Multi Media: Luna
x
Kafamdaki düşüncelerden sıyrılıp elimdeki annemden son kalan fotoğrafı çekmecedeki eski yerine özenle yerleştirdim. Kitaplığıma yönelip en son okumaya başladığım ''Suç & Ceza'' romanını okumaya devam ettim.Şu kitapta beni en çok etkileyen söz şu aslında tamamen dünyanın tanımı gibi benim için;
- Aslında her yer boğucu burada, insanın soluk alabileceği bir yer yok. Sokaklar bile penceresiz odalara benziyor.-
- Suç & Ceza-
Özellikle ailemi kaybettikten sonra bu durumun biraz daha farkına vardım. Aslında çoğumuz bunu biliyoruz ki ailemiz olmadan çok eksiğiz. Dünyanın en katı insanı dahi gelse onunda içinde bir aile sevgisi vardır. Belki çok azdır ama hiç değildir.
Gene düşüncelere dalmışken odanın kapısı tırmalanmaya başladı. Kapıya doğru gidip kapıyı araladım ve 'Luna'yı içeri aldım.
'' Bu sefer neyi mi kırmaya geldiğiniz Luna efendi?'' diyerek ona suçlar bir bakış attım. İki gün önce en sevdiğim çerçevimi kıran bu haylaz yumurcağı yatağımın üzerine bıraktım. Ama o rahat durur mu? Tabii ki hayır.
''Luna! Rahat dur!'' diye sitem ederek bu sefer onu kucağıma alıp aşağı indim. Alt kattaki yatağına onu bıraktıktan sonra;
''Eşyalarımdan uzak dur haylaz yaratık'' dedim küçük bir sima ile ama bilin bakalım o ne yaptı. Bana baktı ve koşarak merdivenlerden doğruca odamın kapısından içeri girip çalışma masamın üstündeki kalemliği yere fırlattı. Yani sanırım kalemlik çünkü ben onun hızına yetişemediğimden sadece seslerle yetiniyordum.
''Luna! Kalemliğimden ne istiyorsun!'' ve 'sanane ne istiyorsam istiyorum' dercesine yanımdan geçip odadan çıktı ve alt kata indi. Bu onun sanırım ''O ifadelerine dikkat et Esila!'' deme yöntemi.
Yere fırlatıldığı için saçılan kalemleri alıp yeniden kalemliğe koydum. Kedi bile bana eziyet etmek yaşıyordu sanırsın.
''Luna ile kavganız bitti mi?'' diyerek gülerek odaya giren yengeme bakıp,
''Bitti gibi görünüyor'' dedim ve içten bir şekilde gülümsedim.
''Yarın seni yeni okuluna kaydettireceğiz. Sende okulu görmek istersen eğer bizimle gel. Nedersin?''
''Çok iyi olur hem dediğin gibi okuluda görmüş olurum''
''Biz sabah 08:45 gibi çıkarız''
''Tamam ozaman kaçta kalkalım kahvaltı için?''
''07:00 gibi iyi olur sofrayı toplamak falan anca hazırlanırız''
''Tamam ozaman'' konuşmamız bittikten sonra odadan çıktı. Bende dolabımın başına geçip hemen bir kombin yapıp arkadaşlarımla buluşmak üzere giyinmeye başladım. Makyaj yapmayı pek fazla sevmezdim ama hiç yapmadan çıktığım söylenemez yani en azından rimel ve parlatıcı sürüyorum. Rimel ve portakallı parlatıcımı sürdükten sonra aşağı indim.
''Yenge ben arkadaşlarımla buluşmak için dışarı çıkıyorum. Çok geçe kalmam'' dedim ve ayakkabılarımı giyindikten sonra hemen çıktım. Saat 13:22 idi ve ben evde bu saatte tıkılı kalamazdım. Hemen telefonumu çıkarıp Seray'ımm yazan numaraya tıkladım.
''Seray nerede buluşuyoruz''
''Sahilde her zaman oturduğumuz kafe var ya orayı düşündük biz''
''Tamam o zaman ben 15-20 dakikaya orada olurum siz?
''Bizim 25 dakikayı bulur biraz yaa''
''Tamam sorun değil, bekliyorum. O zamana kadar bir şeyler içerim bende''
''Tamam hadi kapa yeter. Ne çok konuştun. Kapatıyorum''
''Bir kere sen değil ben kapatırım'' diyip seri bir şekilde ilk önce kapattım. Tabii sonra beni geri aradı ama yemezler. Açtığım anda kapatıyor. Ben çok gördüm bu numaraları, yemezler...
***
''Sonunda teşrif ettiniz. Vay be! Bu günleri de mi görecektik?'' dedim kaşlarımı çatarak.
''Ne var be alt tarafı azıcık geciktik'' göz devirdim ve ardından,
''Azıcık kavramın bir saat ise peki!'' diye tısladım. Ve aniden Meryem bağırdı;
''Sen koluna faça mı çektin lan!'' diyerek bileğimi tuttu. Ve herkes bize döndü. Bende yanlış anlaşılmanın düzelmesi adına herkesin duyabileceği bir tonda,
''Mal mısın acaba? Luna yaptı tabii ki! Mal mıyım ben niye faça çekeyim?''
''Benden sana tavsiye Luna'ya bişiler yaptır canavar oldu iyicene bu ne lan faça çekmiş gibi''
''Valla bende bilmiyorum napıcam. Bu ara çok huysuz. Hayır mart ayında falan da değiliz anlamadım ki. Habire koluma saldırıyor''
''Luna bu ne yapsa yeridir'' dedikten sonra Seray eliyle garsona işaret etti;
''Ben bir Latte alıcam ama bol köpüklü olsun'' dedi
''Ben de bir Türk kahvesi alıcam'' diyen Meryem'den sonra sıra bana gelmişti,
''Bende sanırım bir Vanilyalı milkshake alıcağım'' dedim ve çocuk siparişleri alıp gitti.
''Meryem sen hani Çağrı'dan ayrılıyordun? Ne oldu o iş? Gene ayrılmadın değil mi? Bu çocukta ne buluyorsun kızım sen bir kere bu çocuk seninle ilk sevgili olduğu dönemde Şule ile fingirdemedi mi? Hayır ne bu inat yani?'' diyen Seray'a karşın Meryem kaşlarını çattı,
''Kızım ben sana Serkan yalağında ne bulduğunu soruyor muyum? Sanane?''
''Kızım Serkan beni aldatmadı etmedi, sadece benden ayrıldıktan sonra mendil gibi kız değiştirdi ama bu onun diğer kızlarda beni bulamamasından kaynaklı bunu biliyorsunuz. Çocuk kaç kere anlattı size''
''İşte ben bu yüzden sevgili yapmıyorum. Neden çünkü ne gerek var?''
''Sen şuna bulamıyorum desene'' dedi hep bir ağızdan ikiside.
''Ha deyin be oradan. Elimi sallasa ellisi, ama ben sallamıyorum'' diyerek çevirmeye çalıştım fakat pek başarılı olduğum söylenemez gibi duruyor çünkü olay şundan ibaret sözlerle sonlandı;
''Tabii, tabii öyledir''
'' Yaw heeh he o dediğinden''
***
Bugünlük bu kadar umarım hoşunuza kaçmıştır sdasds. Her neyse cozutmadan görüşürüz.
Vote vermeyi unutmayın!
Kedi bana aittir arkadaşlar yani sahibi kardeşim ve benim başkasına ait değil yani.
Gerçek adı Oğluş -> Luna erkek yani.
Alın Size Luna!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat | Esila & Kuzey
JugendliteraturHenüz 17 yaşındaki Esila yeni hayatına bambaşka bir şehirde başlar. Ailesini trafik kazasında kaybeden Esila'nın bakımı dayısı ve yengesi tarafından üstlenilir. Yeni bir hayata başladığı bu şehirde Esila ayrıca yeni bir okula başlar. Bu okul onun da...