Eymen yanımda hala uyuyordu. Yüzü o kadar güzeldi ki, daha önce bu kadar yakışıklı bir erkeği hiç görmediğimi hatırlatıyordu bana. Her ne kadar onu uyandırmak istesem de, onu izleme isteğini bastıramıyordum.
Bir süre daha soluksuz onu izledikten sonra Eymen kıpırdamaya başladı. Bakışlarımı hemen üzerinden çekip tavana diktim. Uyandığını, okyanus mavisi gözlerini üzerime diktiğinde anlamıştım.
"Ne zaman uyandın?" diye sordu uykulu bir sesle. Yeni uyandığında sesi o kadar değişik geliyordu ki. O kalin ve sert sesinden eser yoktu.
"Yeni uyandım." Yalandan kim öldü de ben öleceğim? Cevap vermedi ama gözleri hala üzerimdeydi.
Beraber oturma odasındaki kanepede yatmıştık. Ne kadar süre hiçbir şey söylemeden o şekilde sarılı durmuştuk hiçbir fikrim yoktu ama en sonunda uyuya kalmışız.
Saat sabah yediydi. Geç yattığımız halde ikimiz de erken uyanmıştık ama bir yandan da iyi olmuştu. Önceki gün fazla bir şey yemediğim için açlıktan ölmek üzereydim.
"Aç misin?" diye sordu Eymen, düşüncelerimi okumuştu sanki.
"Hem de ne açım."
-
Eymen'le birlikte küçük bir cafeye gelmiştik kahvaltı yapmak için. Sabahın erken saatlerinde fazla kimse yoktu, zaten haftasonu bu kadar erken kalkan bir biz vardık galiba. Siparişimizi vermiş kahvaltının gelmesini beklerken biraz sohbet ediyorduk. Daha doğrusu ben konuşuyordum, Eymen ise beni dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZ
Teen FictionEymen ULUHAN. Nam-i diğer KORKUSUZ. Bütün şehir tarafından Korkusuz olarak bilinen yirmi üç yaşındaki bir adamın, aslında tek korkusunun aşık olmak olduğunu kim tahmin edebilirdi ki? Her şey, Yaren Aksu'nun arkadaşlarının zoruyla Korkusuz'un mekanın...