yalnızlığın, mis kokmalı

10

tae hyung, busan'a gitmişti
kendisine bir hayat kurabilmesi yaklaşık üç ayını alsa da,
artık çöpünü atmaya giderken komşusuyla havadan sudan konuşabiliyor, dışarıda yemek yerken gelen kusma isteğini tuvalete gidene kadar tutabiliyor ve de her cuma günü romantik komedi dizisini bekleyen bir çift gibi sevgilisiyle çatı katında sevişiyordu

mektupları yazmayı bırakmıştı, içtiği sigarasını değiştirmişti
yazmaya ve çizmeye vakti boldu, ama parasızdı.
bundan dolayı sahil kıyısı boyunca yürüyüp kendi kendine şarkılar söylemeye ( yazmaya) başlamıştı.
cumartesi geceleri jimin'le birlikte bir şeyler mırıldanıp suda yüzerlerdi.

jimin, bir aşık değildi. ancak güzel kelimeleri ve ananas külü kokan aroması tae'yi ona bağlıyordu.

( tae'nin kiliseye gitmesinin tek sebebi arka bahçesinde jungkook için dua etmesiydi. ölüyor olmasını diliyor ve de sonra jimin'e yaslanarak sarsıla sarsıla ağlıyorlardı )
( bazen de mezarların üzerine işiyordu )

,

"sevgili tae hyung
bugün kumsalda otururken seni gördüm sandım.
bir çocukla yanak kızartacak şeyler yapıyordun
rüyalarımdan sonra gözlerimi yanıltman canımı acıtsa dahi-
her neyse (kelimelerin gerçekten de ruhumu ele geçirdi)
çoktan kül olmuş bedenin bana ölümü arzulatıyor
bu şehirden nefret ediyorum
sevgilim

seni arzulayan,
jungkook"

;

ben ne yapıyorum
nasıl gidiyor emin değilim
( hikayenin kapağını çizdiğim bir şey(?) yaptım, ama hoş oldu )

ght