimden bir şeyler kopup gidiyordu, anlayamıyordum. İki parmağını içimde hissetmemle birlikte büyük bir çığlık atıp gözlerimi kocaman açtım.

Ah!

Canım yanmıştı. İçimde hareket etmeden duruyordu. Ben kendimi sıkabildiğim kadar sıkıyordum.

Çok darsın ve ıslaksın.

Gülümsemeye çalışarak tuttuğum nefesimi gürültülü bir şekilde geri verdim. İçimde çok yavaş hareket eden parmakları az da olsa rahatlamama neden olmuştu. Bir elimi sert bir şekilde omuzlarına atıp tırnaklarımı geçirdim. Onu hissetmek hoşuma gidiyordu. Hızlanmaya başladığında tekrar bir çığlık atarak başımı arkaya attım. Çok iyi hissettiriyordu. Adeta bu dünyaya onun olmak, onunla olmak için gönderilmiş gibiydim. Onunla olduğum her saniye gerçekten yaşadığımı hissediyordum. Dudakları sağ göğüs ucumu hapsederken diğer elini de kadınlığıma indirdi ve okşamaya başladı. Sarsılan bedenimi iyice soğuk zemine bastırıp nefes almaya çalıştım. Her geçen dakika da biraz daha hızlanıyordu ve ben artık sona yaklaşıyordum.

Ah, Camz! Geliyorum!

Hırlamaya benzer bir ses çıkarttığında sarsılan vücudumu kontrol etmeye çalıştım ama mümkün olmuyordu.

Çok ıslaksın, tanrım.

Dişlerimi birbirine geçirip sırtımı zeminden ayırdım ve titremeye başladım. Camila hızını sanki mümkünmüş gibi biraz daha arttırdığında artık kesinlikle sona gelmiştim ve bayılmak üzereydim. Omzundaki elini çekip saçlarının arasına geçirdim ve bütün gücümle çekiştirdim. Etrafa uzaktan gelen insan sesleri, benim inlemelerim ve Camila'nın kadınlığıma çarpan avucunun sesi hakimdi. En sonunda dayanamayıp kendimi bıraktığımda dişlerim birbirine çarpıyordu. Yavaş yavaş rahatlamaya başladığımda derin nefesler aldım ve verdim. Camila boşaldığımı anladığında gülümsedi ve dudaklarının arasındaki göğüs ucumu son bir kez ısırıp geri çekildi. Ellerini yavaş hareketlerle içimden çıkarttığında bacaklarımı büküp kollarımı doladım. Yanıma yatan Camila'nın sıcaklığı muhteşem hissettiriyordu. Ona doğru sokulup ısınmaya çalıştım. Bir elimi göğüslerinin üzerine bıraktım ve başımı boynuna gömüp nefeslerimin düzene girmesini bekledim.

Büyüklerin "yapma" dediği her türlü halt yenilmemiş, Tanrı'nın yasak buyurduğu günahlar işlenmemiş, en güzel kokan çiçek koklanmamış, en güzel kadınla en hoş şaraplar içilmemiş ve o kadının en güzel yeri öpülmemiş gibi. Bu yaşadıklarımızın başka hiçbir açıklaması olamaz.

Boynuna küçük bir öpücük kondurup gülümsedim. Bir elimi kaldırıp kalbinin üzerine koydum ve hafif hafif okşadım.

Burada tıkılı kaldım. Bunun doğru olmadığını söylüyorlar ama bu, bütün bilinen doğrulardan daha doğru hissettiriyor.

Başımı kaldırıp kalbinin üzerine de bir öpücük kondurdum.

Cennet diye bir yer varsa oraya sensiz girmek istemiyorum. Seninle birlikte yanmaya razıyım, zaten yanıyor olsam bile.


Fall Apart | CamrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin