16. Bölüm

2.3K 88 1
                                    

Uuupuzun bir aradan sonra herkese selamlaarr! Sezon finali gibi bişey oldu bu zamana kadar ama bundan sonra daha sık bölümler atacağım bikaç aksilik oldu bu yüzden 2-3 ay kadarcık ara vermek zorunda kaldık. Bunun için kusura bakmayın. İyi okumalar!! 


Cem dizlerimden kalkıp "Saat kaç?" diye sordu.

"10'a geliyor." dedim. Başını sallayarak "İyi o zaman gidebiliriz" dedi. Heyecanla "Ne, nereye?" diye sordum. Sırıtarak "Sürpriz!" dedi.

"Ama yemekler?"

"Yemekler bekleyebilir!"

Doğru ya kaç saattir beklemişti yemekler. Biraz daha bekleseler ne olacak?

Cem elimden tutarak beni portmantonun oraya sürükledi. Ama telefonlarımız salonda kalmıştı telefonlarımızı da alıp montlarımızı da giydikten sonra evden çıktık.

Arabaya bindiğimizde heyecanım giderek artmıştı.

15 dakika sonra araba bir yerde durdu. Yüksek seste bir müzik duyuluyordu. Cem arabadan inince ben de indim ve Cem'i takip etmeye başladım. İçeriye girene kadar izlediğim izlenime göre burası bir bara benziyordu.

Herkesin çılgınlar gibi dans ettiği mekana girdik. Tahmin ettiğim gibi romantik yalancı sevgilim beni bara getirmişti. Bara gelmek ne kadar romantik olurdu orası tartışılırdı ama onunla ilk defa dışarıda bir mekana geldiğim için bu ortam bana romantik gelmiş de  olabilir. Sonuçta hangi insan kulak zarını patlatacak şekilde müzik çalan bir ortama romantik der ki? Ben buyum işte!

Düşüncelerimden sıyrılıp barın asıl yerine geldiğimizde duraksadım. Herkes birbirinden kopmuş dans ediyor, bazı gereksizler köşede yiyişiyor, bazıları içiyor, bazıları da.. anlayın işte herkes kendi kafasını yaşıyordu. Kalabalığın etrafından geçerek barmenin bulunduğu kısıma geldik. Yüksek taburelerin bulunduğu kısıma yani barmenin büfesinin önündeki kısıma geldik ve oraya oturduk.

Cem bize iki meyveli votka söylediğinde ona dönüp içki içmediğimi söyledim. Ama o bir günlükten bir şey olmayacağını söyleyip geçiştirdi. Yine de içmeyecektim. Kolay değil içki içmek ve bir günlük bile olsa ben içki içeceğimi pek sanmıyorum.

-----

Aradan yarım saat geçmişti. Cem dört ya da beşinci votkasını bitiriyordu. Ben daha bitirmemiştim bardağımı. Yalnızca Cem'in baskılarından kurtulmak için bir yudum almıştım. Ne kadar meyveli dense de tadı iğrençti. 

Yarım saattir bardakla bakışıyordum. Cem ise yarım saattir bir sürü içki içmişti. İçkinin etkisiyle kendi kendine sırıtıyordu ve bu onu olduğundan daha tatlı yapıyordu. Eh, tabi bu tatlılık da etrafından ilgi çekiyordu. Yani diyorum ki burada bulunan bazı kızlarımız benim yalancı(!) sevgilimi gözleriyle yiyorlardı. Ben de o yiyicilere pis bakışlarımı atmaktan çekinmiyorum tabi. Yalandan falan da olsa sevgilim bir kere. Benim sevgilim. Öhöm! Yani yalandan sevgilim.

---------

Barda bir saat kadar daha kaldıktan sonra çıktık. Dört beş bardak içkinin ardından bi' o kadar daha içki içmişti. Hem de tüm ısrarlarıma rağmen beni dinlememiş bana inat daha çok içmişti. Anlayacağınız beni çok sinir etmişti. Şuan sarhoştu bu yüzden bunun acısını daha sonra çıkaracaktım. 

Çok fazla sarhoş olduğu için bu halde araba falan kullanamazdı. O yüzden barın dışarısına çıktığımızda yoldan geçen bir taksiyi durdurmuştum. Evin adresini verdikten sonra yirmi dakika içerisinde eve gelmiştik. 

Evin önünde indikten sonra Cem'in bir kolunu omzuma atıp benden destek almasını sağlayarak evin bahçesine doğru yürüdüm. 

Kapının önüne geldiğimizde Cem'in ağırlığını daha fazla kaldıramayarak onu kapının yanına oturttum. Kapıyı açıp içeri girdim ve ışığı açtım. Ve ŞOK! Her yer, her yerdeydi! 


Biraz az oldu farkındayım ama söz bidahaki bölüm daha uzun olucak :)


Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin