Karanlık

188 11 7
                                    

Annemin ölümünden sonra hayatım hiç de kolay olmadı. Henüz 15 yaşındayım ve kendimi çok yalnız hissediyorum. Aslında annem ölmeden önce de böyleydi. YALNIZ'dım. Babam zaten annemden boşandıktan sonra yeni biriyle evlendi.Aslinda Tuğçe kötü biri değil ama babamdam nefret ettiğim için benden kimse onun yeni karısını sevmemi bekleyemez!!Eminim niye babamdan nefret ettiğimi merak ediyorsunuzdur.Annem ile babam evli iken çok mutlulardı taaki babamın anneme olan aşkı bitip yeni birine aşık olana kadar...Tuğçe babamı buyulemisti.Tamam onlara haksızlık edemem ama babam o kadınla evlendikten sonra bizi bir kere bike aramadi.Taşindiğımızı bile bilmiyordur kesin.Ondan gerçekten nefret ediyorum.Annemi üzdüğü için, onu bıraktığı için. Annemin cenazesine gelmesini bile beklemiyordum.Cenazedeyken aklıma şu geldi ben şimdi kimde kalacağım?? Babama asla gitmem ki; zaten onlarda beni istemezler diye düşünürken Tuğçe yanıma geldi.Siyah güneş gözlüğü ve siyah elbise gitmişti klasik cenaze kıyafeti. Yüzüme bakarak konuşmaya başladı:

"Biliyorum annenin ölmesi seni mahvetti ama bundan sonrasına bakman gerek. Bu yüzden babanla konuşup bizle kalman kararını verdik."

"Ha-hah-ır.. "

"İtiraz etme başka nerde kalacaksın? dedi."

Şok oldum resmen.Babamdan nefret ederken nasıl onlarla her gecemi geçirecektim?Bunu anneme nasıl yaparım?. Gerçekten çok zor bir karar vermem gerek.Bunlari düşünürken Tuğçe beni apar topar arabaya koydu.Evimize gidiyoduk.Annemle benim evimize.Aslinda o eve annemsiz hiç girmedim, şimdi ise babamın karısıyla giriyorum.

"Eşyalarını toplaman gerek Eylül. Biraz acele etsen iyi olur."

Daha ben o evde kalıp kalmiyacagimi söylemedim bile.Benim yerime kararlar verilmiş bile. Böylece sayiklanirken merdivenlerden odama doğru çıktım. Dolabimin ustunden bavulumu alıp esyalarimi tek tek bavula yerlestirdim.Babamda ortalarda gözükmüyor. Cenazede de onu göremedim. Kesin ona ne kadar kızgın olduğumu biliyor ve benim yuzume gozukmek istemiyor.Esyalarimin hemen hemen hepsini bavula koyup evime son kez veda ettim.

"Eylül gitmemiz gerek tatlım acele et"

Bavulumu zorlada olsa aşağı indirdim.Beni merdivenin yarısında gören Tuğçe hemen yardima koştu. Iyi anne ayaklari yapiyor bana bende çocuktumda bu numaraları yiycem.Bavulu Tuğçe aldı ben de kapiyi kilitledim.Bahceye doğru ilerleyip eve dışardan baktim.

"Hoşçakal"

Çok sesli söylemiş olucam ki, Tuğçe yanıma geldi:

"Ahh tatlım istediğin zaman ebine gelebilirsin"

"Biliyorum" diyip arabaya ilerledim.Acaba çok mu kaba davrandım? Özür mu dilesem diye düşünürken Tuğçe arabaya asık bir suratla bindi.Yuzu den de anlaşılacağı gibi lafıma fazla alındı galiba. Özür felan dilemiyecegim ama sonucta annemle babamın ayrılmasına neden olan birinden neden Özür diliyim ki? Benim ve annemin yaşadıklarını anlasın. Ne zorluklar çektiğimizi. Galiba ev oldukça uzakta olucak ki bu kadar yol gittik.Arabada çıt çıkmıyor bende sıkılıp müzik açtım. Kahretsin!! Annemin en sevdiği şarkı. THE BEATLES- SEPTEMBER.Evet yasindan daha genç müzikler dinlerdi.Bunu hep söylediğimde bana kızardı ve:

"Ben yaşlı değilim" derdi. Anılarım depreşti.

Nirden araba durdu ve karşımda 2 katlı pembe tahta bir evle karşılaştım. "Vayy bee"

olamaz sesli düşündüm. Ben bunu düşünürken Tuğçe'ye baktim.Yuzunde bir sırıtma vardı. Sinirr bunun neresi komik?? Elini kapıya doğru yöneltti:

"Sana bir süprizim var"

Ayakkabılarımı çıkarıp, karsima baktım.

"OLAMAZ!!!"

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin