Bir çok ülkede yaygın hale gelmiş, bir çok genci intihara sürüklemiş, online bir oyunda tanıştılar.
4 hayat bir oyunda birleşti. 4 fecaat hayat. Birincisi Galip. Eşcinseldi ve saygısızlığa uğruyor, hakaretlere maruz kalıyor, eziliyordu.
İkincisi Dolunay. Babası tarafından şiddet gören, obsesif-kompulsif kişilik bozukluğundan, psikolojik tedavi gören bir kız.
En yakın arkadaşını kaybetmiş acısı taze.
Üçüncüsü Berzan. 11 yaşında trafik kazası sebebiyle bacaklarını kaybetmiş engelli bir gençti.
Tüm hayali milli takımda kaptan olmak, kaptan olmasa bile yer almaktı.
Dördüncüsü Özlem. 19 yaşında aşık olduğu adamın ortaya çıkmasıyla birlikte, babası tarafından sokağa atılmış, kendini otel odalarında bulmuş bir kadındı. Aşkı ilk günkü gibi tazeydi. 24 yaşında bir seks işçisiydi.İnsanların bir çoğu sanal alem de farklı kişiliklere bürünerek rol oynarken onlar tüm hayatını birbirlerine anlatmış, birbirlerine tutunmaya çalışıyorlardı. Kayacan ilk başlarda farklı kişilik ile arkadaşlık kursa da zamanla onlara açılmış, hayatını anlatmıştı. Oyunda evler, arabalar, pastaneler gibi birçok şeye sahiplerdi. Yaşayamadıkları hayatları, gerçeklikten çok uzak bir dünyalarda yaşıyorlardı.
Galip, ona eşcinsel olduğu için hakaret edenleri banlıyordu.
Dolunay, kötü insanların evine girip eşyaları bozuyor, onlardan intikam alıyordu.
Berzan, tekerlekli sandalyeyle değil ayaklarıyla yürüyor, en güzel giysileri giyiyordu.
Özlem, geleceğin kötü babaları gibi görünen kişilere öğütler veriyor, Dolunay’ın yaptığı gibi kötü kişilerin evlerine girip eşyaları bozuyor, suratına pasta atıyordu.
Hayal dünyasıydı ama her şey mümkün, her şey adaletli, her şey güzeldi.
Her gece birinin evinde toplanılıyor, 4 farklı şehirden insan oturup sohbet ediyorlardı.
Bazen yüzüyorlar, bazen barda alkol alıyorlar, bazen diskoda dans ediyorlar, bazen balık tutuyorlardı. Oyunda, gerçek hayattan uzak durmaya çalıştığı her insandan uzak duruyorlar bazen onları cezalandırıyorlardı.
İmkan olduğu halde gerçek hayatta olmayan her şeye orada sahipti hepsi.
Dörtlü grup ne kadar birbirlerini severlerse sevsinler, ne kadar samimi olurlarsa olsunlar, tüm insanlıktan korkmaları aralarındaki arkadaşlıklarda bazen kopukluklara neden oluyordu. Hiçbiri birbirine numarasını vermiyor, soy ismini söylemiyor, fotoğrafını atmıyor hatta yaşadıkları şehri bile söylemiyorlardı. Olağan bir şeydir herkesi zarar gördüğün kişiye benzetmek. Saflığına geri dönmen zaman alır.
Kimisi bir araya gelmelerini Tanrının bahşettiği bir şey olarak görüyor kimisi tesadüf diyor kimisi ‘Birbirimizi çektik’ diyor. Ne denilirse denilsin 4 kirli hayat birbirini buluyor.
Her gün haberleştikleri gibi gece 00.00’da kendi kurdukları İyilik ütopyasında buluşuyorlar. İyilik ütopyasına giriş için izin istiyor. Giren kişiyi ilk önce Galip karşılıyor. Eşcinsel olduğunu söylüyor. Gelen kişinin verdiği tepki olumlu ise geçiyor. İkinci aşamada Dolunay karşılıyor. Psikolojik tedavi gördüğünü söylüyor. Aynı şekilde verilen tepki olumlu ise geçiyor. Üçüncü aşamada Berzan karşılıyor. Engelli birisi olduğunu söylüyor. Olumlu tepki verilirse son aşama olarak Özlem karşılıyor.
Nadirdir seks işçisine, seks işçisi diyen. İstedikleri gibi biriyse alınıyor ütopyaya.
Saat 00.00’da geldiği zaman Özlem’in evinde buluşulacak, biraz sohbetten sonra diskoda dans edilecekti. Her gün program değişiyor ama saat hiç şaşmıyordu.Gece 00.00’yi gösterirken kişiler birer birer oyuna girmişti. Önce, bu gece ev sahipliği yapacak olan Özlem, ardından ‘‘Merhaba Özlem abla’’ diyerek giren Galip. Galibin hemen peşinden ‘‘Bugün, ‘Hep oturuyorsun kıçın ağrımıyor mu?’ diye alay eden çocuğun sırasına raptiye koydum. Oturmasıyla, çığlık içinde zıplaması bir oldu. Yaşasın intikam.’’ Diye sevinçle odaya dalan Berzan. 3 dakika sonra, ‘’Odamda zemheri bir karanlık var ve ben mutluyum.’’ Diyerek gelen Dolunay.
Özlem: Neden geç kaldın karanlıkların tanrısı? Yoksa aydınlık yerleri mi karartıyordun?
Dolunay: Aydınlık yerler o kadar çok ki, insanlar her gün bir yerleri aydınlatıyor, bir yerlere umut ışığı oluyor. Ama ne yazık ki umut ışıkları karşılıklı çıkarlar üzerine aydınlatıyor. Benim aydınlıkları karartmaya yetecek gücüm yok. Özellikle karşılıklı çıkarlar üzerine aydınlanmış yerler ve insanları yenemiyorum. Çıkar işte, çok güçlü bir silah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOLOJ'İNT
Ficção AdolescenteBİR TUTAM SAYGI LÜTFEN! Efendim! Saygı dedik! Ben bir ideolojiyi savunuyorsam veya cinsel yönelimim sizler gibi değilse yahut aynı ırktan, aynı mezhepten, aynı dinden değil isek, saygı duyun! Saygısızlık yaptığınız her an, kişi savunduğu şeyin milit...