Bölüm 5

9.7K 352 6
                                    

Zaman mı durmuştu yoksa!

Sesini bulamadı bir süre sonra ağzını açıp öfkesini kusacaktı ki Mete çoktan Demir'in yakasına yapışmış yumruklaşmaya başlamışlardı. Dudaklarından tek bir cümle döküldü
'Bu o!'

Melis şaşkınlıkla ne yapması gerektiğini bilemez halde Mina'yı sarstı. Emre ve Aslı da dalaşmakta olan iki iri cüsseli adamı ayırmaya çalışıyorlardı.

'Yeterrrrr!!!!'
Kızın çığlığıyla ikisi de bir an için durdu ve ona baktılar. Demir'in dudağının kenarından Mete'nin de kaşından süzülen kan sinirlerini iyice zıplatmıştı. Öfkeyle masadan çantasını alıp dışarı attı kendini.

Yüzünü gökyüzüne kaldırıp tüm bu olanların kabus olması için sicim gibi yağan yağmur altında dua ediyordu. Birden onu arkasında hissetti. Artık her ne kadar midesini bulandırsa da tanımışlık hissi içinde biryerlere yerleşmişti ve tabi bir de okyanusu andıran erkeksi kokusu.

'Sen nasıl bir zorbasın. Nasıl bir adam kendini bu şekilde kabul ettirmeye çalışır. ?' Öfke dolu gözlerle ona döndü. Gözlerinde küçümseyici ve aynı zamanda sahiplenici bir ifadeyle bakıyordu genç kıza. Ufacık da olsa pişmanlık aradı o gözlerde ama yoktu ki bu daha çok sinirlenmesine sebep oldu. 'Beni nasıl bu duruma düşürürsün arkadaşlarıma nasıl böyle davranırsın ve hepsinden önemlisi beni nasıl öpersin ?
'Çünkü sen benimsin '

Çığlık atmamak için zor tutuyordu kendini. Isıtmaktan dudaklarının iç kısmı yara olmuş belli belirsiz kan tadı bile alıyordu.
Önünde valenin getirip kapısını açtığı arabaya binmesi bekleniyordu.  Daha çok beklerlerdi değil mi!

Dönüp yürümeye başlamıştı ki bileklerinden kavrandığı gibi koltuğa atıldı. 'Sen bana bu şekilde davranamazsın'
Daha cümlesi bitmeden kapandı kapı ve adamda yerine geçip arabayı çalıştırdı.

'Beni nereye götürüyorsun?'
'Şimdilik evin olan yere'

Sinirle dudaklarını dişledi ve kafasını camdan dışarı çevirip yolu izlemeye başladı. Saçlarından süzülen sular iyice içinin titremesine sebep oluyordu. Adam da bunu anlamış olacak ki hem koltuk hem araç içi ısıtmayı çalıştırdı. Bu genç kızın yavaş yavaş gevşemesine yatışmasına yol açtı.

Adam bir türlü yola odaklanamıyordu. Yo hayır bu kadar yakınında böyle öfkeli bir güzellik varken pek mümkün değildi. Ve öyle de olmalıydı sonuçta o sağlıklı bir erkekti.

Olabildiğince yavaş gidiyor yan koltuktan yayılan yasemin kokusunun tadını çıkarıyordu.

Araba durduğu an gözlerini araladı Mina. Tam inecekti ki
'Bana bak tüm bu saçmalıklardan sıkıldım. Size verdiğim süre de soldu. Ailenin başka bir kardeşin olduğunu söylediği zırvalıkları. Senin gereksiz yere kaçma girişimlerin artık fazlasıyla sinirlerimi bozuyor. Yarın hazır ol ve sana yönlendireceğim arabayla yeni evine geç. Düğün hazırlıklarını orda tamamlarsın'
'O söylediğin asla olmayacak. '
'Sakın sabrımı zorlama emin ol...'
Hışımla arabadan indi kız. Daha fazla bu saçmalıkları dinlemeyecekti. Adam tekrar bileğinden tutup çevirdi. Bu hareketinden de sıkılmıştı artık.
İyice ıslanmış fazlasıyla sinirlenmiş halde
'Yeterrr'diye bağırdı tüm gücüyle.
'Anlamıyor musun istemiyorum seni. Nefret ediyorum sana bakmak bile midemi bul...'adam aynı akşamda ikinci kez öpüyordu onu. Ama bu kez farklı. Çok daha farklı.
Dudaklarına olabildiğince bastırıyor kızın da dudaklarını aralamadı için baskı uyguluyordu.
Bir yandan da belindeki eliyle kızı yatıştırıp uyum sağlaması için teşvik ediyordu. Kız adamın dudağının kenarındaki kanın tadını aldı. Kendine engel olamıyor adama bir türlü karşı koyamıyordu.

