Ben Papatya evet adım kokusuz ve sade bir çiçeği andırıyor.Bu yüzden okulda bütün arkadaşlarım Gül dışında hepsi bu ismimle dalga geçiyor.Öğretmenim kızsada bir işe yaramıyor.Sanki çok umursuyorlar.O gün okulun son günüydüyine herkes adetlerini yapmıştı yani dalga geçmişlerdi.Gözlerimse perişandı yılların üzüntüsü vardı yıpranmış gözlerimde.Gül de beni ağlarken görünce sordu neden ağlıyorsun?Nedenli nedensiz ağlayan çocuklara bir anlam veremesiniz ya ben de bunu biliyordum ve sadece gülmekten gözlerimden yaş geldi diye kestirip attım.Gül ben senin dostunum bana anlatabilirsin dedi.
İyiyim dedim bir yandan ağır ağır kalkmış sınıfa yürüyordum.Gül hala çömelmiş pozisyonda duruyordu.PapatyaMahallemize Yeni gelen Duygu hanımın köpeği kurabiye nin vahşi mi uysal mı bir köpek çıkacağını düşünüyordu.Öğretmenler telefüs bitti diye bağırmaya başladığında is adımlarını geniş ve hızlı atmaya başladı en son koridorun yarısına geldiğinde öğretmen kapıyı tam kapayacakken yetişti.Kurabiye ye bir merhaba demek güzel olurdu doğrusu.Sınıf öğretmenleri Ali bey zaman kaybetmeden hiç ama hiç hoşlanmazdı.Hemen sınıfa sınıf dikkatinizi toplayın matematik dersinde aritmetik ortalamayı öğreteceğin size dedi.Herkes toparlanınca matematik
defterinizi açın dedi.Önce gösterdi sonra yazdırdı.
Bir daha telefüs zili çaldığında çocuklar on sayfa bitirmişti.Ama bu Haksızlık
Büyüklere bu lafı söylediğinizde hiç umursamazlar sen de yani hemen haksızlık diyorsun ya da boşver diyorlar.Oysa çocuklar için bir haksızlık bin haksızlık oluyor.Hakkını savunuyorlar bazen büyüklerin bile yapamayacağı şeyleri yapıyorlar.Ama bazen de umursamaz büyüklere şikayet ediyorlar.Pısırık utangaç içine kapanık çocuklar da oluyor bazen hemen özür diliyorlar.Karşı tarafı sevindiriyorlar.Papatyaya göre farklı olabilir ama bana göre arkadaşlarınla başlayan bir tartışma öğretmeninle her tartışın benim için mahkemede avukatsız bir insanla açtığın bir münazaraya benzer.O hakimin beyaz kıvırcık saçlarına baka baka eee bir yandan da tokmağa
Hakkını savunmaya benzer.Bezmiş bir hakime hakkını savunmaya daha benzer daha doğrusu.
