Denizde güzel bir vakit geçirdikten
sonra akşam için hazırlanmaya başladık. Bizi yemeğe götürmeyi teklif eden beylere karşın Elanur ise bana kıyafetler gösteriyordu. Heyecanlı olmalıydı, ben de bunu onun için yapıyordum. Keşke Alaz ile böylesine büyük bir tartışmaya girmeseydik. Aramızda büyük bir soğukluk vardı. Onun benim hakkımda neler düşündüğünü bilmiyordum, sabah kavga edip denizde Elanur ve Emre'nin anlamaması için birbirimizle mesafeli olmak şartıyla biraz konuşmuştuk. Kavgalar edip barışıyorduk, flört ediyorduk ve bu bizi sevgili gibi gösteriyordu. En sevmediğim şey de böyle bir bilinmemezlikte olmaktı.Huzursuzca kollarımı göğüslerimde birleştirdim. Bu işin sonunda benim kalbim çok kötü kırılacaktı. Alaz'a bir şeyler hissetmektense Atalay'a olan aşkımdan ölsem daha iyiydi. Elanur ise ofladı.
"Kanka ne oldu sana? Yani sabahtan beri tuhaf davranıyorsun, bir şey mi oldu?" dedi endişeli bir ses tonuyla. Onu endişelendirmek benim isteyeceğim en son şeydi. Fakat o beni iyi tanıyordu. Yalan söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil gibi bir durumdaydım.
"Yok, ben iyiyim. Sadece biraz gerginim de." diye yalan söylemiştim. Aslında Alaz yanında gerileceğim en son insan bile değildi. Bu bir sorgudan kurtulma yalanıydı sadece.
"Kanka niye geriliyorsun ki? Çok güzel olmuşsun ayrıca, düşürürsün kendine Alaz'ı." dedi Elanur. Tabii, bana aşık değildi ki nereme düşecekti? Aynaya baktım. Sarı, uzun ve dalgalı saçlarım dolgun görünüyordu. Kırmızı rujum ve siyah kalemim, giydiğim kırmızı pantolon ve beyaz büstiyer ile uyum sağlıyordu ve biraz olsun düzgün göründüğümü bilmek beni rahatlatmıştı.
"Teşekkür ederim, sende güzel görünüyorsun. Asıl ben senin için heyecanlıyım. Belki o gün bu gündür, ne dersin? Emre sana çıkma teklifi eder mi?" dedim Elanur'a bakarak. Üstüne baktım. Kafasında bir şapka ve şapkayı ters takmıştı, gri bir atlet ve altında siyah bir kot pantolon vardı. Saçları simsiyah ve dalgalıydı. Beline bağladığı mavi kot bir ceket ile çok güzel bir görüntü yakalamıştı. Elanur esmerdi ve kendi tonunda makyaj yaptığı için doğal duruyordu. Ayrıca benden kat kat daha çekici bir kızdı.
"Ay bilmiyorum, gerildim." dediğinde güldüm. En çok da onun için mutluydum. Umarım Emre ile aralarında bir şeyler olur da, umutsuz platonik aşkı sona erer diye düşünmeden edemedim. Elanur'u hayatımda ilk defa bu kadar aşık görmüştüm.
"Hadi çıkalım." dedim ve kapıyı açtım. Elanur son bir kez aynaya baktıktan sonra arkamdan geldi. Salona doğru ilerledik.
Alaz ve Emre kendi aralarında sohbet ediyordu. Alaz'a baktım, çok yakışıklı görünüyordu. Beyaz gömlek altına siyah pantolon ve hafif dağınık saçlarıyla, çok çekici görünüyordu. Emre ise kafasında bir bere, gri t-shirt ve altına mavi pantolonla çok iyi görünüyordu. Sarı saçları ve mavi gözleri onu bu kıyafetlerle çok iyi yansıtıyordu. Elanur bağırarak onların dikkatlerini buraya çekti.
"Evet beyler! Kim hazır çifte randevuya?" Elanur bunu söylediğinde Alaz ve Emre bize dönüp baktı. Ben ise sadece Alaz'a odaklandım. Bana gülümseyerek bakıyordu. O bana gülümseyince aklım resmen duruyordu. Neden böyle şeyler hissettiğimi anlayamıyordum. Aşık oluyor olamazdım değil mi? Hayır olamazdım. Duru, bir kez daha böyle bir hatayı yapmayacaktı. O an Elanur konuştu.
"Sonunda güzel bir tatile çıktık. Bunu kutlamasak olmazdı." Elanur bunu söylediğinde bunu umursamadım. İçimden ise deli gibi korkmaya başlamıştım. Ya kalbi bende olmayan birine aşık olmak gibi bir hata yaparsam? Sonra Alaz bana doğru yaklaştı. Aramız ne kadar kötü olursa olsun her zaman bir şekilde aramızı düzeltiyorduk, bunu da bana olan gülümseyişinden anlamıştım.