Dilini dudaklarından içeri ittiği an delirecek gibi oldu. Bu kız onu mantığını kaybetmesine yol açacak kadar çok uyarıyordu. İçindeki dürtüye yenik düşerek başını iki yanından tutup elini saçlarının içine daldırdı. Artık daha da sertlerdi. Yağmur içinde bulundukları durumu daha da eşsiz kılıyor dışarıdaki hayatı unutturuyordu. Artık durmalıyım diye düşündü. Yoksa kızı bileğinden tutup kendi evine götürecek ve içindeki yerini bulana kadar duramayacaktı.

En sonunda güçlükle ayrıldığında kızın dudakları şişmiş ve fazlasıyla dağılmış durumdaydı. Birşey söyleyecekmiş gibi dudaklarını araladı fakat sonra vazgeçip arkasını döndü. Hızla eve koştu.

O an adamın onu ilk gördüğü gün bahçe kapısından süzülürken ki hali belirdi zihninde. O gün ve bu gece. Birbirlerinden o kadar farklıydı ki. Ama artık bildiği tek şey kızın ona ait olduğuydu. Onunla işi bittiğinde kalbini kendi sunacaktı adama. Zafer kazanmışlık hissiyle gülümsedi ve arabasına binip ordan ayrıldı.

Islaklığına aldırmadan odaya girdiği gibi kendini yatağa bıraktı kız. İstemsiz bir şekilde parmaklarını dudaklarında gezdiriyor biraz önce olanları kavramaya çalışıyordu.

Hayır yani bu zorbadan etkilenmiş olamazdı öyle değil mi!

Sinirle kendini duşa attı ve adamı zihninden uzaklaştırmaya çalıştı. Fakat fazlasıyla zorlandı. Duştan çıktığında bile aklının bir köşesinde ona çapkınca sırıtıyordu. O korkunç yaraya rağmen hala yakışıklı görünen yüzü ve erkeksi bedeni...Kendine kızıp söylendi neler saçmalıyordu böyle. Bir türlü bedeninin ihanetini kabul edemiyor adamla arasındaki çekimi görmezden gelmek istiyordu.

Bu işten en kısa sürede sıyrılmalıyım diye karar aldı ve derin bir uykunun kollarına bıraktı kendini.

Adamın gecesi de kızdan çok farklı geçmiyordu. Aldığı soğuk duş bile yatışmasını sağlamamış hala deli gibi onu istemesini biraz olsun dindirmemişti. En kısa zamanda bu evlilik gerçekleşmezse sağlık problemleri bile yaşayabilirdi.
Sebebini kendine açıklamakta zorlansa da başka kadınlarla birlikte olmak istememesinin nedeni dahil o cadıydı.
Oysa hemen hemen her gece yatağını ısıtacak kadınlar bulunurdu etrafında. Ve hepsi de büyük bir tatminle ayrılırdı yanından.

Tüm bunların acısını çıkaracaktı o ufaklıktan.

Kendine bir içki doldurup karşısındaki karanlık ormanı izlemeye başladı. Anlaşılan uzun bir gece olacak ve bir duş daha almadan uykuya dalamayacaktı.

Sabah kız soluğu annesinin odasında aldı. Ne olduğunu kavrayamayan Ayla hanım sorgular gözlerle kızını izliyor bir yandan da hazırlanıyordu.
İlerlemeye başlamış yaşına rağmen her zaman alımlı bir kadın olmuştu.

Kızının nefes dahi almadan anlattıklarını tartarcasına dinledi. Duydukları alnının kırışmasına yol açtı.

'Peki ama ne zamana kadar?'
'Anne er geç o da bu durumdan sıkılacaktır. '
'Peki nerde olacaksın?'
'Bilmeseniz daha iyi...'

Kadın parmaklarını alnına vuruyor odanın içinde dolanıyor bir sonuca varmaya çalıyordu. Evet kızı haklıydı. Öylece o adama teslim edemezlerdi.
'Peki kim olacak yanında?'
'Mete...'
'Ya sizi bulursa!'
'Ona evlendiğimizi ve herşeyin çok geç olduğunu söyleyeceğiz'
'Neeee...'kadının gözleri dehşetle açıldı. Kızı bir adamla evlenmekten kaçmak için başka bir adamla mı olacaktı...

ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin