Bölüm Başlığı

3 0 0
                                    

Nasıl geçti onca zaman bilmiyorum. Saymıyorum ama farkındayım, çok oldu. İlk günler bir saat bile binlerce yıla bedelmiş gibiydi. Zamanla alıştım eksik kalmaya.  Her gece bir ahla kapattım gözümü, her sabah bin kere tövbe ettim. Hep karşıma çıkacağın o günü düşündüm. Bir gün dedim; belki bambaşka bir zamanda ama bir gün mutlaka..
Kafamda milyonlarca şey kurdum, onlarla tek tek savaştım. Her şeyi bir gün sana söylemek için biriktirdim. Karşına geçip bak ben hala ayaktayım diyeceğim günün hayaliyle tutundum yaşama. Hala tertemizim, hala bıraktığın gibiyim demek için. Yüzüne baktığımda senden iğrenmemek adına nasıl direndiğimi gör istedim. Evet sen yokken bin kere öldüm, sonra bin kere geri döndüm şu lanet olası dünyaya; ama bak şimdi içim buz gibi! Üzüldüm, kırıldım, yalnız kaldım, bana bıraktığın utancın altından kalkamadım yıllarca ama şimdi içimdeki çiçekler tekrardan açtı. Sen yıktığın hayatımın üstüne yeni bir hayat kurdun ama ben o enkazdan sapasağlam çıktım. Senden sonra ben yerin yedi kat dibini gördüm. Düştüğüm yerden hep tek başıma kalktım. Güçlü olmayı öğrendim. Bana bıraktığın boşlukta sabretmeyi öğrendim. Bak hala ayaktayım. Sırtımdaki bıçakla yaşıyorum. Hiç geçmedi acısı. Yarası hiç iyileşmedi, sızısı hiç geçmedi. Senin bıraktığın acılar öldürmedi beni, yaşatmadı da doyasıya. Bu yüzden hiç bir şeyi unutmadım. Sabahlara kadar ağladığım günleri de, o günlerde bana hiç uzatmadığın elini de unutmadım. Şimdi sen bunca şeyden sonra başka bir kadına aşık olmuşsun. Gördüm, ilk yemeğe çıktığımız gün giydiğin gömleğini giymişsin. O gün çekildiğimiz fotoğraftaki gibi bakıyorsun; mutlu ve huzurlu.
Sahi huzurlu musun?
Onunda gözlerinin içine bakarak şarkılar söylüyor musun?
Ya da işten yorgun geldiğinde eve, onunda dizlerine yatıyor musun?
Sıkıldın dimi sorulardan.
Anlayabiliyorum, gözümün önüne getirebiliyorum yüzünün alacağı ifadeyi. Senin bir kaçına bile tahammül edemediğin şeylerin binlercesiyle savaşarak geldim oysa bugüne.
Nasıl anlayacaksın ki.
Anlasan bile hissedebilecek misin sanki içimdeki acıyı?
Yaşamayan hissedemez ki.
18 yaşındaydım ben sana aşık olduğumda; şimdi beynimi de deşsem hatırlayamadığım bir günde. O yangının içine o gün düştüm ben. Yıllarca tek başıma yandım. Eskiden üzerime su serperdi varlığın ama hiç bir zaman sönmedim.
Zaman zaman hala sızlıyorum.
Eskisi kadar çok acımıyor ama biliyor musun?
Çünkü bana bıraktığın ne varsa acı tatlı, hepsiyle yüzleştim. Olur olmadık yerlerde gözlerim dolmadığından beri hissedebiliyorum içimin soğuduğunu.
Haklıymışsın adam, geçiyormuş.
Ama asla bitmiyormuş.
Geçerken bıraktığı izler geceler boyu sızladığında gördüm. Söylediğin kadar kolay değilmiş. Öldürmeyen şey güçlendirmekten ziyade, ömürden çalıyormuş. Hepsini acı acı öğrendim.
Seni hala affedemedim.

Dilerim, beni zamanla unutursun diye tek başıma bıraktığın o "zaman" seni bir fotoğraftan ağlaya ağlaya af dileyecek çaresizliğe götürsün.
Hakkımda, sevgimde helal değil sana.
Bunu böyle bilesin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin