Adı "MAVİ" Olsun\2

5.Bölüm.(Kötü Gülüş.)

Elimi tutan eli gevşedi. Gözleri şüphe dolmuştu. İsmimi duymuştu demek. Duymasa şaşardım zaten.

"Soyad?" Dedi bana geri dönüp.

Elimi geri çektim. "Kimliğimin fotokopisini yollarım istersen."

Kağan güldü. Tamamen ortamı sakinleştirmek içindi sanırım. Çünkü benim yüzümde gülmeye dair hafif bir kıpırtı bile yoktu.

"Hadi Gökçe." Dedi Özgür. Elini uzattı. Gökçe başıyla selam verip Özgür'ün elini tuttu ve odadan çıktılar.

Dikkatinizi çekiyorum. Elini tutmuştu!

"Nefretini gizle biraz." Dedi Kağan yerine otururken.

"Gizlemek için sebebim yok." Dedim. Özgür'ün odasına geçmişlerdi. Storlar camın yarısına kadar çekili olduğu için görünmüyorlardı.

"Neyse." Dedim sonra. "Gidip senin planlarını yapayım. Bir saate gelirim."

"Tamamdır."

Masamın olduğu odaya girince diğer köşede oturan bir kız gözüme çarptı. Hande olmalıydı. Önündeki kağıda hızla bir şeyler yazıyordu. Uzun saçlı,gözlüklü,ince bir kızdı. Taktığı gözlükler ona ciddilik kazandırıyordu.

"Merhaba." Dediğimde bana döndü. Kısa bir bakıştı. Sonra geri kafasını kağıda döndürdü. "Özgür Bey müsait değil."

Güzel.

"Kağan'ın asistanı olarak işe başladım ben." Dedim. "Kağan Bey'in."

Tekrardan başını kaldırdı. "Hayırlı olsun." Dedi sevecen bir tavırla. "Kusura bakma o kadar işim var ki. Farkında bile değilim."

"Önemli değil canım." Deyip kendi yerime oturdum. "Özgür sana çok mu iş yüklüyor?" Diye sordum eğlenerek. "Bey.." Diye ekledim. "Özgür Bey."

"Merak etme ispiyoncu değilimdir." Dedi. "Ve evet. Özgür Bey'le çalışmak gerçekten zor. Kağan Bey değil ama. Benim gibi sürekli çalışmak zorunda kalmayacaksın korkma."

Yazısına geri döndü. Odayı inceledim. Ferahtı en azından. İnsanı boğan bir yer değildi.

Başımı eğip Özgür'ün odasına doğru baktım. O sırada odasının kapısı açıldı ve Gökçe odadan çıktı. Gözlerimi ordan çektim. Keşke Hande'nin yerinde otursaydım da Özgür'ü görmeseydim. Karşımda olmak zorunda değildi.

Daha fazla oyalanmadan not defterimi çıkardım ve Kağan'ın bugün yapacaklarını bot almaya başladım. Çok fazla bir şey yoktu ama yinede saatleri ayarlamak zahmetli olmuştu.

Elim değmişken yarın ki programınıda ayarlamıştım. Buda yaklaşık bir buçuk saatimi almıştı. Listelerin kopyalarını elime alıp Kağan'ın odasına gitmek için ayaklandığımda Hande "Nereye?" Diye sordu.

"Kağan Bey'e." Dedim. "Ne oldu ki?"

Bir dosya uzattı. "Kağan Bey'in dosyası. Özgür Bey'e imzalatıp götürebilirsin."

Ona doğru gittim. "Sen imzalatmadın mı?"

Omuz silkti. "Daha yeni farkettim. Bir şey olmaz hemen yan odada. İmzalatırsın iki dakikada."

İmzalatmak mesele değilde..

"Sen imzalatır.."

"Yemez seni.." Dedi gülerek. Elime tutuşturdu.

Dosyayı alıp Kağan'ın odasına ilerledim. Kapıyı çalıp içeriye girdim.

"İki günlük planın." Deyip önüne bıraktım.