Ama bence daha ne olduğunu gözden geçirmeden özür dilemek benim için bir yenilgi zurnası gibi.AdaletinSimgesi bir heykeldir.Gözü bağlı bir kadındır.Elinde adaletin simgesi terazinin sağ ve sol kefesi vardır.Gözünün bağlı olma nedeni başkalarının kendi kararlarına verdiği tepkiden etkilenmesin diyedir.Yalancı çoban hikayesi
Papatya yatağına geçmiş cibinliğini örtmüş dedesine masal okuyabilirsin dede diye seslenmiş.Dedesi masal kitapsız gelince şaşırdı.Dedesi sana bugün yalancı çobanın hikayesini anlatacağım.Papatya merakla dedesinin yüzüne bakmış.Dedesi ama gözünü kapat da dinle.Papatya yatağında kıvrılmış sonra da gözünü kapatıp hazırım diye bağırmış.Dedesi şşşt biraz sesiz ol!Anneni uyandıracaksın hem senin de uykun kaçar masallar sakin sakin dinlenir.Papatya 1 saniye sonra hadi anlat dedi.Dedesi başlamış anlatmaya evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken günün birinde bir çoban yaşarmış.Bu çoban yalan söylemekten insanları kandırmaktan adeta zevk alıyormuş.Bir gün kendine eğlence ararken aklını yalan söylemek gelmiş.Başlamış bağırmaya yetişin komşular kuzularımı kurtlar yiyor yetişin!Bütün köylüler elinde bıçak meşalelerle çıkmışlar bir de bakmışlar ortada kurt murt yok kuzular sağlam çoban yüzlerine bakarak gülüyormuş.Anlamışlar hemen söylene söylene içeri gimişler.Birkaç saat sonra çalılar hışırdamaya başlamış içinde kurtlar çıkmış.Çoban yine başlamış bağırmaya yetişin kurtlar kuzularımı yiyor yetişin!Herkes yine bu çoban yalan söylüyor diye umursamamışlar bile.Kurtlar kuzularını yemiş ve sıra bizim çobana gelmiş çoban kaçacak delik aramaya başlamadan ona saldırıp onu yemişler.Sonradan Herkes farkına varmış gerçek olduğunu.Kurtları kovmuşlar ama üzüntüleri çokmuş.İçeriden bir ses gelmiş hey dedesi İsmet gelir misin buraya?Hemen kızım ne oldu?Şey minik bir sorun dolabın bir kısmı çıktı diyebiliriz.İsmet bey neeeee diyerek hışımla sandalyesinden kalktı.Ay dedee herhalde seni hiç anlayamayacağım.Aman be kurabiye
Okuluma giderken Duygu hanım'ın evine bir uğrayayım dedim.Hem zaten yedide kalkmıştım.Duygu hanım'ın evinin Demir kapısına geldiğimde hala kuşluk vaktiydi.Beyaz villasına baktım.Bahçesi çok büyüktü ama Kurabiye'den iz bile yoktu.Bu durum beni rahatsız etmeye başlamıştı.Duygu hanım yalan mı söylemişti?Acaba yalancı çoban ile aynı sona m... Hav hav hırrr!Bu gelen bir köpek sesiydi.Elbette buna emindim.Hav hav.Duygu hanım elinde bir yorgunluk kahvesi ile çıkageldi.Şşş Kurabiye lütfen komşularımızı korkutup havlamayı kes!Bana baktı ah özür dilerim Papatya dedi.Bu köpeğim de gelip geçene havlıyor.Motosikletli olsun arabalı olsun...Neyse içeri buyurmaz mıydın?A ne tabii tabii buyururum içeri teşekkürler bayan Duygu.İçeri girdiğimde deri koltuğunun kumaş örtüsüne oturdum.O da bana bir kahve hazırlamaya gitti.Mutfaktan hala sesi az çok geliyordu.Senin okulun yok muydu evladım?Gerçi neden bu kadar geç kalktın ki.Daha kuşlar bile uyanamadan.Duraksadı ve elektrik telinin üstüne tüneyip uyuyan kuşlara baktı.Daha ben yerleri süpürmüştüm.Ki Kurabiye'nin havlaması ile geldim.Isırır mı ısırmaz mı?Onu da bilmediğim için biraz onu gözetlemem gerekebilir.Dedi ve kahve ile yanıma geldi.Eline de tahta bir sehpaya kahvemi koydu.Benden cevap beklermiş gibi bir hali vardı.Ama ben ise hemen çantamı alıp artık geç oldu ben okuluma gideyim dedim.Bunun üzerine Duygu hanım tabi tabi sen okulundan olma dedi.Üzgün üzgün. I ı peki
Peki.
YOU ARE READING
Yalan dünya
Mystery / ThrillerBen hayatı seviyorum.Ama bazı acımasız haksız yönleri de olabiliyor.Ne gibi?Ama nasıl?İşte bu sorulara cevap bulmaya çalışan Papatya'yı anlatıyor.